1970'li yıllar.
Mahallede topyekun bir hareketlilik var. Eylül sonuna kadar yazın tüm kavurucu sıcaklığı sürdüğü İzmir’in semtleri ve ilçeleri Ramazan Bayramı'nın karşılamaya hazırlanıyor.
Eşrefpaşa, Çimentepe, Ballıkuyu, Kale, Halil Rıfat, Bahçelievler, Göztepe'sinden, Naldöken'inden Karşıyaka'sına semt semt tatlı bir telaş içinde komşular.
Hacı Baba Fırını, Arap Fırını, Şişmanoğlu gibi semtlerdeki fırınlar tam kapasite çalışıyor. Sahurda başlayıp ve tüm gün süren ekmek pişirme telaşı akşama doğru pide yetiştirme telaşına dönüşüyor. İftar sonrası fırın kürekleri bu kez bayram için evlerde hazırlanan tepsi tepsi tatlılar, börekler için çalışıyor.
Ev, ev toplanan komşular, bayramda bir birine ikram edecekleri tatlılar için çoktan imece oluşturmuşlar bile. Sihirli, maharetli eller teknede hamur karıyor.
Kızlar, delikanlılar ve mahalledeki çocuklar annelerin, teyzelerin, ablaların elinde tepsi tepsi sanata dönüşen el lezzetlerini fırınlara taşımak için hazır oldalar.
Bayram hazırlıklarının olmazsa olmazı neneler oturdukları tahta divanlar üzerinden gelinlere talimatları arda arda sıralıyorlar; ‘Unu az koydun sanki!’, ‘Biraz daha su koysaydın, bari!’, ‘Tuzu eksik tuzu!’. Neneler ‘Bizim zamanımızda’ diye başlayan cümleleri söyleye dursun, gelinler hamuru çoktan karmışlardır. Adı üstünde kalburabastı tam anlamıyla olması içinde geniş gözenekli tel elek ise ayrı bir alet, ayrı marifet! Hamuru öyle kıvamında yapacaksın ki elekte basıp ters çevirdiğinde o meşhur çapraz kareler ortaya çıkacak bir kere!
Elbirliği ile hazırlanan kalburabastılar, baklavalar börekler pişmesi için vakit geçmeden kızlar, delikanlılar tarafından fırına yollanırlar.
Mahallelinin bayram ikramları güzelce pişmesi için fırıncı ustaya emanet. Emanet ama hiç kimsenin derdi tepsilerin karışmasında değil elbet. Herkesin tepsisi de belli, fişi de! Hoş karışsa da hiç önemli değil. Öyle ya bayramda yine nasıl olsa hep birlikteler. Birlikte yiyip içecekler!
Kızlar, delikanlılar büyük bir ciddiyetle pişmesini bekledikleri tepsi tepsi Kalburabastıları evlerine götürürken o derecede hızlı hareket etmezler. Tatlısı dökülmese de tepsilerden aşırdıkları göz paylarını çoktan midelerine indirmişlerdir. Nedense anneler, teyzeler bu eksilmelerin farkında bile değillerdir(!) Belki de farkındadırlar ancak çocuklar bunu hiç öğrenemezler!
Hep birlikte yapılsa da Kalburabastılar, börekler bayramda ziyaret edilen evlerde her el, her şerbet sanki ayrı bir lezzet!
Güzel bir bayram bu olsa gerek!
Büyükler, küçükler öpülen eller ve zengini fakiri fark etmez bahşişsiz evden gönderilmeyen yeni nesiller. Öyle başkası ne der diye değil hani, öylesine gönülden...
Her yerde kurulan bayramyerleridir arkadaşların birlikte yaşadıkları bayram sevinci!
Nerede o günler demek yerine, Bayramda herkes birbirini mutlu etmesini, teselli etmesini bilmeli.
Bayram, işte o an bayram!
Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?