2024 PARİS OLİMPİYATLARI’NIN ARDINDAN
Yerel Haberci
Hava Durumu
Arşiv
Gazete Manşetleri
RSS Beslemeleri
Linkler
// echo $giris_bas;
AnaSayfam Yap
Sık Kullanlanlara Ekle
Bize Ulaşın
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
Linkler

2024 PARİS OLİMPİYATLARI’NIN ARDINDAN

Facebook'ta paylaş
13/08/2024 , 14:03:11

     2024 Yaz Olimpiyatları, resmî adıyla Games of the XXXIII Olympiad, markalaştırılmış adıyla Paris 2024, 24 Temmuz - 11 Ağustos 2024 tarihleri arasında Fransa'da gerçekleşti.

     Her şeyden önce şunun altını çizmek gerekir ki 2024 Paris Olimpiyatları gerçektende kelimenin tam anlamıyla mükemmeldi. Bu mükemmelliğin altında yatan en önemli etken organizasyon ve hangi ülkeden olurlarsa olsunlar (genelinde) madalya için efor harcayan sporcuların adeta bir araya toplanmış olmasıydı. Hangi dalda mücadele ediyorlarsa olsunlar, favorisi, vasatı yada o yarışı tamamlayamayanın dahi sporu değerli kılan centilmenliği elden bırakmamış olması Paris 2024’e ayrı bir değer kattı. Yarışmayı önde bitenin en sonlarda kalanı bekleyip tebrik etmesi, tüm yarıştığı diğer rakipleri kutlaması, madalya töreni sonrası elde ettiği madalyalarla gülümseyerek selfie çekmeleri, hemen hemen tüm yarışmalarda seyircilerin coşkuyla, gerektiğinde yarışan sporcunun konsantrasyonunu bozmamak adına adeta ‘çıt’ sesi bile çıkarmamaları, sporcu yarıştığında üçüncü hakkında dahi başarılı olmamasına dahi alkışlayarak moral vermesi, her iki bayrağının dalgalandıran seyircinin tüm madalya törenlerinde kendi ülkesinin başarılı olup olmamasına bakmaksızın altın madalya alan ülkenin ulusal marşı çalındığında ayağa kalkması, saygı göstermesi gerçektende çok güzel ve özeldi.

     2024 Paris Olimpiyatları’na 204 Ulusal Olimpiyat Komitesi temsil etti. Bu komitelerin 54'ü Afrika'dan, 48'i Avrupa'dan, 44'ü Asya'dan, 41'i Amerika kıtalarından ve 17'si Okyanusya'dan geldi. 2020'deki oyunlarda yer almayan Kuzey Kore, bu yıl oyunlara geri döndü. Ayrıca Rusya ve Belarus'tan Bireysel Tarafsız Sporcular ile Mülteci Olimpiyat Takımı da yarışmalara katılım sağladı. (*Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından IOC, Rusya ve Belarus'un Olimpiyat Komitelerini Olimpiyat Ateşkesi'ni ihlal ettikleri gerekçesiyle askıya aldığı için; Rus ve Belaruslu sporcular ulusal kimlik taşımadan "Bireysel Tarafsız Sporcular" (AIN) adıyla yarıştı.)

 

     EN ÇOK SPORCU ABD’DEN EN AZI İSE SOMALİ VE LIHTENŞTAYN’DAN

 

     2024 Paris Olimpiyatlarına en çok sporcu gönderen Amerika Birleşik Devletleri oldu. ABD 592 sporcu ile ter döktüğü olimpiyatlarda 40 altın, 44 gümüş, 42’si bronz olmak üzere toplamda 126 madalya elde etti. ABD’den sonra en çok sporcu ile yarışan Çin’de 2024 Paris Olimpiyatları’ndan en çok madalya kazanan 2. Ülke oldu. Çin 388 sporcu ile yarıştığı müsabakalardan 40 altın, 27 gümüş, 24’ü bronz olmak üzere toplamda 91 madalya elde etti. Çin’i ise olimpiyatlara 393 sporcu ile katılan Japonya takip etti. Japonya 20 altın,12 gümüş,13’ü bronz olmak üzere toplamda 45 madalya elde etti.

2024 Paris Olimpiyatları’nın ev sahibi olan Fransa ile ABD’den sonra yarışmalarda en çok boy gösteren ikinci ülkesi oldu. 573 sporcu ile yarışan ev sahibi ülke 16 altın, 26 gümüş, 22’si bronz olmak üzere toplamda 64 madalya elde ederek ülke olarak madalya sıralamasında ancak 5. Olabildi.

2024 Paris Olimpiyatları’nda Türkiye olarak 102 sporcu ile temsil edildik. 40 yıl sonra olimpiyatlardan hiç altın madalya çıkaramadık ve 3 gümüş, 5 bronz olmak üzere toplamda madalya dağılımında 8 madalya ile ancak 64.olabildik!

     2024 Paris Olimpiyat Oyunları’na temsil düzeyinde en düşük katılım gösteren ülkeler Afrika kıtasının doğusundaki coğrafi olarak Afrika Boynuzu’nda yer alan Somali ve Avrupa’nın ortasındaki yaklaşık 40 bin kişinin yaşadığı Lihtenyştayn’dı. Her iki ülke 1’er oyuncu ile olimpiyatta yarıştı. Tabii ki bu sınırlı katılımla madalya sıralamasında yer bulmadılar ve kendilerine bu kaderi paylaşan 64 ülke ile madalya sıralamasında ‘0’ çektiler. (2024 Paris Olimpiyatları’nda 156 katılımcı ülkeden 84’ü madalya elde edebildi. Madalya sıralamasında 1 bronz madalya ile en son sırada yer alan ülkeler ise şöyle sıralandı: Fil Dişi Sahili, Yeşil Burun Adaları, Mülteci Sporcular Takımı, Peru, Katar, Singapur, Slovakya ve Zambia.

 

     KOMŞULARIN MADALYA SIRALAMALARINDAKİ YERİ

 

     Türkiye’nin komşularından İran 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda 3 altın, 6 gümüş ve 3 bronz madalya ile madalya sıralamasında 21. Sırada yer aldı. Bulgaristan 3 altın, 1 gümüş ve 3 bronz ile 26.sırada; Yunanistan 1 altın, 1 gümüş ve 6 bronz ile 51.sırada; Ermenistan 3 gümüş 1 bronz ile 66.sırada; (KKTC komşusu) Güney Kıbrıs ile 1 gümüş ile 74.sırada yer aldı. Suriye ise madalya sıralamasına giremeyen ülkeler arasında kaldı.

 

     ALTINSIZ BİR OLİMPİYAT İÇİNDE ÇOK SAYIDA DERSLERİ DE BARINDIRIYOR

 

     2024 Paris Olimpiyatları’na 102 sporcu ile katılan Türkiye’nin ‘0’ altın ile evine dönmesinin üzerinde herkesin durması gerekiyor. Bir zamanlar olimpiyat denildiğinde Türk sporseverler güreş, boks müsabakalarından gelecek altın madalya haberlerine odaklanırdı. Uzun yıllar Bulgaristan’da yetişmiş ve daha sonra orada uğradığı zulüm nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti’ne iltica eden Türk kökenli Naim Süleymanoğlu ile Halter ile tanışmıştık. Cep Herkül lakabı ile tanınan Naim Süleymanoğlu Milli Takım forması ile olimpiyatlarda dünyayı kaldırmakla kalmıyor rekorları alt üst ediyordu. ‘Naim’ sonrası Halil Mutlu ile Halter’de ülke olarak adımızı bir müddet daha gündemde tutmayı başarabildik. Sonrası ise tam bir soru işareti.   

    2024 Paris Olimpiyatları’na katılan 102 sporcumuzun yarısının yaş ortalamasını 25 yaş ve altı olduğunu görmek gelecek için elbette bizi umutlandırıyor. Tabii bu durum ülke ve spor yönetimi olarak o gençlere ne kadar sahip çıkabilmemizle de alakalı bir süreç. Ülke siyasetinde yaşanan atmosfer ve politikanın spora alet edildiği durumlar bu umuda da boşa çıkarabilecek bir olgu olarak gerçekliğini koruyor. Spor bakanının ‘biz federasyonlarımıza ve gençlerimize her türlü fedakarlığı sağlıyoruz’ diyebilmesi bu gerçekliliği daha da pekiştiriyor. Olimpiyatlarda ‘0’ altın çekmemiz konusunda kendisinin ve egemen kıldıkları yönetim tarzının suçu olmadığını şimdiden ilan ediyor. Suç kala kala yine yarışan sporcu da kalıyor.

 

     2005 İZMİR ÜNİVERSİTE OYUNLARI BİR MİLAT OLABİLİRDİ

 

     Türkiye Cumhuriyeti Olimpiyata her zaman önem veren bir ülke oldu. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk Türk Sporu’nun ve sporcusunun gelişmesi ve yükselmesi için çok çaba sarf etti. Kurumlar meydana getirdi. “Ben sporcunun çevik ve ahlaklısını severim” sözleriyle de iyi bir sporcunun centilmen olması gerektiğini hafızalara kazıdı.

 

      Milli Olimpiyat Komitesi olarak yıllarca belirlenen Olimpiyat Organizasyonu düzenleme fikri ve projeleri bugüne kadar lafta kaldı. Bu lafta kalma süreci genel bir başarısızlığında bir özeti aslında! Türkiye’nin olimpiyatlara talip olabilmesi için öncelikli olarak olimpiyat ruhunu ve yarışmacı sürdürülebilirliğini sağlayabilmesi yurdun dört bir yanına özendirebilmesi gerekir. Bu özendirici sürecin yarını kuran milli eğitim kurumunun, spor teşkilatlanmalarının, yerel yönetimlerin ve merkezi hükümetin bu idealde birleşmesini de gerektirir. İzmir’de 2005 yılında gerçekleşen XXIII Yaz Üniversite Oyunları Yerel yönetimler ile merkezi hükümetin bir araya gelerek gerçekleştirmiş olduğu organizasyon önemli bir örnek oluşturmuştur.

 

     11-22 Ağustos 2005 yılında gerçekleşen İzmir 2005 Üniversite Yaz Olimpiyatları’nda 144 ülkeden 9 bin 500 sporcu toplam 15 dalda madalya için yarışmıştır. Yarışmalarda 26 altın, 16 gümüş, 23 bronz olmak üzere toplamda 65 madalya alan Rusya madalya sıralamasında 1.sırada yer almıştır. Türkiye ise 10 altın, 11 gümüş, 6 bronz madalya olmak üzere toplamda 27 altın ile madalya sıralamasında 8.sırada yer alma başarısına imza atmıştır.

     Üniversite Olimpiyatları ile organizasyonu ev sahipliği yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi imkanlarıyla Halkapınar başta olmak üzere Konak, Buca, Gaziemir ilçelerinde kapalı spor salonları ve Narlıdere’de Yüzme Atlama müsabakaları için yeni tesisler kazandırılmıştır. Olimpiyatlar sonrasında çok sayıda spor tesisi Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devredilmiş, her iki kurumunda kentin spor ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik işbirliği için fiziki ortam sağlanmıştır.

     İzmir’deki üniversite oyunlarının ortaya çıkardığı bir gerçek ise ülkemizin olimpiyat gibi sporun en üst platformu sayılan organizasyonları için hayli yol etmesi gerçeğiydi. Türkiye olimpiyat yolculuğu ve iddiasını ortaya koyabilmesi için, yarışmacı yetiştirilmesi konusundan, yarışmaya ilgi gösterecek ve renklendirecek seyirci kitlesinin oluşturulmasına kadar çok sayıda elbirliğine ihtiyacı bulunmaktadır. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı’nın yerel yönetimler ve spor bakanlığı ile bir bütün halinde hareket etmesi gerekir.

     Son çeyrekte beden eğitim derslerinin ilkokul seviyesinde neredeyse fiili olarak ortadan kaldırıldığı bir süreç yaşandı. 2005 yılında henüz ilkokul çağının arifesinde olan çocuklar neredeyse 5 yıl içinde eğitim sistemlerinin değiştiği, bilimsel değerdeki beden eğitimin yavaş yavaş etkisini yitirdiği bir dönemin başlangıcına tanıklık ettiler. Bedensel gelişimin farkında olan aileler bu süreci özel spor kursları ile bir nebze de olsa atmayı bilebildiler. Çoğunluk ise bu konuda zaman uymayı yeğledi. Yerel yönetimlerin ücretsi spor kursları bu durumu tersine çevirmek isteseler de bunda pek başarılı olamadılar. İlköğretimdeki beden eğitimi öğretmenlerinin, yerel yönetimlerde saatlik spor dersleri vermesi de durumu kurtarmaya yetmedi. Çünkü kendi okulunda beden eğitimi alamayan bir çocuk, spor salonunda buna ulaşabilse de, diğer arkadaşlarının içinde olmadığı ortam onları da olumsuz etkiledi.

     Sonuç olarak son çeyrekte ve özellikle son 10 yıllık dönemde bazı yeteneklerin ortaya çıkarak müsabakalarda derece elde etmesi, ülkemizin toplam sporcu kalitesinin yükseltmesindeki etkisi cılız kaldı.

     Çözümü ne diye soracak olursak, bence neyi nerede yanlış yapmaya başladığımızı tespit etmekle işe başlamalıyız. Evet çocuklarımızın, gençlerimizin ilkokulda, orta okulda, lise de bilimsel yöntemlerle fiziki ve ruhsal gelişimine önem vermeliyiz. Hani babadan, hangi anneden, hangi sosyal statüde yaşadığına bakmaksızın tüm çocukların bu ülkenin geleceği olduğunu unutmamalıyız. Milli Eğitim, Spor Bakanlığı çok değerli ve önemli. Merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin kişi yada bir zümre uhdesinin keyfine bakılmaksızın işbirliği içinde olması gerekir. Tüm kanunlar, yönetmelikler, kamuoyu ve nihayetinde bireyler bunu zorlamalı. İşbirliğini tartışılmaz bir olgu olarak toplumsal baskı aracı olarak ortaya koymalı.

      

# Türker Küpcük

 

 

 

 

 

Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?


Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
09/12/2024 , 11:12:53
SANAT ve KÜLTÜR
01/12/2024 , 16:16:46
EKONOMİ
01/12/2024 , 16:07:10
EĞİTİM
01/12/2024 , 15:35:44
SANAT ve KÜLTÜR
30/11/2024 , 17:19:06
SANAT ve KÜLTÜR
30/11/2024 , 12:51:51
EKONOMİ
 
Köşe Yazarları
Köşe Yazarları
Editörün Seçtikleri
Gaziemir'den Tüm Dünyaya Yerel Haberler. Bizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.
Bizi Takip Edin
Genel Başlıklar