Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık göreve gelmesinin ardından sonra ilk kez Yerel Haberci’ye konuştu.

     Gaziemir’in yeni belediye başkanı Ünal Işık ile yaptığımız söyleşiye geçmeden önce kendisinin iş, siyasi ve belediyecilik kariyeri hakkında kısa bir özet geçmekte yarar var.

     Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olan Ünal Işık 1985 yılında başladığı iş yaşamına özel sektörde atıldı. Özel sektöre ait çeşitli kurumlarda muhasebe elemanı, muhasebe şefi, muhasebe müdürü ve mali işler müdürlüğü görevinde bulundu. Işık aynı zamanda Kamu Gözetim Kurumu Bağımsız Denetçi sertifikasına da sahip. Siyasete Cumhuriyet Halk Partisi’nde başlayan, partisinin bir çok çalışmasında yer aldı. 2014 yılında CHP’den Gaziemir Belediye Meclis Üyesi olarak seçilen Ünal Işık bu görevi sırasında CHP Grup Sözcülüğü, Plan ve Bütçe Komisyon Başkanlığı, Denetim Komisyonu Başkanlığı görevlerinde bulundu. 2019 yerel seçimlerinde partisi tarafından bir kez daha aday gösterilerek Gaziemir Belediye Meclis Üyesi görevine yeniden seçildi. 2024 seçimlerinde partisinden Gaziemir belediye başkan aday adayı olan Ünal Işık CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun önerisi ve Parti Meclisi’nin oybirliği ile aday gösterildi. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP adayı olarak yarışan Ünal Işık almış olduğu yüzde 44,31 oy ile Gaziemir Belediye Başkanı seçildi.    

“DİYALOGTAN YANAYIM”

Yerel Haberci: Sayın Başkan. Mazbatanızı almanızın üzerinden yaklaşık olarak 150 gün yani bir başka deyiş ile 5 aylık bir süre geçti. 5 yıl boyunca görev yapacaksınız ve bu toplamda 1826 gün civarında bir zaman dilimi demek. Bunun 150 günü geride kaldığını düşünürsek görev sürenizin yüzde 8’inin geride bıraktınız.

     2014 yılına belediye meclis üyesi olarak adım attığınız Gaziemir Belediyesi’nde 10 yılın sonunda şimdi Belediye Başkanı olarak görev yapıyorsunuz. Öncelikle olarak sorumluluk ve yetki kullanımı olarak her iki görevi kıyasladığınızda neler söylersiniz? Bununla birlikte Gaziemir’in deyim yerindeyse ‘Çiçeği Burnunda’ bir belediye başkanı olarak gerek yönetimsel gerekse maddi tablo olarak nasıl bir belediye ile karşılaştınız?

Ünal Işık: Güzel bir soru. Zor bir soru. Tabii ki belediye meclis üyeliği ile belediye başkanlığı arasında çok büyük bir fark var. Belediye meclis üyesi arkadaşlarımızla birlikte sorumluluğumuz yadsınamaz. Ancak belediyeyi sevk ve idare etmek, sorunları çözmek, mutlulukları paylaşmak çoğunlukla belediye başkanının omuzlarında olan bir görev. Özellikle belirteyim ki belediye başkanları açısından sorunlu bir dönem. Belki de ülke belediyecilik tarihinde en sorunlu dönemlerin birini yaşayacağız. Ki bunun işaretlerinden de anlaşılacağı üzere öyle görünüyor. Belediye başkanı olarak çok büyük bir sorumluluk altındasınız. Her partiden 31 meclis üyesi arkadaşınız sizinle birlikte bu işten sorumlu ancak birinci sorumluluk belediye başkanının omuzlarında. Ağır bir yük. Ama bu işi keyifle ve severek yapıyorum.

Yerel Haberci: Tabii ki bir kent liderliği söz burada. Kentin her türlü gelirini, giderini gözetme ve onu yerinde kullanmanın bir sorumluluğu aynı zamanda.    

Ünal Işık: Bir tek gelir, gider olarak ta bakmamak lazım. Kentlinin her türlü sevincini, acısını, kentin sorunlarını, kentin kaynaklarını her türlü birlikte düşünmek zorundayız. Bir tek gelir gider olsa, iyi bir mali müşavir bu işi çözebilirdi. Burada aynı zamanda sevinci de, acıyı da  paylaşmak gerekiyor. Sadece insanlar olarak ta bakmamak gerekiyor. Gündemimizde çok yoğun, belki de soracaksınız sokak hayvanlarını da düşünmek zorundasınız.

Yerel Haberci: O konulara geçmeden önce şöyle bir giriş yapalım istiyorum; Özellikle 31 Mart seçimleri sonrasında oluşan siyasi tabloda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in başlatmaya çalıştığı bir normalleşme süreci var bildiğiniz gibi. Özel, 22 Yıldır ülke yönetiminde olan Ak Parti ile siyasi mücadelede farklı bir süreç izliyor. Hatta bu süreç yapılan anketlerden de anlaşılacağı üzere kamuoyu tarafından da benimsendiği anlaşılıyor. Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz. İktidar Partisi ile Ana Muhalefet Partisi arasında yaşanan diyalog ve iletişim sürecinde Gaziemir hangi noktada?

Ünal Işık: Ben seçim öncesinde de söyledim, ben iletişimden yanayım. 2014 sürecinden tanıdığım meclis üyesi arkadaşlarım hepsi bilirler, sonraki 2019 sürecinde meclis üyesi arkadaşlarım var, kavga seçeneklerim arasında belki de en sondur. Diyalog, diyalog, diyalog diyorum ben. Bu zamana kadar da bunu başardık. Arkadaşlarımızla bilgi paylaşımı anlamında hiçbir eksiğimiz yok. Sordukları bütün sorulara yada merak ettikleri bir konuda açık yüreklilikle kendileriyle zaten paylaşıyorum. Olması gereken bu. Çünkü biz hangi partiden seçilirsek seçilelim hepimizin amacı Gaziemir’e hizmet etmekse, burada yaşayan canlılara hizmetse bizim parti kimliğimiz bir tarafa bırakılmalı. Burada seçmene ‘sen bana oy verdin, oy vermedin gibi ne vicdani, ne ahlaki nede kanuni olarak buna hakkınız yok. Buraya gelen her yurttaş bizim için eşittir. Bir kere bunlara hizmet hangi partiden olursak olalım hizmet yükümlülüğümüz var. Diyalog anlamında da arkadaşlarımızla uyum içerisindeyiz. Birbirimizi kırmadan, birbirimizi ikna ederek (siyasi mücadelemizi seçim alanlarında kaldı) şimdi Gaziemir’e, Gaziemir’de yaşayan canlılara hizmet etme zamanı. Bunu da büyük bir başarıyla götürdüğümüzü düşünüyorum. Ülke genelinde de bizim buna ihtiyacımız var. Hiçbir kesimi ötekileştirmemesi gerekir. Birbirlerimizin söylediklerine, söylemek istediklerine tercüman olmamız ve onları dinlememiz gerek. Aksi taktirde ülkeye hizmette bir şeyler mutlaka aksayacaktır. Ne mutlu ki genel başkanımızla birlikte aynı yoldayız. Ben seçim öncesinde bütün kararlarımın oybirliği ile geçmesi için çaba sarf edeceğimi söylemiştim. Bu zamana kadar da başarılı olduğumu düşünüyorum. Bu diyalog hali görev süremin sonuna kadar devam edecektir.

“Şimdi doğru bir bütçeyi yapabilmek için, denkleştirebilmek için, gelirinin de giderinin de kontrolünün sizde olması lazım. Bir kere bütçenin mantığı budur.”

Yerel Haberci: Mecliste kararlar oybirliği ile çıkıyor mu? Karşılıklı istişare yapılıyor mu?

Ünal Işık: Bir yada iki kararımız oy çokluğu ile geçti onun dışında tüm kararlarımız meclisten oybirliği geçiyor. Arkadaşlarımız gördükleri, yapıcı eleştirilerini bize iletiyorlar, biz de not almamız gereken bir konu olduğunda mutlaka dikkate alıyoruz. Birbirimizi bilgilendirerek yol yürüyoruz.

Yerel Haberci: Peki, sayın Başkan! Gaziemir Belediyesi’nin mali tablosu ortada. Durum fazla iç açıcı görünmüyor. Özellikle son bir iki yıldaki bütçe gerçekleşmeleri göz alındığında arzu edilen gelirlere ulaşılamazken, bütçe harcamaları gelirlerin hayli üstünde. Sizde yıllarca Plan Bütçe Komisyonu’nda görev yaptınız. Gaziemir Belediyesi bütçeleri öngörülürken nerede hata yapılıyor da bu gerçekleşen bütçeye yansımıyor? Gerçekçi bütçeye nasıl ulaşacağız?

Ünal Işık: Şimdi doğru bir bütçeyi yapabilmek için, denkleştirebilmek için, gelirinin de giderinin de kontrolünün sizde olması lazım. Bir kere bütçenin mantığı budur. Bizde giderin kontrolü büyük ölçüde bizde. Ama gelirin kontrolü belediyenin elinde olan bir sistem maalesef yok. (Hiçbir belediyede yok) Tahmin ettiğiniz geliri elde edebilmeniz için bir kere yola çıktığınız yasaların aynı şekilde dönemin sonuna kadar, aynı şekilde uygulanması gerekir. Geçmişe baktığımızda sapmaların çoğunluğu çıkarılan mesela vergi afları oluyor. Bu vergi aflarından maalesef birçok gelirinizden mahrum oluyorsunuz. (Yapılandırmalarla mahrum kalıyorsunuz.) Ülkenin ekonomik durumuna baktığınızda git gide düşen bir gelir grafiğiniz var. Bu ülkenin ekonomik durumuyla doğru orantılı. Ülkenin ekonomik durumunda olacak iyileşme gelirin artmasına, tahmin ettiğiniz gelirin tutması demektir. (Yani ben geçtiğimiz yıl şu kadar gelir tahmin etmişim, bu yıl bu sene gelir tahmin etmeniz anlamına geliyor) Yolun ortasında bir kural değişikliği, bir sistem değişikliği sizi yüzde yüz etkiliyor.    

Yerel Haberci: İller Bankası’ndan alınan payları özelikle değil mi?

Ünal Işık: Tabi ki. Geçmiş yıllarla kıyasladığımızda düşen bir geliriniz varsa bu sizin elinizde olamayan, kontrol edemeyeceğiniz bir yapı. Dolayısıyla bütçenizin tutmaması doğru değil. Tutması mümkün değil. Ama giderleri de vaat ettiğiniz, gerçekten de olmazsa olmaz giderlerinizi (bir kere personel giderleriniz olmazsa olmazınız. Elektriğiniz, yakıtınız) Ayrıca bu giderlerinizin de tahmininizin çok ötesinde fiyatlarının artması, piyasada fiyatlarının artması, giderlerinizi de tahmin ettiğinizin çok ötesine çıkarıyor. Siz 10 lira harcayacağınızı tahmin ederken 14-15 lira harcamaya başladığınızda geliriniz düşerken, giderinizin artmasına sebep oluyor. Ve bütçenin gerçekleşme oranını da oldukça aşağılara çekiyor.

Yerel Haberci: Bu önümüzdeki süreç için nasıl bir bütçe bekliyorsunuz?

Ünal Işık: Kestirmek mümkün değil. Biz en sağlıklı en gerçekçi bütçeyi yapmaya çalışıyoruz. Ama dediğim gibi, görüne o ki önümüzdeki süreçte bazı kural değişiklikleri yaşanacak gibi duruyor. Umarım yaşanmaz. Olacaksa da lehimize, ülkede yaşayan her vatandaşın lehine, her devlet kurumunun ve özel kurumun lehine değişiklik olur! Bu sefer hepimiz keyif alırız. Biz bütçemizi tutturabilirsek çok memnun oluruz.  

“İlk önce kendime özgü, kendi üstüme düşenden başlayarak, kendimden tasarruf, kendi  harcamalarından yada olası harcamalarımdan tasarrufa başladım.”

Yerel Haberci: Gördüğümüz kadarıyla ve geçenlerde gönderilen bültende de vardı, kendi çapınızda önlemlerde alıyorsunuz. Tasarrufa yönelik olsun, harcamaları da ona göre planlama olsun! Gaziemir’de ekonomi devri başladı galiba biraz gözüküyor.

Ünal Işık: Tabi bir mali müşavir olunca, harcamaya, en azından kontrolünüzde olan giderlerin bir kısmı bizim kontrolümüzde. İstersek yaparız, istemezsen yapmayız. Vatandaşın ihtiyacına göre bunları şekillendirebileceğimiz giderlerde var. Ama bir belediye başkanı olarak ilk önce kendime özgü, kendi üstüme düşenden başlayarak, kendimden tasarruf, kendi harcamalarından yada olası harcamalarımdan tasarrufa başladığımda diğer birimlerin, diğer arkadaşlarımın da parayı harcarken harcayacağı her kuruşta daha dikkatli ve titiz davranmalarını istedim. İsteyeceğim.

Yerel Haberci: Peki örneklemek gerekirse, hani bir dokunuşunuz, gözle görünür nerede oldu?

Ünal Işık: Şöyle söyleyeyim. Arkadaşlarım takip ediyorlar, örneğin etkinlilere giderken mümkün olduğunca protokolden, basından arkadaşları götürmemeye çalışıyorum.  Tek başıma, ben ve o gün görevli olan şoför arkadaşımla ikimiz gidiyoruz. Çünkü (protokol, basın) bu arkadaşlarımızı götürüp yakıt ve mesai harcamalarını içim elvermiyor. Nasılsa bir fotoğraf çeken bulmak mümkün. Nasılsa bir yazıya, o bilgiye ulaşarak (arkadaşlarımız buradan emek harcayarak) o bilgiyi duyuruyu yapıyorlar. Dolayısıyla bir şoför ve ben yetiyoruz.

Yerel Haberci: Siz üzerinize düşeni yapıyorsunuz da, herkes yapıyor mu?  

Ünal Işık: Bütün arkadaşlarım yapıyor. Mesai saatine uyarak başladık. Herkes mesaisine zamanında geliyor. Ve daha verimli çalışıyor. Bir kere bu büyük bir tasarruf. Diğer yönden kültürel faaliyetlerimiz tasarruf genelgesi ile sınırlandırılmış olsa da, yapmamız gereken harcamaları en minimumda ve verimde kullanmaya çalışıyoruz. Fazladan bir kuruş para arkadaşlarım harcamıyorlar. Yapılan tasarrufları da bana anlattıklarında çok büyük keyif alıyorum.

Yerel Haberci: Hazır bütçe konusuna değiniyor iken; bir de son günlerde ülke gündemini en çok meşgul eden konulardan biri de Çalışma Bakanı tarafından SGK prim borçlarına yönelik yapılan açıklamalar. Gaziemir Belediyesi’nin geçmişe yönelik SGK’ya olan prim borçları var mı? Ki var. Nedir Gaziemir’in SGK borcu? Tabi yıllara dayanan bir borç bu! Ancak Gaziemir’inde bunu bilmeye hakkı var! 

Ünal Işık: Geçmişi 30-40 yıla dayanan bir borç. Bu bir tek Gaziemir Belediyesi’ne has değil, Türkiye’de SGK’ya borcu olmayan maliyeye borcu belediye olduğunu zannetmiyorum. Her belediyenin bir miktar borcu var. Bu borçlar 30-40 yıl öncesine dayanan borçlar olduğu için bunların bir kalemde belediyelerden tahsil edilmeye kalkışılması çok doğru değil. Siz hangi belediye olursa olsun, hangi partiden olursa olsun ‘ben senin elini kolunu bağlayacağım, ayaklarını da bağlayacağım hadi hizmet et’ anlamına gelir. Çünkü bu borçların üzerindeki faiz yükü, bu borçların büyüklüğü başka bir hizmet yapmamıza engeldir.

Yerel Haberci: Bir sarmal oluşturduğu kesin. Ama herkes diyor ki bir önceki dönemden kalan borcu ben ödedim, öteki de benimkini ödesin diye bir şey söylüyor bu noktada da! Özellikle yapılandırmalardan bahsettiğinizde geçmiş dönemlerde (SGK borçlarının Gaziemir Belediyesi’nde) yapılandırıldığını görmüştük. Yapılandırmalar ödenmedi acaba? Bozuldu mu?

Ünal Işık: Yapılandırmalara baktığınızda, ödeyemeyeceğiniz bir tutarda yapılandırma olmadığı için, bunu yapılandırdığınızda ödeyemiyorsanız, zaten ilk iki taksiti ödeyemediğinizde, yada bir yıl içinde iki taksiti ödeyemediğinizde kendiliğinden bozulan yapılandırmalardı bunlar! Tekrar başa dönülüyor. Dolayısıyla çok içinden çıkılabilecek bir durum değil.

Yerel Haberci: Sizin beklentiniz ne? Ne bekliyorsunuz?

Ünal Işık: Beklentimiz şu!? Bir kere belediyelerin ve benzeri kuruluşların ekonomik yapılarının güçlendirilerek, bir kereye mahsus borçlarının sıfırlanması. Devletin bu alacağından vazgeçmesi.

Yerel Haberci: Faiz borçlarının mı?

Ünal Işık: Faizden vazgeçilebilir. İkincisi bu borçların ödenerek SGK bütçesine aktarılabilir. Ama bu saatten sonra bir kural getirilir ‘Evet SGK borcunu ödemek zorundasın’!

Yerel Haberci: Bir milat oluşturulsun diyorsunuz.

Ünal Işık: Evet bir milat oluşturulması lazım. Belediyelerin geçmişten gelen yükünü bugünkü belediye başkanlarından istemeye kalktığınıza bu bir haksızlık.

Yerel Haberci: Siz tabi seçimden sonra hemen bu borçlarla boğuşurken çıkarılan bir yasamız var. Başı boş sokak köpekleriyle ilgili bir yasa. Ve mali yönden sıkıntılı olduğunuz bir dönemde şimdi kanunen her ilçe belediyesine barınak oluşturma yükümlülüğü geldi biliyorsunuz. Gaziemir’in  bu konuyla gündemi nasıl oluşuyor?

Ünal Işık: Gaziemir İzmir’in belki de Türkiye’nin en şanslı belediyeler arasında bir tanesi. Çünkü veterinerlik işleri bölümümüz canla başla çalışıyor arkadaşlarım. Şöyle bir örnek vereyim; Gaziemir’de belediye başkanı olduğum günden beri, bu konuya eğilmeye başladığım günden beri sokakta ben bir tane yavru köpeğe rastladım. Bu ne demektir?! Eğer yavru köpek fazla değilse sokaklarda, bu ilçede, bu kentte kısırlaştırmada başarı vardır. Arkadaşlarımız çalışarak bu işi yürütüyorlar. Genel başkanımızın yaptığı çalışmaları var, kısırlaştırmanın tüm Türkiye’de düzeyine yayılıp, her yerde bu kasırlaştırma işleminin devlet, özel sektör aracılığıyla yapılaması gerekiyor. Yapıldıktan sonra çok uzun olmayan bir süreç sonunda da sokaktaki hayvan sayısı, köpek sayısı azalacaktır. Bu azalmayla birlikte sokaklarda bu hayvanların, gerek gönüllülerin, gerek belediyelerin gerekse devletin diğer kurumlarının yeteri sayıda hayvanın bakımını yapmak, beslenmesini sağlamak daha kolay hale gelecektir. Ama mevcut durumda, kamuoyuna yansıdığı şekliyle bunları alıp, toplayıp, barınaklarda bakmak hem külfetli, hem içler acısı manzarayla karşılaşmamıza sebep oluyor. Geçtiğimiz günlerde bunun örneklerini gördük. Çünkü bu işler bir müddet sonra gönüllük esasına dayanışır ama bir müddet sonra gönüllülerin ekonomik durumu, bunların yaş itibariyle sağlık durumları değiştikçe bir müddet sonra bu insanlar yer değiştirdiği sebebiyle bakamaz durumda oluyor. Bunu da belediyelerin üzerine yıktığınız vakitte, bunlara da belediye baksın dediğinizde de belediyelerin mevcut durumları, rutin işleri yapmakta zorlandıkları bir dönemde böyle bir yükle de başa çıkmaları mümkün değil. Buradaki temel hedefin kısırlaştırılma ve bu canlıları yeteri kadar sokakta olmasını, yaşamalarını sağlamaktır. Sorun var mı?! Evet var. Böyle bir sorun olduğunu hepimiz biliyoruz. Fazla olan köpek sayısından dolayı muzdarip olan bir gurup var. Çocuklar korkabilirler. Kadınlar yada erkekler korkabilirler. Köpekten korkmak doğal bir duygu. Günümüzde çok fazla yaygınlaşan motor kuryeler sebebiyle yemek kokusuna yönelen köpekler nedeniyle yaralanan, düşen, motoru hasar alanlar kuryelerimiz var. Bunlara da üzülüyoruz. Ama bizim bir vicdanımız var. Toplumumuzun bir vicdanı var. Bu hayvanlara da sahip çıkmamış gerekiyor. Geçenlerde Gazi Mahallesi’nde küçük bir kızımızın bir köpek tarafından ısırılması sonucu, ertesi günü kızımızın ziyaretine gittim. Kızımız benden bir tek şey istedi, ‘beni köpek ısırdı ama, lütfen o köpeği bulup sokaktan götürmeyin! Ben onu tekrar sevmek istiyorum’ dedi. Bizim böyle bir yapımız var. Normalde o çocuğun korktuğunu, bir travma yaşadığını, ‘bu köpeği buradan götürün’ diye ailenin bir tepki vereceğini düşünürken, çocuğumuz ve ailemiz ‘biz köpeğimizi seviyoruz, bu olayın nasıl olduğunu bilmiyoruz ama biz o köpeğin yine o sokakta yaşamasını istiyoruz’ dediklerinde gerçek niyetin, yada vatandaş bakış açısının o olduğunu daha iyi anlamış olduk.             

Yerel Haberci: Yani Gaziemir Belediyesi bir barınakla ilgili bir çalışma yapacak mı, yoksa yapmayacak mı?

Ünal Işık: Tabi yasaya karşı gelmek gibi bir şeyimiz yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına göre yer tahsisi, hatta kredi tahsisinden bahsediliyor. Tüm olanakları değerlendirerek, biz sağlıklı koşullarda bu hayvanlara bakılıp, bunları sağlık koşullarının, beslenme koşullarının iyileştirilmesinden yanayız. Barınakta o koşulları devletle birlikte sağlayabilirsek niye olmasın?! Ama temel hedef yeteri kadar canlı sayısı, yeteri kadar bakılabilen ve bizim öncelik olan yaşamalarına müsaade etmek.       

Yerel Haberci: Hazır canlılardan bahsediyorken, tabi Gaziemir’de yaşayan her türlü canlıdan bahsediyorsunuz. Bunların içinde insanlarımızda var. Özellikle ben konuyu Emrez’deki atık meselesine, yani çevreye zarar veren, tedirgin eden atkı sorununun çözülmesiyle ilgili gündeme getirmek istiyorum. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. Bu konuda çabalar var. Hangi noktadayız?

Ünal Işık: Valla hangi noktada diye sorduğunuzda, kamuoyuna şöyle çözülüyor noktasındayız diyebiliriz. En azından başlandığını ifade edebiliriz ama şöyle bir eksik bilgi var. Kimin başladığı, nasıl başlandığı çok önemli. Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş bir firma olduğu ve 8 Temmuz 2024’te temizlik çalışmalarına başlayacağını bir yazıyla öğrendik. 23 Temmuz’a kadar hiçbir gelişme olmadı. 23 Temmuz’da alandan toz bulutu yükselmeye başlayınca bir gördük ki, iş makineleriyle alana girildi. Ne oluyor falan dedik. Zabıtamız, meclis üyelerimiz, vatandaşlarımız, muhtarlarımız, bağımsız teknik arkadaşlarımız hep birlikte araştırmaya başladık. Ne oluyor burada, nasıl başladı diye. Hemen Çevre ve Şehircilik Başkanlığı yetkililerine ulaştım. ‘Arkadaşlar bizde hiçbir bilgi yok. Lütfen bizi bilgilendirin’ dedim. Apar topar öğleden sonra iki arkadaşımız geldi, ‘bizim adımız bu’, ‘işte yazıları bu. Biz bu alanı temizlemekle yetkilendirildik’! Peki dedik niye bizim haberimiz yok? İlçe belediyesi olarak, Büyükşehir Belediyesi olarak hatta İlçe Kaymakamlığı olarak hiç birimizin haberi yok. ‘Tamam bize bir bilgilendirme toplantısı yapalım’ dediler. Yaklaşık bir hafta sonra bize bir bilgilendirme toplantısı yaptılar. Firmanın yönetim kurulu başkanı geldi ikide teknik arkadaş. Biz orada çalışmaların nasıl yürütüleceği konusunda bir bilgi alma peşindeydik. Kimler vardı?! Büyükşehir Belediyesi’nden yetkilerimiz oradaydı. Ben vardım. Bizden teknik arkadaşlar vardı. Bilim ve çevre örgütleri hepimiz oradaydık. Biz burada çalışmaların başlayacağı müjdesiyle, güzel bir çalışmanın yapılacağı beklentisiyle toplantıya gittiğimizde, oradaki arkadaş burayı temizlemek için oradaki toprağı çıkaracaklarını, sonrasında Gebze’ye, nükleer atık bertaraf alanına götüreceklerini ve burayı temizleyeceklerini söylediler. Tabi bu sıradan bir iş değil. Bu bir hafriyat değil. Çöplük alanı temizleme değil. Ama şunu gördük ki, bugüne kadar deneyimi olmayan bir firmaya yetki verilmiş. Bu yetkili firmaya dedik ki burayı nasıl temizleyeceksiniz?! İşte alanı fotoğraf üzerinden bize gösterdi, burayı parselleyeceğiz, toprağı kazacağız, nükleer atık bulduğumuz kısmı özel kamyona yükleyip bunu Gebze’ye götüreceğiz. Çok iyi de! Ne kadar çok toprak çıkaracağını biliyor musunuz? Bu işe bütçeniz ne kadar? ‘Ticari sırdır söylenmeyiz’! Burada bir tehlikeli durum yaşandığında, zararlı bir taşıma bulunduğunda ne yapacaksınız? ‘İşte çalışanlarımızı iki saat dinlenecekler, iki saat sonra tekrar özel kıyafetleriyle tekrar çalışmaya başlayacaklar.’ Peki bu nerede olacak? Nerede yaşanacak? ‘5 mikrosievert seviyesine ulaştığında işi iki saat tatil edeceğiz’ dediler. Ama bu insanlara orada şunu söylediler 4 mikrosievert seviyesi ve altının çıktığı yerde ‘sığınağa koşun’ talimatı dünyaca kabul edilmiş bir alan. Birincisi bu. İki, 20 metre, 50 metre ötenizde okul ve mahalle var. Bu insanların sağlığını nasıl koruyacaksınız? Onları ne kadar dinlendireceğiz(!) Mahallenin boşalması gerektiğinde belki öyle bir tehlike ile karşılaşacağız, bundan AFAD’ın haberi var mı? Yok! Bir plan yapıldı mı? Yok! Valiliğin haberi var mı? Yok! Hiç kimsenin haberi yok! Orada bir ışınma yaşandığında bu insanların sağlığını nasıl koruyacağız? Vatandaşa ne diyeceğiz? Nereye kaçacağız?! Bir belirsizlik içerisinde olduğumuzu gördük. Bizim, Gaziemir Belediyesi olarak, Büyükşehir Belediyesi olarak, Karabağlar Belediyesi olarak, çevre örgütleri olarak bir tek isteğimiz var; Birinci hedefimiz buranın biran önce temizlenmesi. İki, temizlik yapılırken bunun bilimsel yöntem ve bilimsel yönetimle yapılması. Belediyelerin, valiliğin, bakanlığın ve çevre örgütlerinin içinde olduğu bir komisyon tarafından denetlenmesini istiyoruz. Başka bir isteğimiz yok. Bunun temizlenmesini en çok isteyen biziz. Fakat biz bunu ilkel yöntemlerle değil, bilimsel yöntemlerle,  bilim insanlarının kontrolünde bu işin yapılması tek isteğimiz.

Yerel Haberci: Tabi orada eski bir kurşun fabrikasından kaynaklı bir sorun aslında. İnşallah ta o noktadadır. Daha büyük tehlikeler arz etmiyordur ama buda dediğiniz gibi çalışma sürecinde belli olacak. Ama onun hemen dibinde de bir kentsel dönüşümümüz var! Adı üstünde Aktepe Emrez Kentsel Dönüşümü! Biraz yaman çelişkiyi de ifade ediyor belki ama aynı zamanda oradaki insanlar yaşaması için konut sahibi de olması gerekiyor. Bu oradaki insanların özellikle kentsel dönüşümle ilgili bakanlar kurulu kararından üzerinden yıllar yıllar sonra, şu an eski pazaryerinde yürütülen bir çalışma var. Orada da bir çok şeyler olduğu kamuoyuna yansıdı. Aktepe Emrez Kentsel Dönüşüm projesinde neler oluyor? Yani ne zaman bitecek? Evet bu sorun doğrudan Gaziemir Belediyesi’yle alakalı bir sorun değil, Büyükşehir ile alakalı ama bu sorun çözülmeli artık. Bu sorunla alakalı neler yapacaksınız, neler yapıyorsunuz?

Ünal Işık: Seçimde vaat ettiğim şuydu benim; Doğrusu da bu. İlçe belediyelerinin kentsel dönüşüm yapma, altından kalkma mecali yok. Bırakın ilçe belediyesini, Büyükşehir’in tek başına bu işten kalkması mümkün değil. Bu iş devletin bütün kurumlarının uyum içerisinde çalışıp, oradaki sorunu mümkün olduğu kadar vatandaşın lehine çözmesi gerekir. Büyükşehir Belediyesi üstlendiği ve kendi içerisinde yaptığı yapılanmalarla bu işi doğru bir kanala yönlendirdiğini görmekteyiz. Büyükşehir Belediyemiz bakanlıkla uyum içerisinde çalışıp, onların planları doğrultusunda çalışıyor. Uyumlu çalışmak en geçerli yoldur. Sayın belediye başkanımız da bu yönde çalışma yapacaktır. Bu bilgi ve donanıma sahip olduğunu zaten görüyoruz.  

Yerel Haberci: Gaziemir Belediye Başkanı olarak seçim öncesi yapmayı hedeflediğiniz projeleri kamuoyunda açıklamıştınız. Şimdi bu projelerin yaşama geçmesi yönünde neler yaptınız, hangi adımları ne zaman atmayı planlıyorsunuz. Döneminizin sonunda nasıl bir Gaziemir ile karşılaşacağız?

Ünal Işık: Şöyle bir kere bir tasarruf genelgesi çıktı. Vaat ettiğiniz bir çok buna takıldı. Biraz önde konuştuğumuz ‘Yolda kurallar değişti’! 17 Mayıs’ta çıkan genelgeyle bir çok projemizi yapmamız neredeyse imkansız hale geldi. Ancak biz burada kanunun elverdiği ölçüden yapılması gereken işlemleri yapmaya da devam ediyoruz. Gerek kendimiz, gerekse Büyükşehir Belediyesi’yle işbirliği içerisinde! İlçe stadyumunun bozulan tartan pistinin ihalesi 9 Eylül’de yapılıyor. İhale sonrasında süreç yetişirse yağmurlara kalmadan yaptırabilirsek bu yıl, yaptıramaz isek yağmur sezonunun sonrasında mutlaka yapılacak. Çünkü yağmura yakalanmaması gerektiği bilgisi verildi. Daha önceki yıllarda yapılan pistin çabuk bozulmasının sebebi yağmurlu bir havada yapılmasından kaynaklanmış. Büyükşehir Belediyemizle birlikte Atıfbey Mahallesi’nde yer alan pazaryerimizi yeniden inşası söz konusu olacak. Altında otopark, üstünde pazaryeri, üstünün ofisler olarak yeniden planlanması çalışmalarımız büyük bir hızla devam ediyor. (Akçay Caddesi üzerindeki eski Tansaş) Migros alanıyla ilgili çalışmalarımız var. Üstünün park ve gelir getirici kimi yerler, ofisler, binalar olması, bir kongre kültür merkezi çalışmalarını yürütmekteyiz. Ayrıca Büyükşehir Belediyemizle yaptığımız temasta (ki Cemil Tugay Başkan geçtiğimiz günlerde ziyaretimize geldiğinde ipuçlarını vermişti) bunu detaylarını aldık; Havalimanından Karabağlar tarafındaki otobana (çevre yoluna) bağlanacak yolunda büyük bir hızla açılması çalışmasının devam ettiğini görmek bizi çok mutlu etti. Gaziemir’e dönüşte elimiz kolumuz dolu dolu geldik! Çünkü o yol Gaziemir’e çok şey katacaktır. Hem Gaziemir’in şehir içi trafiği, hem Akçay Caddesi’ndeki trafik yükünü neredeyse yüzde 50 azaltacaktır.

Yerel Haberci: Tam olarak nerden geçiyor bu yol?

Ünal Işık: Gaziemir’in üst tarafından geçiyor. Karabağlar’da bağlanacağı yer konusunda Karayolları ile bir çalışma sürüyor. Havaalanı kavşağından, Evka 7 üzerinden, Uzundere’den Karabağlar istikametindeki (bir iki noktada değişiklik olabilir) otobana bağlanacak. İkinci bir yol olarak Sarnıç, Beyazevler üzerinden geçecek yol ile ilgili de kamulaştırma işlemlerine yönelik çalışma da sürüyor. İki yolda bittiğinde Gaziemir’in girişinde çıkışında yaşanan trafik sorunu kalmayacak diye düşünüyoruz.

Yerel Haberci: Onun dışında başka bir projeniz var mı?

Ünal Işık: İrili ufaklı bir çok projemiz olacak. Bir engelli merkezi idealim vardı. Gönüllü kuruluşlar ile onun yapılması için sivil toplum kuruluşları, iş insanlarıyla görüşmelerimi sürdürüyorum. Projesi hazırlanıyor. Proje hazırlandıktan sonra deyim yerindeyse bunu görücüye çıkaracağım.     

Yerel Haberci: Sayın başkan tüm sorularımıza açık yüreklilikle cevap veriyorsunuz. Şimdi ben kamuoyunun cevabını merak ettiği ve sizin kendi iç kamuoyunuzun da merak ettiği ve zaman zaman bizimde kulaklarımıza gelen serzenişler olabiliyor. Tabi bu sizin doğrudan ilgili olduğunuz bir konu değil. Geçmiş dönemle alakalı. Tabi ben bu soruları hazırlarken fikri takip üzerinden gidiyorum. Neydi geçtiğimiz 2023 yılının yanılmıyorsam Ağustos aylarında Gaziemir Belediye Meclisi’nin gündeminde borçlanma yetkisi vardı. O dönemin şartlarında 50 milyon lira borç alınmasıyla ilgili bir madde! Dönemim belediye başkanı Halil Arda, belediyede EYT’den emekli olacak personelin kıdem tazminatlarını öncelikli olarak ödemek adına Gaziemir Belediye Meclisi’nden (o günün koşullarında) 50 milyon lira borçlanma yetkisi almıştı. (Bize gelen bilgilere göre o tarihte EYT’den emekli olacak işçilere ödenecek kıdem tazminatı göre toplamda 18 milyon lira civarında bir kaynak ihtiyacı olduğu varsayılıyordu.) Öncelikli sorum şu; Önceki yönetim tarafından 50 milyon lira kredi kullanıldı mı? Bu kullanılan kredilerden EYT’den emekli olan işçilerin kıdem tazminat tutarları gelen nakit kredi içinden tamamı, bir kere de hak sahibine ödendi mi? Hak sahibi olanlarından ne kadarına tek seferde varsa ne kadarına ileriye yönelik taksitlendirme yapıldı?

Ünal Işık: Ben göreve geldiğimde, göreve başlamadan önce de söylediğim, en çok üzerinde durduğum çalışma arkadaşlarımızın haklarının ödenmesi. Ücretler, kıdem ve ihbar tazminatları her ne varsa! Bunlar benim birinci önceliğim. Göreve başladığımızda kredi kullanılmış ama bir çok arkadaşımızın tazminatlarının ödenmediğini gördük. Epeyce de üzerinden zaman geçmişti. Biz bir takvim çerçevesinde arkadaşlarımızın çok önemli kısmının tazminatlarını biz ödedik. Ben ödedim. Dolayısyla bu yıl 2024’te birkaç ay içerisinde emekli olan ya da emekliliği hak ettiği kesinleşen bir grup arkadaşımız daha var onları da bir gayret içerisinde bitirmeye yönelik çalışmalarımız sürüyor. Biz en azından kendi üstümüze düşen görevi yapıp kimsenin ücret alacağını, kıdem, ihbar alacağının kalmamasına özen gösteriyoruz.

Yerel Haberci: Sizde kredi yetkisi aldınız!

Ünal Işık: Biz  henüz kredi kullanmadık. Umarım kullanmakta gerekmez. Yani olası bir yerde. Önümüze hangi yol kazası çıkacağınız, geleceğini kestiremiyorsunuz! Maaş ödemek birinci hedefim olduğu için elimin altında bulunması için böyle bir yetkiyi almıştım. Arkadaşlarıma da söylemiştim. Ne bileyim, çok çok mecbur kalır isek, personel ücretinin dışında kullanmayı düşünmüyorum o krediyi! Çünkü günümüzde paraya ulaşmak, kaynağa ulaşmak oldukça pahalı. Yani içiniz acıyor. 1 milyon kredi almaya kalktığınızda, yani bir yıllık kredi aldığınızda iki katı ödüyorsunuz. İçim acıyor. Ben böyle bir krediyi kullanmak istemem. Ha üretim yapıp bir şekilde iki kat faiz ödeyip, bunun üç katı gelir elde edecek bir şey varsa, kredi kullanılabilir. Mali müşavir olmamın avantajından bir tanesi de bu! Ama siz üretim yerine bunu tüketimde kullanacaksanız 1 liralık borcu 3 liralık krediyle ödüyorsanız bunu mantıklı bulmam. Son çaredir. Arkadaşlarımıza evlerine ekmek götürmek için kullanmam gerekirse kullanmayı planlıyorum. Onun dışında hiçbir güç bana kredi kullandırmayı düşündürtmemeli. Düşünmemeliyim yani.

Yerel Haberci: Yani mecalimizde yok aslında demek istiyorsunuz!

Ünal Işık: Yok tabi! İşin doğrusu da bu. Çünkü ileriyi de göremiyoruz. 2025 yılında neler olacağını, neyle karşılaşacağımızı hiçbirimizin kestirme şansı yok! Bireysel olarak baktığınızda bundan iki üç yıl önce ülkemizin böyle olacağını düşünebilir miydiniz?! Meyvenin kilosunun 60, 70 lira olacağını, yaz sezonunda bundan daha düşük fiyata meyve bulamayacağınızı bilebilir miydiniz?! 100 kusur liralardan kayısı, şeftali! Bu meyveler ülkemizde dalında çürüyen meyvelerdi. Ama şimdi ulaşamıyoruz. Toplumun çok önemli bir kesimi buna ulaşamıyor. Emin olun, Gaziemir’in en nezih semtlerinde ucuz ekmek büfesi isteniyor benden. Baktığınızda ihtiyacı olmayan, ekonomik durumu iyi durumda, orta ve üstü olarak tarif edebileceğiniz semtlerden bu istek gelince şapkanızı önünüze koyup bir kez daha düşünmeniz gerekiyor, ne oluyoruz diye! Şimdi böyle bir ortamda siz de önünüzü göremiyorsunuz. Dolayısıyla kredi çok tehlikeli. Faiz çok tehlikeli.

Yerel Haberci: Sayın başkan anlaşılıyor ki ayağını yorganına göre uzat dönemi Gaziemir’de başlıyor.

Ünal Işık: Kesinlikle.

Yerel Haberci: Tabi 1 liranın bile çok önemi var. 1 milyonunda öyle! Elbette önümüzdeki günler sizin yönetim tarzınızı çok daha net gösterecek. Tabi Gaziemir halkı biran önce, sizden daha aktif bir yönetim bekliyor. Allah yardımcınız olsun.

Ünal Işık: Teşekkür ederim. Ben hemen şunu söyleyeyim stadyumla ilgili tümden yenilenmesi taraftarıydım. Ama ilk aşamada vatandaşlarımızın rahat spor yapabilmeleri için pisten başladık. Arkasından sürpriz olacak şekilde söyleyeyim, Migros alanı üzerinde yapacağımız çalışmalar ve Şehitler Parkı ile ilgili yapacağımız çalışmalarımız gelecek. Üst taraftan geçecek yolu söylemiştim. Çok uzun olmayan süreçler içerisinde de gerçekleştireceğimiz projelerle Gaziemir halkına daha iyi hizmet etmek için gece gündüz çalışacağız.

Yerel Haberci: Biz de başarılar diliyoruz. Tüm bunların takipçisi olacağız.

Ünal Işık: Çok teşekkür ederim. Her vatandaşımızdan, başta da sizlerden yapıcı, objektif eleştirileriniz bekliyoruz. Eleştiri yerine bazı gittiğimiz yerlerden sabırsızca hakaretler duyuyoruz. Ama bu bir sabır işidir. Bu bir ekip işidir. Bu kadro işidir. Zaman işidir. Yani oturduğunuzda sihirli değneğiniz yok. Belediye başkanı olduğunuz günden her şeyi değiştirme gücünüz yok! Sizin gücünüzü yasalar ve ekonomik durumunuz belirliyor.  Ekonomik durumunuzu da devletin ekonomik durumu belirliyor. Gaziemir gibi bir yerde, inşaatın hemen hemen sıfıra yakın durumda olduğu bir bölgede devletten gelen paranın dışında bir geliriniz yok desem yeridir. Biz ceza taraftarı değiliz. Vatandaşa ‘kestiğimiz cezalardan para kazanalım’ o zihniyette de değiliz! Dolayısıyla geliriniz neyse onu yapabilirsiniz. Çünkü belediyenin ekstra bir gelir kaynağı yaratma şansı zayıf! Yeni bir gelir yaratabilmenin tek yolu vatandaştan bunu almaktır. Vatandaşa bir şey yükleyerek bir gelir yaratabilirsiniz! Vatandaşın bir malını, mülkünü satarak gelir yaratabilirsiniz! Bunun yerine, kendi imkanlarımızla, işte (büyükşehirle o ile arasında) belediyeler içerisinde ne varsa bununla yapmaya çalışıyorsunuz. Kaynaklarını kullanmaya çalışıyorsunuz. Bunu da başaracak, isteyecek ve yaptıracak güçteyiz hepimiz. Arkamızda da dağ gibi Büyükşehir Belediyemiz var. Birlikte yapmamız gereken projeleri mutlaka birlikte yapacağız. Gaziemir’in ve İzmir’in rahatlaması adına! Çünkü Gaziemir giriş kapımız! Gaziemir’e yapılacak, trafik anlamında söylüyorum rahatlama tüm İzmir içinde! Karşıyaka’dan Hatay’dan, Konak’tan gelen arkadaşlarımızın uçağı kaçırmaması içinde trafiği rahatlatmamız gerekiyor. Bu işte Gaziemir ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin işbirliğinde çözülecek.

Yerel Haberci: Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederiz.

Ünal Işık: Ben de çok teşekkür ederim.