Benim adım Bahar
Yerel Haberci
Hava Durumu
Arşiv
Gazete Manşetleri
RSS Beslemeleri
Linkler
// echo $giris_bas;
AnaSayfam Yap
Sık Kullanlanlara Ekle
Bize Ulaşın
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
Linkler

Benim adım Bahar

Facebook'ta paylaş
15/06/2022 , 08:43:03

Güneşli bir bahar sabahı yola çıktım. Karıncaya bindim, deveyi kucağıma aldım. Kırk gündüz kırk gece yol aldım. Kaf Dağ'ını aştım. Nihayet vardım güneşin ötesine.

 

Üç oluğundan su akan, bir oluğundan su akmayan dört oluklu bir çeşmeye rast geldim. Çeşmenin yanında ulu bir ağaç, gölgesinde ak sakallı bir ihtiyarı oturur gördüm.

 

Sordum sual eyledim. Meğer ak sakallı ihtiyar bu çeşmeyi bekleyen bir ulu imiş.

 

­- Ey, oğul! Bu çeşmenin birinci oluğundan tazelik, ikinci oluğundan dirilik, üçüncü oluğundan canlılık akar. Daha sonra üç oluk üç nehre dönüşür.  Karanlıklardan geçer aydınlık sulara dönüşür. İlkbahar mevsimi olup gün yüzüne çıkar, gökyüzünden sular iner ölü toprağa can, tabiata canlılık, insanoğluna dirilik verir.

­

Ey, ihtiyar! Doğanın yeniden hayat bulup canlandığı, ilkbahardan başka bir mevsim var mıdır bu âlemde?

 

Ne duydum ne de rast geldim ilkbahar gibi taze bir mevsime.

 

Onu bu kadar özel kılan ne ola?

 

Başka mevsimlere nasip olmayan tabiata yeniden hayat veren güneş, su, toprak ,hava ilkbaharın uhdesindedir.  İlkbahar gelince toprak, ağaç,  kuşlar aşka gelir.

 

Nerden gelir nereye gider?

 

Gazel düşüp güz olan bağlardan, gülsüz bahçelerden, kurumuş ağaçların dallarından, yokluklardan zorluklardan, karanlık kış günlerinden gelir. Bir göçmen kuşun kanadında yol alır .Umut dolu aydınlık  yarınlara göç eyler.

 

Kime benzer?

Yüzünde neşe ,umut dolu bir gülümseme olan taze bir cana, taze bir nefese benzer.

 

Gözlere, gönüllere hoş gelen bu tabiatını nerden alır?

 

Gözlerini masmavi gökyüzünden, zarifliğini turnalardan, gül benzini allı morlu pembeli beyazlı çiçeklerden, özgürlüğünü gönlünce koştuğu kırlardan, tazeliğini kana kana içtiği başı dumanlı karlı dağların buz gibi sularından, hepsinden öte taze bir hayatın soluğundan alır bu güzel tabiatını.

 

Kapısından kimler gelir geçer?

 

İç ceplerinde umut taşıyanlar, sevda yüklü kervanlar, gülkurusu gün batımları, yıldızlı semalar, eşini arayan aşıklar, baharı bekleyen kumrular kapısından usul usul  gelir geçer.

 

Niçin, geç gelir tez gider?

 

Özlenen her güzel şey gibi geç gelir, yaşanan her güzel an gibi tez geçer. Onun adı bahar…

 

En çok onu ne üzer?

 

Yalancı bir söze kanan sevgiliye, yalancı bir güneşe aldanıp çiçek açan bademlere, baharı beklerken ömrü kış olanlara, her bahar sahillerde bir umutla vefasız kuşların yollarını bekleyenlere üzülür onlar için dertlenir.

 

Kimsecikler görmeden; seher vakitleri içi sızlayarak  çiy tanelerini; badem çiçeklerinin, al al güllerin, asmaların üstüne döker takır takır.

 

Mevsimler içinde yeri nedir?

 

Kış sabrı, güz bilgeliği, yaz aydınlığı, ilkbahar ise tazeliği canlılığı temsil eder. Bu çeşmeden akan sular varlığa can veren ilkbaharı çağırır. İlkbahar gelmezse otlar, yapraklar yerinden kıpırdayamaz. Tabiat yeniden can bulamaz.

 

Üç oluktan su akarda bu dördüncü oluktan niye su akmaz?

-O ölümsüzlük oluğudur. Adına (*) Ab-ı hayat suyu derler. Bu sudan bir bade içene ecel gelmez.

Bugüne kadar ab-ı hayat oluğundan su içen olmuş mudur?

 

Tanrı'nın izni ile Ab-ı hayat oluğundan  su içen biri ben Hızır, diğeri de denizlerde dolaşan arkadaşım İlyas olmuştur.

 

 

Çoğu fani bu suyu aramıştır ama bu sudan bir bade dahi içememiştir ve gelecekte de hiçbir fani bu sırra mahzar olamayacaktır.

 

İhtiyar, sen bu çeşmenin başından hiç ayrılmaz mısın?

 

Senede bir defa mayıs ayının beşinde ab-ı hayat çeşmesinden Tanrı'nın izni ile ayrılır. Yeryüzünü iner, insanlar arasında dolaşırız dostum İlyas ile birlikte.

 

Bolluk, bereket, sağlık dağıtırız.

 

Bu bahar  gününe insanoğlu (**)Hıdırellez der.

 

Üç oluktan üç yudum su içtim. Üç kez elimi yüzümü yıkadım. Üç testi su doldurdum üç oluktan.

 

Akan suların tatlı sesleriyle kendimden geçtim. Gözkapaklarım kurşun gibi ağır çeker oldu, daldım derin bir uykuya.

 

Yüksek bir yerden düştüm çimenlerin üstüne. Bir çobanın kaval sesiyle uyandım. Etrafıma bir bakındım ne dört oluklu çeşme ne de ihtiyar vardı .

 

O günden sonra her 5 Mayıs akşamı bir çeşmenin yanına veya bir gül ağacının altına dileklerimi bırakır ihtiyarın yollarını gözler; Tanrı'dan dilerim, insanlar ersin muradına biz çıkalım kerevetine.

 

 

------------

(*) Ab-ı hayat: Birçok söylencede adı geçen, içen kişiye ölümsüzlük kazandırdığına inanılan efsanevî su.

(**) Hıdırellez: Hızır ve İlyas'ın yeryüzünde buluştukları inanılan gün.

 

Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?


Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
17/04/2024 , 12:06:42
AKTÜEL
17/04/2024 , 11:29:39
YAŞAM / MAGAZİN
18/04/2024 , 09:19:14
GAZİEMİR
15/04/2024 , 12:38:32
GAZİEMİR
15/04/2024 , 11:27:01
AKTÜEL
15/04/2024 , 11:21:27
AKTÜEL
 
Köşe Yazarları
Köşe Yazarları
Editörün Seçtikleri
Gaziemir'den Tüm Dünyaya Yerel Haberler. Bizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.
Bizi Takip Edin