Yerel Haberci
Yerel Haberci
Hava Durumu
Arşiv
Gazete Manşetleri
RSS Beslemeleri
Linkler
// echo $giris_bas;
AnaSayfam Yap
Sık Kullanlanlara Ekle
Bize Ulaşın
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
Linkler

GÜNNUR BERBER

Naftalinleyip sandığa kaldırdığın kanatlarını çıkarma vakti…

Toplam Görüntülenme: 448
Facebook'ta paylaş GÜNNUR BERBER Kimdir ?

     Bekleme odasında oturuyorum, kulağımda annemin sözleri yankılanıyor, daha dün gibi...

"Kanatlarını aç kızım, uçmanın tam vaktidir."

     Bu sözlerin üzerinden kaç sene geçti hesaplamak istemiyorum.

     Öğrencilik yıllarımdan beri matematiğim iyidir aslında, ama bu hesaplamaları nerelerde ve niçin kullanacağımı hiç düşünmemiştim ,kimse de bana söylemedi.

     Şimdi kaybolan yıllarımı hesaplamak için kullanmak da açıkçası pek cazip gelmiyor. Bugüne kadar sadece indirim başlığı altındaki alışverişlerde kullandığım rakamlar bugün aşamadığım dağlar olmuş karşımda duruyor. Benden bir bir hesap sormaya çalışıyor, ama yok pes etmeyeceğim, sonuçta hayatı akışına yaşamak istedim, yaşadım.

     Zekiydim -öyle olduğumu sanıyordum- alımlı ve güzeldim, ailem varlıklıydı.

     Nasıl berbat bir geleceğin beni beklediği ihtimalini düşünebilirdim... Nasıl kötüsüne hazırlayabilirdim kendimi... Benim gibi 1.70 boyunda, endamlı, yeşil gözlü, kızıl saçlı bir kıza kim kıyabilirdi. Aksine seçilme değil seçme hakkım vardı, özgürdüm, neyini düşünecektim ki!

     Karşı komşumuzun Elif adında bir kızı vardı.. Çirkin denilebilecek bir kızdı. ikimizin de 18 yaşında olduğuna kimse inandıramazdı beni. Makyaj yapmak için aynamı camın önüne taşıdığımda

iki kişinin zor sığabileceği dar balkonlarında kitap okurken görürdüm onu. Ne zevksizlik! O daracık balkona bir de bitmiş deterjan kutularına ektiği çiçekleri koyardı. Onlarca güzel saksılar varken... Fakirlik kötü bir şey olmalı... Oysa kitaba yatıracağı parayla kendine bir iki makyaj malzemesi alsa hiç

fena olmazdı, belki onun da bir sevgilisi olur hatta şansı varsa zengin bir eş bulabilirdi. Üzerinde babaannesinden kalma gibi duran basma elbiseyle mi...

     Dayanamayıp bir kahkaha attığımı hatırlıyorum; Elif'in de aynı yanındaki bitmiş deterjan kutusuna ekilen çiçeklerden hiçbir farkı yoktu. Bir de karşıdan bana gülümser selam verirdi... Kendinde bu haddi nasıl bulduğuna inanamadan sinirle tebessüm eder hızla camın kenarından uzaklaşırdım. Yine de en güzel kıyafetlerimle yüksek ökçe ayakkabılarımın çıkardığı albenili sesle mahalleden geçerken Elif'in bana bakmasını dilerken bulurdum kendimi. Arada havada uçuşan bir şeyler görmüş gibi kafamı kaldırıp gözümü gezdirirken istemsizce onların balkona bakmış edası yaratır, bana bakıp bakmadığını kontrol ederdim. Çoğu zaman gömüldüğü o kağıt yığının arasından kafasını kaldırmazdı.

     Şansım varsa bakar, gülümser o tepesine topladığı saçlarla kocaman görünen kafasını yine kağıt yığınlarının arasına gömerdi. Ben yine sinir olurdum tabii.

     Yok yok bilirdim aslında, o kağıt yığınlarının arasından beni izlerdi. Sonuçta ne yapsa ulaşamayacağı

Bir zarafet ve güzellik dururdu karşısında. Nasıl iç geçirmesin, nasıl özenmesin...

 

     Annem "Hayallerim vardı, ama uçamadım konduğum dalda tutunmak zorunda kaldım, sen kanatlarını aç uç kızım, uçmanın tam vaktidir" der dururdu. Gülerdim....

     Annem hiç de fena bir ağaca konmamış diye düşünmeden edemezdim; meyvesi hiç tükenmeyen, onu yazın serin kışın sıcak tutan manzaraya karşı bir ağaç...

     Kanatlarını açıp uçtuğunu varsayalım bundan daha çok mu sarıp sarmalayacaktı konduğu ağaç sanki onu.

     Tamam babam sinirli bir adamdı. Eve geceleri geç gelir bazı geceler hiç uğramazdı bile. Erken geldiğinde ise o koca gövdesine giydiği alelade  bir tişört ve ona uygun bir şortla zevksizlik abidesi gibi otururdu televizyonun karşısına. Devamlı çerez ister meyve ister, çayını bardağın en ince bellisinde severdi. Severdi babam ince beli... Eh annem tutunduğu ağaçtan savrulmamak için olsa gerek epey kilo almıştı. “Kimsenin kanatlarına muhtaç kalma kızım, oku... Okudukça kanatların güçlenecek... Uçmanın tam vaktidir”

 

     "Okuyacağım da ne olacak" derdim anneme! “Şu Elif'e baksana ne bulur tüm gün o kitaplarda? İnsan gençliğini, güzelliğini, gününü nasıl gömer o saman kokulu sayfaların arasına...”, aklım almazdı...

 Ama yine de öğretmenimi çok sevdiğim için Tarih dersine çalıştığım, ezber yapmak için çaba sarf ettiğim günler de olmadı değil... Öğretmenimi severdim çünkü çok alımlı

giyinir, hoş kokular sürerdi. Devamlı sınavdan bahseder sınavda başarılı olmamız için bize taktikler verirdi. Benim sınavı kazanmak gibi bir kaygım olmadığı için pek kulak asmazdım.

Bir gün bile sınavı unutturup bana anlattıklarının benim geçmişim, geçmeyenim ve hatta geleceğim olacağından hiç bahsetmezdi... Varsa yoksa sınav... İsmini daha çok duyurup daha güzel

kıyafetler giyebilmekmiş onun tarihten beklentisi. Rakamları kullanmadığımı söylemiştim, tarih benim için ezber yapmam gereken rakamlardan ibaretti...

     Şimdi beynimi ne kadar zorlasamda o gün ezberlediklerimden de hiçbir şey kalmamış belleğimde. Tek Malazgirt Zaferi’nin 1071 olduğunu hatırlıyorum, o da 1071 okul numaram olduğu için...

 

     Güzelim demiştim, alımlıydım... Bir sevgilim vardı onu seviyor muydum yoksa onun beni sevmesini mi seviyordum, bilmiyorum. Sırf okumayıp onunla evlenebilmek uğruna sınavda bildiğim

soruları dahi yanlış işaretlediğim günü ne zaman hatırlasam duraksayıp kalıyorum. Hep o an'a dönüyor, sınavı en baştan yaşıyorum. Epi topu birkaç saat süren bir sınavın benim hayatım boyunca sürdüğünü şimdi şu gömüldüğüm koltukta çok daha iyi anlıyorum. Rahmetli annecim "Kanatlarını aç kızım uçmak için hala geç değil" diyor bana.

     Hiç kullanmadan naftalinleyip sandığa kaldırdığım kanatlarım artık beni taşır mı annem? diyemiyorum. içim acıyor

     Belki bende Elif gibi o saman kokulu sayfaların arasında kaybolmuş olsaydım; yaşadıkça ve yaş aldıkça tecrübe sahibi olacağımı söyleyenlere "Zamanın insanları değil armutları olgunlaştırdığından" bile bahsedebilirdim.

 

     Sekreterin sesiyle irkiliyorum. Buyurun doktor hanım sizi bekliyor derken Elif görünüyor kapıdan her zamanki gibi gülümsüyor bana;

     "Çiçeklerim gibi senin de bir gün solacağını bilerek endişe içinde izledim seni. İkinizde hayran kalınacak kadar güzeldiniz, ama hep bir başkasının güneşine ve suyuna muhtaçtınız. Bir gün o güneş seni terk edip başka çiçekler için doğduğunda, karanlıkta kalma yeni ufuklara yelken aç diye annen kanatlar hediye etmek istedi durdu sana. Sen ise naftalinleyip sandıklara kaldırmayı tercih ettin. Biliyorum hala korkuyorsun o kanatları takmaya, endişeleniyorsun... Başka yollar arıyorsun ama emin ol seni kendi kanatlarından başka kimse taşımaz! Bir yerde yorulur bırakır. Hadi şimdi sadece biraz daha fazla çaba sarf etmek kaydıyla şu kanatlarını takalım artık, hiçbir şey için geç değil. Naftalinlediğin de iyi olmuş bak dün gibi burada"...

 

 

 

 

 

 

 

Önceki Yazıları

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

KAYIP ZAMANIN PEŞİNDE / GÜNNUR BERBER

29/12/2022

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Naftalinleyip sandığa kaldırdığın kanatlarını çıkarma vakti…

25/07/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Ah O Güzel Komşuluklar...

25/07/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Uyansam yeniden çocukluğumdaki bayramlara...

06/06/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Ateşe Pervane Kelebekler

20/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

“Kahraman Ordumuza”, İstiklal Marşı'nın kabulünün 100.Yılı!

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Biz büyüdük ve kirlendi dünya!

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Kim Engel Olabilir ki Güneş'e Dokunmamıza

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Organik Sevgi

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Tebeşir kokulu çocuklar

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Her şey zıddıyla hayat bulur

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Sen kendini ‘Altın’ bil!

12/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Badem Çiçeği

12/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Annem hadi son kez sar beni, babam usulca ört üstümü...

12/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Sahi, sevgi neydi?!

12/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Değerli (mi) sin?

12/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Ah Dünya! Sen güneşe pervane, Bense hala senin derdinde...

07/12/2019

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Her Şey Bitmeden Hatırla

12/05/2021

Facebook'ta paylaş

GÜNNUR BERBER

29/12/2022 , 14:20:51
GÜNNUR BERBER
25/07/2021 , 12:29:48
GÜNNUR BERBER
25/07/2021 , 12:09:54
GÜNNUR BERBER
06/06/2021 , 18:24:22
GÜNNUR BERBER
20/05/2021 , 12:31:17
GÜNNUR BERBER
11/05/2021 , 14:30:03
GÜNNUR BERBER
11/05/2021 , 14:29:35
GÜNNUR BERBER
11/05/2021 , 14:29:16
GÜNNUR BERBER
11/05/2021 , 14:28:58
GÜNNUR BERBER
Yeni kitaplar, yeni defterler... Onları sarmalamak için sabırsızlıkla bekleyen süslü kaplar...
11/05/2021 , 14:28:40
GÜNNUR BERBER
11/05/2021 , 14:26:42
GÜNNUR BERBER
12/05/2021 , 12:25:28
GÜNNUR BERBER
Bütün bir kışı gelecek olan baharın hayaliyle geçirmişti. Nicedir sağlıkla mutlulukla geçirdiği her güne,her aya,her mevsime şükür ederdi etmesine ama artık bahar ayları bir başka anlam taşıyordu onun için.
12/05/2021 , 12:25:13
GÜNNUR BERBER
12/05/2021 , 12:25:01
GÜNNUR BERBER
12/05/2021 , 12:24:48
GÜNNUR BERBER
12/05/2021 , 12:24:35
GÜNNUR BERBER
07/12/2019 , 11:36:56
GÜNNUR BERBER
12/05/2021 , 12:24:12
GÜNNUR BERBER
 
Köşe Yazarları
Köşe Yazarları
Editörün Seçtikleri
Gaziemir'den Tüm Dünyaya Yerel Haberler. Bizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.
Bizi Takip Edin