Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, SGK borçlarına ilişkin hükümet kararını İzmir Büyükşehir Belediyesi gündemine taşıyarak yerel yönetimlerin borçlarının devlet tarafından silinmesi gerektiğini ifade etti.  Işık “1960’lardan itibaren yerel yönetimlerin borçları yapılandırılmıştı. İlk kez 1965 yıllarında yapılandırma yapılmıştır. Belediyeler ve bunlara bağlı işletmelerin 825 milyon TL’lik borcu genel bütçenin yüzde 5’i olan tutar yapılandırılmıştır. Bu düzenlemeyle ile yerel yönetimlerin borçlarının telkin edilmesi planlanmıştır. Kamu iktisadi teşebbüslerine olan borçları da yapılandırılmıştır. Yoksul dediğimiz o dönemlerin genel idaresi belediyelere ve diğer kurumlara bu olanağı tanımıştır. Buna İller Bankasına olan borçlar da dahil edilmiştir” dedi. Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı’nda özetle şu ifadeleri kullandı; “Bakanlıklar da zorda, yapılması gereken ödemeler yapılmıyor ancak bozuk ekonominin sorumluluğunu yerel yönetimlere yüklemeyi kabul etmiyorum. Yakın zamanda mahalli idareler yönetimlerinin CHP’ye geçmesi bir karşı hamle getirdi. 25 kuruşa simit yok diyerek bir hamle yapıldı. Belediyelerin SGK borçlarının gündeme getirilmesiyle bir hamle yapıldı, bu halka hizmeti engeller. Belediyelerin sadece SGK değil başka borçları da var. Bunun nasıl ülkemizde giderildiğini geçmişte hepimizin irdelemesi gerekiyor. Borçların miktarından ziyade bunun yerelin hizmetine ne şekilde sekte vurduğuna bakılmadan Türkiye’nin yerel yönetimleri ekonomik soykırımla karşı karşıyadır. Biz sosyal ve kamusal hizmetlerden olmak şartıyla borcun silinmesini istemeliyiz. Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz ancak bu zorluk belediyelerin elini bağlayan SGK borçlarına kitlenmiş durumda” diyen Işık, “Belediyeler bu konuda yalnız değil, bunu biliyoruz, okul bahçelerinin satılığa çıkartıldığı, savunma sanayi için kredi kartlarına yüklenildiği, 9 aylık faiz ödemelerinin 913 milyar, 9 aylık bütçe açığının 1 triyon 74 milyar olduğu bir dönemden geçmekteyiz ancak bizlerin topluma hizmet olanaklarının kısıtlanmasını kabul etmiyoruz. Yapılandırma sermaye egemenliğini destekliyorsa bu sorgulanmalı. Sınıf iktidarına en güçlü katkı son 20 yılda yapıldı ve devam ediyor. Ortak olan ne kaldı?”