Yerel Haberci
Yerel Haberci
Hava Durumu
Arşiv
Gazete Manşetleri
RSS Beslemeleri
Linkler
// echo $giris_bas;
AnaSayfam Yap
Sık Kullanlanlara Ekle
Bize Ulaşın
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
Linkler

GÜNNUR BERBER

Biz büyüdük ve kirlendi dünya!

Toplam Görüntülenme: 365
Facebook'ta paylaş GÜNNUR BERBER Kimdir ?

     Bir rüyadan uyanıyorum ki nefes nefese... Hiç anlam veremediğim...

     Tek katlı evimizin bahçesine iniyorum merdivenleri üç beş atlayarak... Çeşmenin üstüne çakılmış kenarları tahtadan aynaya bakmak için yükseliyorum parmaklarımın ucunda.

     Neyse ki hala çocuğum...

     Koşa koşa gidiyorum babaannemin dedemin yanına. Sobanın yanına oturmuşlar iki üç zeytin bir dilim peyniri katık ediyorlar bir parça kuru ekmek ve sobanın üzerinde kaynayan çayla. Derin bir nefes alıyorum. Televizyonun önündeki tek oyuncağım olan bebeğimi aldığım gibi çıkıyorum kapının önüne. Büyük gelmesine rağmen her adım atışta çıkardığı sese aldandığım nalınlar, giyiyorum... Atımızın bulunduğu ahırın önünden geçip bahçenin toprak olduğu kısma varıyorum. Eskiden tütün balyalarının olduğu şimdi ise çamaşır leğeni, bahçe hortumu, içi boş birkaç çuval ve etraftan topladığım büyük taş ve tuğlalardan ibaret olan dama giriyorum. Burası benim evim. Taşlar tuğlalar kimi zaman mutfak masam oluyor kimi zaman koltuğum. Misafirler davet ediyorum evime, en güzel köşeye de bebeğimi oturtuyorum hep. Gazete kağıtlarından örtüler seriyorum, mukavva kutulardan halılar döşüyorum yerlere. Bir kenarda dikiş makinem var kalan kumaşlardan elbiseler biçiyorum hayallerime...

     Başka dünyaları keşifte iken annemin sesiyle kendime geliyorum. “Hadi artık akşam oldu, gel de elini yüzünü yıkayalım; birazdan komşu kızının kına gecesine gideceğiz.”

     Nasıl, ne zaman? Korkuyorum...

     Zamanın rüyamdaki kadar çabuk geçmesinden... Büyümekten, bu çağla hiçbir ilgisi olmayan duyarsız insanlara dönüşmekten... Köpeklerin patilerinin kesildiği, lüks villalar yapmak için yüzlerce ağacın katledildiği, hayvanların tekmelendiği, engellilere daha büyük engeller koyulduğu, kadınların öldürüldüğü, çocukların istismar edildiği ve buna karşın insanların kendi çıkarlarını gözeterek sustuğu, korktuğu, bastırıldığı bu çağa hızla yaklaşmaktan...

     Gerçek olamayacak kadar kötü bir rüya...

     Denizin mavisiyle, ağacın yeşiliyle onu da geçtim gökyüzünün enginliğiyle salonun dört duvarını aynı görecek kadar körleşmiş olabilir mi insan? Yok canım sen de! Bunlar olacak olsa rüyam gerçek olur. Ne korkunç!

     Damdan çıkıp büyük çeşmenin yanına koşuyorum. Kulpundan duvara asılmış bakır maşrapa ile doyunca su içiyorum. Az önce zihnimden geçenleri unutmak istercesine defalarca yüzüme su çarpıyorum. Dedemin yaptığı zeytinyağlı sabunu alıp bir güzel ellerimi yıkıyorum.  Zamanın akmasını engellemek ister gibi hızla çeşmeye gidiyor elim, söyleniyorum suç çeşmedeymiş gibi...

     “Akma öyle deli gibi... Hem de boşu boşuna. Akacaksan yavaş ak, ağır ak, damlalarından bir göl yarat”

     Mis gibi bir koku çarpıyor temizlenen burnuma. Sabunun kokusuna çeşmenin yanındaki pembe gül ağacı eşlik ediyor. Suyla birlikte bir daha unutulmamak üzere akıyorlar ruhuma.

     Yapraklarının bir kısmı yere dökülmüş bu pembe güllerin tomurcuk olanlarına takılıyor gözüm, ne kadar da güzeller... Yaşlı gülleri de sevmek istiyorum... Bir zamanlar tomurcuk olan, güzelliğiyle göz kamaştıran, açtıkça etrafa mis gibi kokular saçan... Dokunmamı bekliyorlar onlar da adeta; uçurumdan sonsuzluğa varıp nazlı nazlı süzülmek için... Gül tomurcuk da olsa olgun da olsa her zaman gül; süslenmesine gerek var mı? Yere dökülen yapraklarını ellerime alıyorum boynuma yanaklarıma sürüyorum belki gül kadar güzel kokarım, gül kadar pembe olur yanaklarım... 

     Saksılarda duran sardunyalara takılıyor gözüm... Etrafa bakınıyorum kimse görmeden taze çiçeklerinden koparıp kırmızı uzun tırnaklar yapıyorum kendime.

     Koştura koştura eve giriyorum iki sepetten ibaret olan kıyafetlerimizden düğün için olanını çıkartıyor annem. Saçlarımı tarayıp toplarken gözüm makyaj masasında... Annem arkasını döner dönmez pul paletini alıyorum. Saçımın önüne ve üstüne döktüğüm pullarla tırnaklarıma taktığım sardunyalar ve gülden parfümüm ile düğüne hazırım. Hiç düğün saçı pulsuz olur mu?

     Sesler gelmeye başlıyor işte.. Orkestra son hazırlıklarını yapıyor. Bugün mahallede şenlik var.

Kapıdan çıkıp az ilerledikten sonra mis gibi sandviç kokusu sarmaya başlıyor ortalığı...  Baloncu pamuk şekerci ile sohbet ederken yanlarından geçip gidiyoruz. Sıra sıra dizilmiş plastik sandalyelere oturuyoruz annemle. Arkadaşlarım ne güzel koşuşturup oynuyorlar... Beni çağırıyorlar ama naza çekiyorum sanırım biraz kendimi... Dans müziği başlayıp herkes gelin damada bakarken ben yukarıdaki ışık sistemini inceliyorum. Işık kablolarının arasına sıra sıra dizilmiş süslemeler rengarenk.     Dört bir yandan uzanan kabloların tam birleştiği noktadaki büyük süse takılıyor gözüm ne kadar da gösterişli. Başka bir şarkı çalmaya başlıyor, insanlar her şeyden habersiz oynuyor...

 

     Telli telli telli şu telli turna

     Sanma ki yaralı uçmaz bir daha

     Takılmış kanadı göçmen buluta

     Anlatır eski beni şimdiki bana

 

     Turna kuşu yaralanmış demek ama nasıl bulut yaralayabilir ki bir kuşu. Onlar dost değil mi aynı gökyüzünü paylaşan? Bulutlar da kuşlar gibi göçüyor mu yoksa? Beyaz bulutlar sıcaklara, kara bulutlar soğuklara mı sevdalı? Hem eskimedim ki ben! Hala şimdiki benim. Söz hiç de eskimeyeceğim, şu çocuk masumiyetimi kaybetmeyeceğim.

 

     Sakın çıkma patika yollara

     O dağlara, kırlara o karlı ovaya

     Yenik düşüyor her şey zamana

     Biz büyüdük ve kirlendi dünya...

 

     Ah şu büyükler! Ellerinde ki çöpü yerlere atmasalar nasıl kirlenebilir ki dünya? Ama söz ben büyüyünce de hiçbir çöpü yere atmayacağım ve dünya tertemiz kalacak...

     Rüyam geldi yine aklıma... Hayır hayır geçip gitmeyecek yıllarım duyarsızca! Aldığım nefesin kıymetini bilmem için ufacık bir virüsün beni bulmasını beklemeyeceğim, sevdiklerime sarılmak için yer kabuğunun hareketlenmesini de...

     Bugünden tezi yok güneşi taşıyacağım sırtımda, gökyüzüne bakmayı unutmayacağım; ne kadar özgür yaratıldığımı hatırlamak için! Bir gözüm de toprakta olacak nereden gelip nereye gideceğimi unutmamak için. Doğayı küstürmeyeceğim kendime, hayvanlar benim en iyi dostlarım onlarsız ne yaparım? Saklayacağım onları bedeni olup ruhunu kaybeden tüm insanlardan. Ve çocuklar... Bir gün rüyamın gerçek olduğu çağda karşılaşırsak kendi çocukluğuma taşıyacağım tek tek sizleri...

 

     Ah çocukluğuma götürebilsem seni evlat çocukluğuma. Oynayacak kocaman bir bahçen olsa...   Toprağa bassa ayakların.  Suyu toprakla buluşturup çamurdan heykeller yapsan bana... Hiç korkmadan dışarıya çıksan...  Ağaçlara tırmanıp gökyüzüne dokunmaya çalışsan... Komşu bahçelerden meyveler toplasan... Gece yarılarına kadar sokaklarda koştursan... Bisikletinle yarışsan. Acıkınca eve girmemek uğruna bir dilim salçalı ekmeğe fit olsan...

     Senin yerin hastaneler değil ki! Ancak yaramazlıktan düşüp ayağını kolunu incitince gitmeliydin hastaneye. Üstüne düşen beton parçaları değil insanlığın en büyük ayıbı... Başkalarının cebinde kalacak bir kağıt parçasına karşılık senin hayatını verdik çocuk. Hayvan dostlarına da tecavüz ettiler, yaraladılar, kestiler. Oynayacağın bahçedeki ağaçları tek tek katlettiler.  Senden özür diliyorum çocuk büyüklerimizin bize sunduğu temiz hayatı biz size sunamadık.

 

     Çünkü; Biz büyüdük ve kirlendi dünya!

Önceki Yazıları

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

KAYIP ZAMANIN PEŞİNDE / GÜNNUR BERBER

29/12/2022

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Naftalinleyip sandığa kaldırdığın kanatlarını çıkarma vakti…

25/07/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Ah O Güzel Komşuluklar...

25/07/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Uyansam yeniden çocukluğumdaki bayramlara...

06/06/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Ateşe Pervane Kelebekler

20/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

“Kahraman Ordumuza”, İstiklal Marşı'nın kabulünün 100.Yılı!

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Biz büyüdük ve kirlendi dünya!

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Kim Engel Olabilir ki Güneş'e Dokunmamıza

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Organik Sevgi

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Tebeşir kokulu çocuklar

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Her şey zıddıyla hayat bulur

11/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Sen kendini ‘Altın’ bil!

12/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Badem Çiçeği

12/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Annem hadi son kez sar beni, babam usulca ört üstümü...

12/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Sahi, sevgi neydi?!

12/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Değerli (mi) sin?

12/05/2021

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Ah Dünya! Sen güneşe pervane, Bense hala senin derdinde...

07/12/2019

GÜNNUR BERBER

Yerel Haberci

Her Şey Bitmeden Hatırla

12/05/2021

Facebook'ta paylaş

GÜNNUR BERBER

29/12/2022 , 14:20:51
GÜNNUR BERBER
25/07/2021 , 12:29:48
GÜNNUR BERBER
25/07/2021 , 12:09:54
GÜNNUR BERBER
06/06/2021 , 18:24:22
GÜNNUR BERBER
20/05/2021 , 12:31:17
GÜNNUR BERBER
11/05/2021 , 14:30:03
GÜNNUR BERBER
11/05/2021 , 14:29:35
GÜNNUR BERBER
11/05/2021 , 14:29:16
GÜNNUR BERBER
11/05/2021 , 14:28:58
GÜNNUR BERBER
Yeni kitaplar, yeni defterler... Onları sarmalamak için sabırsızlıkla bekleyen süslü kaplar...
11/05/2021 , 14:28:40
GÜNNUR BERBER
11/05/2021 , 14:26:42
GÜNNUR BERBER
12/05/2021 , 12:25:28
GÜNNUR BERBER
Bütün bir kışı gelecek olan baharın hayaliyle geçirmişti. Nicedir sağlıkla mutlulukla geçirdiği her güne,her aya,her mevsime şükür ederdi etmesine ama artık bahar ayları bir başka anlam taşıyordu onun için.
12/05/2021 , 12:25:13
GÜNNUR BERBER
12/05/2021 , 12:25:01
GÜNNUR BERBER
12/05/2021 , 12:24:48
GÜNNUR BERBER
12/05/2021 , 12:24:35
GÜNNUR BERBER
07/12/2019 , 11:36:56
GÜNNUR BERBER
12/05/2021 , 12:24:12
GÜNNUR BERBER
 
Köşe Yazarları
Köşe Yazarları
Editörün Seçtikleri
Gaziemir'den Tüm Dünyaya Yerel Haberler. Bizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.
Bizi Takip Edin