Bu ay, okulların da açılmasıyla yoğunlaşan dönemde biraz olsun nefes almak istediğiniz zamanlarda izleyebileceğiniz kısa filmlerden bir liste hazırladım. Şimdiden iyi seyirler!
NEFESİNİ TUT
Listenin ilk filmi Nefesini Tut, Türk yapımı fantastik bir kara komedi filmi. Yurtdışında da oldukça ilgi görmüş olan Nefesini Tut filmi Emin Murat Kılıç’ın kendi yazdığı ve yönettiği 9 dakikalık bir filmdir.
“Herkesin istediği ‘zihin okuma’ gücüne sahip olsak hayatımız nasıl olabilirdi?” İhtimalleri üzerinden bu düşünceyi oldukça gerçekçi bir senaryoyla bizlere sunuyor Nefesini Tut. Film, ilk kısmı daha mizahi giderken aniden dramatikleşen senaryosuyla dinamik bir yapıya sahip.
Emin Murat Kılıç, zihin okuma gücünü zekice kullanıp siyaset, sosyal medyadaki sahte hayatlar vb. konularda eleştirel tavır takınmayı da atlamamış.
Filmin Amerika’yı da eleştirmesi ve Amerika’dan 4 ödül alması da oldukça ironik bir durumdur.
THE EXPERT SERİSİ
The Expert, toplamda 4 kısa skeçten oluşan bir komedi serisidir. Filmlerin dördü de iş yerinde “uzman”lara yöneltilen absürt istekler ve baskıyı anlatıyor. Filmlerin hepsi, odadaki tek mantıklı kişi olmanın zorluğunu ve çaresizliğini aktarıyor.
Serinin en uzun filmi 8 dakika ile ilki. Hepsine Youtube’tan erişebilirsiniz. Komedi serisi olarak geçse de bu filmlere trajikomik demek daha doğru olur gibime geliyor. Zira gerçeklerin abartılmış yansıması demek mümkün..
LE BALLON ROUGE (KIRMIZI BALON)
Sıradaki film, listedeki en eski ve en uzun film. 1956 Fransa’sında geçen Kırmızı Balon filmi küçük bir çocuk ve kırmızı bir balon arasındaki arkadaşlığı anlatıyor Filmin içinde neredeyse hiç diyalog olmaması ve yine de aktarmak istediğini çok naif bir şekilde aktarabilmesi filmi daha da etkileyici kılmayı başarıyor. Görüntülerin geneli gri tonlarındayken balonlar gri dünyayı adeta renklendiriyor.
Kırmızı Balon ,bir kısa film olarak en iyi Özgün Senaryo Oscar’ını almış ve bunu başaran tek kısa film olmuştur. Film ayrıca Cannes film Festivali’nde kısa film dalında Altın Palmiye’yi de kazanarak başarısını tescillemiştir. Yönetmen ve senarist koltuğundaki Albert Lamorisse filmde kendi çocuklarını oynatmıştır.
Filmin zaman zaman tekrar izlenmesi gereken, yaş aldıkça yeni anlamlar kazanabilecek bir film olduğuna inanıyorum. Kırmızı Balon imgesinin herkese her yaşta bambaşka anlamlar ifade edebilmesi gerçekten çok güzel.
SALI
Salı, şehirde yaşayan genç bir kızın bir gününü yaşatıyor bizlere. Kamera ,film boyunca bir insanın gözüymüş gibi hareket ediyor, gözlemliyor Aslı’yı.
Ziya Demirel’in yönetmeni olduğu Salı Cannes ve Sundance’de en iyi kısa film için yarışmış, yurt içinde de bolca ödül almış bir filmdir.
Demirel’in aktarmak istediği “Türkiye’de kadın olmak” cümlesi hiç müdahale olmaksızın anlatılmış filmde. Bu noktada Salı’ya gerçekçi demek yerine “gerçek” tanımını kullanmayı tercih ediyorum.
THE NEIGHBORS’ WINDOW
Listenin son filmi The Neighbors’ Window, üç küçük çocukla beraber orta yaş krizinin eşiğinde bir çiftin karşı apartmanlarına taşınan genç ve enerjik çifti düzenli olarak röntgenlemesi üzerinden gidiyor. İnsan olmanın karşı konulamaz kıyaslama içgüdüsü ile çiftimiz gözetleme işini düzenli bir hale getiriyorlar ve her gün sahip olamadıkları hayata daha da imrenir duruma geliyorlar.
Bazen çok yüzeysel şeylere tutunur onlara imreniriz. Ve çoğu zaman elimizdekilerin değerini anlamak bir şeylere bağlı olmak zorunda gibi olur. Bir motivasyon olmadan elimizdekilerin kıymetini kavrayamayız
The Neighbors’ Window 2020 Oscar ödüllerinde en iyi kısa film seçilmiştir. Film, Diane Weipert’in gerçek hikayesinden ilham alınarak yazılmış.
The Neighbors’ Window kesinlikle ara ara hatırlanması gereken bir film..
