HER ANI YAŞAMAK
ABOUT TIME
Anı yaşamanın önemini, zamanı istediği gibi kontrol edebilen bir adam üzerinden anlatan etkileyici bir film About Time.
İlk başta klasik bir aşk filmi gibi gözükse de aslında bilim kurguya kaçan büyük bir yanı da var.
Film ana karakterimiz Tim’in (Domhnall Gleeson) 21 yaşına bastıktan sonra öğrendiği “Zamanda yolculuk” yeteneği ile akmaya başlıyor diyebiliriz. Zamanda yolculuk gibi ağır bir konuyu içinde barındıran bu romantik komedi filmi , ufak tefek mantıksızlıklarını esas dönen olaylarla ve vermek istediği mesajlarla çok güzel yediriyor.
Hepimiz mutlaka zamanda yolculuk yapmayı en az bir kere düşünmüşüzdür. Peki ya gerçekten böyle bir güce sahip olsaydınız? Yapacağınız ilk şey ne olurdu?
Bizim zaman yolcumuz Tim, yeteneğini çoğu zaman ilişkilerini mükemmelleştirmeye çalışmak için kullanıyor. Yılmadan aynı zamana tekrar tekrar gidip adeta bir oyun gibi, en iyisini yakalamaya çalışıyor.
Fakat film ilerledikçe mükemmeli yakalamanın mümkün olmadığını ve bazı şeylerin yaşanmasının önüne geçilemediğini görüyoruz. Aynı zamanda da ne kadar zaman yolculuğu yaparsa yapsın bazı şeylerin hiçbir alternatifte olmayacağı gerçeğiyle de yüzleşiyor Tim.
Tim’in belki de en büyük yanılgısı hatalarını kendisinde değil davranışlarında araması ve bunu anlayana kadar da birçok şeyi tekrar tekrar, başka şekillerde yeniden yaşamasıydı.
Geçmişi değiştirmesinin geleceği de etkileyeceğini hesaba katmayan Tim, aşık olduğu kadın Mary (Rachel Mcadams) ile birkaç defa farklı senaryolarla yeniden tanışmak zorunda kaldı. Ve kelimenin tam anlamıyla hem Mary’nin kaderini hem de kendi kaderini kendisi elleriyle değiştirdi.
Film bizlere gerçek sevginin yalnızca sevgililerde olmayacağını çok kuvvetli aile bağları göstererek anlatıyor. Filmdeki baba-oğul ilişkisi ve aralarındaki diyaloglar belki de filmde en etkileyici bulduğum yerlerden biriydi.
Filmdeki karakterler de gerçek hayatın içinden gibiydiler. Ondandır ki zaman zaman oyuncular sanki yazılı bir senaryo üzerinden değil de doğaçlama rol yapıyorlarmış gibi hissettiriyordu. Filmde karakterlerin tanıtımlarını aslında karşılarına zıt karakterleri koyarak sağlamış Richard Curtis (yönetmen/senarist).
Tim’in kardeşi ‘Kit Kat’ (Lydia Wilson) eğer bu kadar uçuk kaçık ve olağanüstü olmasaydı Tim’in arada kalmış karakterini bu kadar iyi anlayıp benimseyemezdik.
Filmi izledikten sonra yaşadığınız günler film şeridi gibi birer birer gözünüzün önüne geliyor. Ve bence kesinlikle anı yaşamakla ilgili bir farkındalık katıyor film biz izleyenlere.
“Gerçek şu ki, artık hiç zamanda yolculuk yapmıyorum. Sadece her günü, sanki kasıtlı olarak o günün tadını çıkarmak için dönmüşüm gibi, sanki olağanüstü, sıradan hayatımın en son günüymüş gibi yaşıyorum.” About Time 2013
