Gaziemir Kaymakamı Dr. Ahmet Süheyl Üçer, Yerel Haberci’ye değerlendirmelerde bulundu.

İlçedeki görev süresinin ikinci yılını geride bırakan Gaziemir İlçe Kaymakamı Dr. Ahmet Süheyl, Yerel Haberci’ye bir röportaj verdi. Kaymakam Üçer, Yerel Haberci Dergisi ve İnternet Haber Sitesi İmtiyaz Sahibi Türker Küpcük’ün Gaziemir ile ilgili sorularını da yanıtladı.

İlk kez, bir büyükşehir sınırları içerisinde yer alan bir ilçede görev yaptığını ifade eden Gaziemir’İn genç kaymakamı Dr. Ahmet Süheyl Üçer “Buraya atandığımda Büyükşehir sınırları içinde bir ilçede ilk kez görev yapacak olmam açıkçası beni ve ailemi biraz tedirgin ettiyse de bu çok uzun sürmedi. Çok kısa sürede Büyükşehir’e ve Gaziemir’e alıştık” dedi.

İşte; Yerel Haberci Dergisi ve İnternet Haber Sitesi İmtiyaz Sahibi Türker Küpcük ile Gaziemir Kaymakamı Dr.Ahmet Süheyl Üçer’in gerçekleştirdiği röportajın ayrıntıları…

Türker Küpcük: Sayın Kaymakamım Gaziemir’de göreve geldiğiniz günden bugüne 2,5 yıllık bir zaman dilimini geride bıraktınız. Sizde artık Gaziemirli bir vatandaş olarak bu kente dahil oldunuz. Gaziemir’e nasıl bir duygu ile geldiniz, şu an ne hissediyorsunuz?

Gaziemir Kaymakamı Dr.Ahmet Süheyl Üçer: Henüz 2,5 yıl olmadı. İki yıl, bir ay! Eylül 2019’da Gaziemir’de göreve başladım. 2 Yılı aşkın bir süre hem ilçeyi tanımak, hem belirli bir çalışmayı, projeleri hayata geçirmek için az bir süre değil. İyi bir süre. Burası benim 8’inci görev yerim. Anadolu’nun çeşitli irili, ufaklı yerlerinde çalıştım. Kıdem esasına göre de burası 1’inci sınıf esaslı bir görev yeri. Meslek hayatımda ilk defa bir Büyükşehir ilçesinde çalışmak üzere göreve geldim. Meslek hayatımda diyebilirim ilk defa bir deniz kıyısı olan şehirde çalışıyorum. Daha önce Anadolu’nun iç bölgelerinde çalışmıştım. Bunların yanı sıra Gaziemir’in de bir farklılığı olarak özel okullarının çok olması, eğitim kalitesinin yüksek olması, sanayinin bulunması, alışveriş imkanlarının olması, İzmir Fuarı’nın olması, hava limanının Gaziemir’de bulunması, bu ilçe adına bizim de beklentilerimizi yükseltmişti ve büyük bir memnuniyetle heyecanla gelmiştik. Beklentilerimizin çoğunu bu süreçte bulduk. Ailevi beklentilerimiz olsun çocuklarımızın eğitimleri olsun eşimin çalışma koşulları olsun bireysel olarak söyleyebileceğim şeylerde biz gereken tatmini ilçemizden sağladık.

     İLK 1,5 YILIMIZI PANDEMİ SÜRECİ ETKİSİNDE GEÇİRDİK

     Tabi bu 2 yıl 1 aylık süre içerisinde bildiğiniz gibi Mart 2020’den beri 1,5 senesinin büyük bölümü pandemi koşulları altında geçti. Bu dünyanın ve ülkemizin de içinden geçtiği sıkıntılı bir süreçti. Burada bize önemli görevler düştü. Gerek İçişleri Bakanlığı’nın salgın yönetimiyle ilgili almış olduğu kararlar, gerekse Bilim Kurulu’nun, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin almış olduğu kararlar taşrada uygulanırken bizlerin başkanlığında ilçe Hıfzıssıhha kurullarının almış olduğu kararlarla beraber gerçekleştirildi. Bu süreçte ilçemizde oluşturduğumuz Vefa Sosyal Destek Grupları’na ben değinmek istiyorum. Her mahallemizde görev yapacak kamu görevlilerimizden oluşan gruplar oluşturuldu. Bunların içerisinde polis yada bekçilerimiz, öğretmenlerimiz, okul müdürlerimiz, din görevlilerimiz, belediye personellerimiz çalıştılar. Özellikle 65 yaş üzerinde bulunan insanların sokağa çıkmalarının tamamen kısıtlı olduğu dönemde bu kişilerin mutfak ihtiyaçlarından, market alışverişlerinden tutun bankadan alacakları, postaneden alacakları maaş işlemlerine kadar ihtiyaçları bu guruplar eliyle yerine getirilmiş oldu. Bildiğim kadarıyla da dünyada böyle uygulama yapan böyle bir ülke yok! O anlamda örnek bir çalışma olduğunu söyleyebiliriz. Tabi kamu imkanlarıyla bu oldu. Yerel imkanlarla oldu. Arkadaşlarımızın, personellerimizin özverili çalışmalarıyla bunlar başarıldı.

     PANDEMİ SÜRECİNDE İHTİYAÇ SAHİPLERİNE 12 MİLYON LİRA DESTEK SAĞLANDI

     Bu süreçte yerel imkanların özellikle hayırsever kişilerin pandemi sürecinde bir şekilde ekonomisi zarar gören, işini kaybeden insanlara yönelik uzattığı yardı eline de biz vesile olduk. Bir çok ayni ve maddi yardımları yine bu süreçte Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma Vakfı kanalıyla ilgililere ulaştırdık. Merkezi yönetimin almış olduğu karar ile pandemi yardımlarına sistem üzerinde müracaatlar, kaymakamlığımızca değerlendirilmiş olup yanlış hatırlamıyorsam 12 milyon liraya yakın bir pandemi yardımı Gaziemir’de oturan (ihtiyaç sahibi) insanlara ulaştırıldı. Bu anlamda pandemi sürecini ilçemizde çok fazla sancı duymadan üzerimize düşen görev sorumlulukların bilinci içerisinde geçirmiş olduk. Bildiğiniz gibi aşılanmalarla beraber pandeminin üzerimizdeki etkilerinin azalacağını hissedeceğiz.

T.K: Aşılanma sürecinde Gaziemir’deki durum nedir?

     GAZİEMİR’DE 2 DOZ AŞILANMA ORANI YÜZDE 81

     Her ne kadar (vaka) rakamlarımız yüksek olarak görülse de bu hem aşılanmaların eksikliğinden kaynaklanıyor. Hem de aşı sırası gelenlerin aşı olmamasından kaynaklanıyor.

     Bizim ilçemizde şu an itibariyle 2 doz aşılanma oranı yüzde 81’e ulaşmış durumdayız. Tabi Gaziemir insan sirkülasyonunun çok olduğu bir ilçe. Buranın menis kayıtlarına göre nüfusu 140 bin dolaylarında ama günlük bizim nüfusumuz 300 bini geçiyor. AVM’leri, Fuar’ı, Serbest Bölgesi, Sarnıç Bölgesi’nde çalışanları, hava alanı, bir çok özel sektör kuruluşunun merkezleri, mağazaları, ofisleri ile çok sirkülasyonun olduğu bir ilçede yaşıyoruz. Bu anlamda da bulaş riski de maalesef daha fazla! Pandemi sürecinde denetime de önem verdik. İlçe sağlık denetim merkezleri oluşturduk. Özellikle maske-mesafe denetimlerini, işyerlerindeki hijyen koşullarının denetimi yoğun bir şekilde gerçekleştirdik. Ceza konusunda ise çok rakam vermek istemiyorum, ama özellikle maske konusunda yoğun denetimlerimiz oldu. Kurallara riayet etmeyenlere emniyet personelim tarafından cezalar yazıldı. Tabi ki bu toplumun sağlığının korunması için alınan tedbirlerdendi. Bunda bir esneklik göstermemiz söz konusu olamazdı. Sizde biliyorsunuz ki insanlarda yüzde 90 oranında maske kurallarına uydular. İşte bu son süreçte biraz aşılanmanın getirdiği bir güven ortamı oluştu. Ancak yine de tedbiri, maske kullanımını elden bırakmamak lazım.

T.K.: Gaziemir Devlet Hastanesi’nde covit nedeniyle kaç hasta tedavi görüyor. Entübe olan hasta var mı?

 A.S.Ü.:  Her zaman söylüyoruz Maske, Mesafe ve Hijyen! Bu korona bitse de alışkanlık, toplumsal alışkanlık haline getireceğimiz bir tedbir olmalı. Bu süreçte hastanemiz (Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi) pandemi hastanesine dönüştürüldü. Ameliyathane dahil, yoğun bakım olanakları arttırıldı. Bu süreçte sağlıkçılarımız özverili çalışmalarda bulundular. Onlara da buradan bir kez daha teşekkür ediyoruz. Şu ana kadarda 40’a yakın covit hastası, hastanemizde tedavi görüyor. Bunların bazıları yoğun bakımda, bazıları normal servislerde bakımdalar. 3 hastamız entübe durumda.

     PANDEMİ İLE BİRLİTE BİR DE İZMİR DEPREMİ YAŞADIK. SGK GAZİEMİR BİNASI AĞIR HASAR GÖRDÜ. ZORUNLU OLARAK KONAK’TAKİ MERKEZ BİNAYA TAŞINDI.

     Bu sürecin üzerine maalesef 30 Ekim 2020’de ilimizde bir deprem yaşandı. Bazı ilçelerimizi doğrudan etkileyen bir depremdi. Maalesef 114 vatandaşımız hayatını kaybetti. İnsanlar evlerini kaybettiler. Çok şükür bizim ilçemizde can kaybı yada yaralanma yaşanmadı. Birkaç binada sonradan tespit edilen ağır hasarlar oluştu.

     Kamu binalarımızdan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kiracı olarak hizmet verdiği binada ağır bir hasar meydana geldi. Oranın hemen tahliye edilmesi sağlandı. Şimdi geçici olarak Konak’ta bölge binasında hizmet veriyorlar.

     YILLARDIR İHTİYAÇ OLAN, HAYALİ KURULAN HÜKÜMET BİNASI İNŞAATINI BAŞLATTIK

     İlçe hükümet konağımız önceden de sağlam olmadığına dair elimizde raporlar vardı. Zaten ihtiyaca da cevap veremiyordu. Yapım tarihi itibariyle de günümüzün inşaat koşullarını ve deprem güvenliğini sağlamıyordu. O şekilde bir binanın olası yeni artçı deprem koşullarını da göz önünde bulundurduğumuzda o koşullarda kullanılmasına devam edilmesi uygun değildi. Risk barındırıyordu. Birçok kamu hizmetinin verildiği, kamu görevlilerin, vatandaşların girdiği çıktığı bir binada bu riskin göze alınması mümkün değildi. Biz de süreçte İçişleri Bakanlığımızdan temin ettiğimiz ‘Onarım’ ödeneği ile, şu anda bulunduğumuz, daha önce Fetö Terör Örgütü tarafından yapılmış, işletilmiş ve halen boş durumda olan bu yurt binasına yerleştik. Burayı aldığımız ödenek ile tadilattan geçirerek, kamu kurumlarının faaliyet gösterdiği hükümet konağı haline getirdik. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüzü Sarnıç’ta bir okulumuzun üst katına taşıdık. Dolayısıyla kamu işini aksatmayacak şekilde hükümet konağı birimlerinin hizmet üretmelerinin devamını temin ettik.

     MİLLETVEKİLİMİZ NECİP NASIR BEYİN BÜYÜK DESTEKLERİNİ GÖRDÜK

     Bu süreçle birlikte de, ilçemizin kurulduğu günden beri ihtiyacı olan, hayali olan yeni Hükümet Konağı binası inşaatına da başlanmış oldu. Bu konuda özellikle ilçemizde kendiside ikamet eden milletvekilimiz sayın Necip Nasır beyin büyük desteklerini gördük. İhtiyacın bildirilmesi, ilgili siyasi mekanizmaların işletilmesi noktasında sağ olsunlar ön ayak oldular. Zaten projeleri hazırdı, kısa süre içerisinde, bizden istenen tadilatları da hızlıca yerine getirdik. Arsası hazırdı. Kamulaştırması bitmişti. Hal böyle olunca Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından ‘Acil İşler’ kapsamına da girdiği için 20 günlük bir süre içerisinde ihalesi yapıldı. 2021 Şubat ayı başı itibariyle de inşaat başladı. Bugün itibariyle de kaba inşaatı çatı seviyesine kadar gelmiş oldu. Haziran 2022 itibariyle de teslim edilerek birimlerimizin buraya taşınacağını değerlendiriyor ve bekliyoruz.

     2022’NİN HAZİRAN AYINDA HÜKÜMET KONAĞI TESLİM EDİLECEK

     Tabi şu an hali hazırda ilçemizde faaliyet gösterenlerin yanında, yer yokluğu bina yokluğu nedeniyle bulunmayan yeni kurumlarda yeni binamız içine gelecek. Başta vatandaşlarımız tarafından en çok talep gören Tapu Müdürlüğü içinde bu bina içinde gereken miktarda yer ayrıldı. İlçemizde şu an olmayan Karabağlar’dan hizmet aldığı Sosyal Hizmet Merkezi ve İŞKUR’un gelmesi yönünde çalışmalar yaptık. Ayrıca başka bir binada kiracı olarak faaliyet gösteren Tarım İlçe Müdürlüğü’de Hükümet Konağı içerisine gelecek. Geçici olarak Sarnıç’a taşıdığımız İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’de Hükümet Konağı içerisine gelecek. Burası hem geniş otoparkıyla, hem merkezi konumda bulunmasıyla vatandaşın daha kolay ulaşacağı, işini bir kalmede görebileceği bir kamu hizmeti sunmuş olacak. Yeni yönetmelik ve inşaat tekniklerine göre yapılan, akıllı bir bina, 9 şiddetinde depreme dayanıklı, güvenli bir bina yapılıyor.

     DEPREMİN ETKİLEDİĞİ 2  OKULU FARKLI BİR YERE AKTARMAK ZORUNDA KALDIK. 2022 YILINDA BU OKULLARIN YAPIMI İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR.

     Son depremde sonrasında ilçemizin iki okulunda sıkıntı oldu. Bunlardan biri Aktepe’de bulunan Anafartalar İlkokulu depremde ağır hasar aldı ve hemen yıkıldı. Pandemide uzaktan eğitim olduğu için o binaların detaylı incelmelerini yaptırdık. Yıkılması gerekenin yıkılması noktasında Anafartalar okulunun o anlamda binasının biri yıkıldı. Bu süreçte okul etrafında bulunan Polis Lojmanları’da Emniyet Müdürlüğü’nün almış olduğu bir karala yıkıldı. Şimdi okulların açıldığı bu süreçte böyle bir ortamda eğitim verilmesi uygun olmadığından, oranın öğrencilerini biz Mustafa Kemal Paşa okulunu Sabahçı-Öğlenci şekilde ikili eğime alarak oranın öğrencilerini aktarmış olduk.

 ‘Götürebilirim’ diyen ailelerin öğrencilerini de Gaziemir’deki diğer okullara da nakledilmesini sağladık. Bu kampsam da Gazi Umur Bey Ortaokulu, Sabiha Gökçen İlkokulu, Sabri Öney İlkokulu öğrencileri oldu. Mevcut imkanlar çerçevesinde bunları düzenlemeye çalıştık. Bazı yetmeyen yerlere de okul bahçesine konteynırlar getirerek bazı anasınıflarımızı buraya taşıdık. Mesela Mevlüt Aysun Özer Anaokulu 2 konteynırda eğitime devam ediyor. Oradan da 9 Eylül Ortaokulu’na nakil etmek zorunda kaldığımız öğrencilerimiz oldu. Tabi bu deprem geçirmiş bir memlekette bununla kaldığımıza da aslında biz şükrediyoruz. Bu manada Gaziemir’de 44 tane devlet okulu var. Yaklaşık 57 tane özel okul var. Bunlar içerisinde üç okulda sıkıntı oldu. Diğer okullarımızda çok şükür sıkıntı olmadı. Bu da en kısa sürede devlet yatırımlarıyla çözüme ulaştırılacak.

T.K: (Tahliye edilen okullarda) İnşaat başlar mı? Bu sene öyle bir proje var mı?

A.S.Ü.:  2022 yılında bu okulların inşaatları başlayacak. Böyle bir planlama var. Bazı okullar için hayırsever kişiler protokoller imzalıyorlar. Aktepe’de yıkılan Anafartalar İlkokulu için öyle bir süreç devam ediyor.

     KIZILAY’IN ÇALIŞMALARINI TAKDİR EDİYORUZ. TCDD’NİN TARİHİ İSTASYONUNU RESTORE EDEREK KIZILAY’IN GAZİEMİR ŞUBESİNE TAHSİS EDECEĞİZ.

     Bu arada ilçemizde aktif olarak faaliyet gösteren Kızılay’a da değinmek istiyorum. Kızılay kamuya yararlı bir dernek olarak ülkemizde güzel işlere imza atmıştır. Biz bunun güzel örneklerini ilçemizde de görüyoruz. Aktif çalışan bir ilçe Kızılay teşkilatımız var. Sürekli bizimle istişare halindeler. Zaten Kızılay ilçe temsilcisi Davut Dinçel bey Sosyal Yardımlaşma Vakfımızda da STK’lar arasından seçilmiş bir üye olarak hizmetine devam ediyor. Ancak Kızılay’ın ilçe binası biraz merkezin dışında bulunuyor. Fizksel imkanları yeterli olmayan bir binada faaliyette bulunuyor. Biz bu süreçte Kızılay’ı daha merkezi bir noktada nereye getirebiliriz diye bir çalışma yaptık. Biliyorsunuz Gaziemir Tarihi Tren İstasyonu var. Burada zamanında TCDD’nin kullandığı eski istasyon binası içerisinde metruk olarak duran lojmanları var. Bu binanın bir tarafı Kaymakamlığımız tarafından onarılarak geçtiğimiz yıllarda Şehit Asker Şehit Polis Aileleri Derneği’ne tahsis edilmişti. Şimdi onun simetriğindeki (bilet gişesinin diğer tarafındaki) 150 metrekarelik kapalı alan 225 metrekarede bahçesi bulunan bölümü de Kızılay’a tahsis edilmek üzere biz (Kaymakamlık) olarak kiraladık. Tabi bina uzun süredir metruk olduğu için hasar görmüş. Aynı zamanda tarihi bir bina. Tescilli bir Kültür Varlığı. Buranın projesi de TCDD tarafından hazırlanan restorasyon projesi olarak planlanmıştı. Bu proje Anıtlar Kurulu’ndan da geçirilmişti. Biz kiralamayla beraber restorasyonu da üstlenmiş olduk. Böylece hem Kızılay’ı merkezi bir yere getirmiş olacağız, hem de atıl kalmış, metruk olmuş bir tarihi eseri de canlandırmış olacağız. Günümüz koşulları çerçevesinde hizmete sunmuş olacağız. Bunun içinde Valiliğimizin Kültür Varlıkları Fonu’na müracaat ettik. Sayın Valimizi, Kızılay il başkanımız ve ilçe başkanımızla beraber ziyaret ettik. O’da gereken desteği vereceğini söyledi. Yatırım İzleme Kurulu’na da bu konuda talimat verdi. Proje dosyamızı sunduk. Onlar şimdi yaklaşık maliyetle ihale süreci hazırlığı içerisindeler. Bu da inşallah önümüzdeki sene içerisinde restorasyonu tamamlanarak hizmete girecektir.

     PANDEMİ SÜRECİNDE RESMİ VE MİLLİ BAYRAMLARIMIZI YETERİNCE KUTLAYAMADIK. BU YIL Kİ CUMHURİYET BAYRAMININ COŞKUYLA KUTLANMASI İÇİN TÜM VATANDAŞLARIMIZI TÖRENLERİMİZE DAVET EDİYORUM.

     Tabi bu pandemi sürecinde yapamadığımız için içimizi burkan yeterince kutlayamadığımız resmi ve milli bayramlarımızdı. Maalesef 23 Nisan’ı çocuklarımızla şu iki senede coşkuyla kutlayamadık. Keza 19 Mayıs geniş ölçüde kutlanamadığı bir döneme denk geldi. Geçen sene 29 Ekim kutlamalarını da yapamadık. Ancak bu sene pandemi koşulları ve aşılanmanın da etkisiyle Cumhuriyet Bayramımızı olması gerektiği gibi, işin ruhuna ve şanına uygun bir şekilde kutlayacağız. Bunun tertip heyetini de geçtiğimiz ay toplayarak ne tür programların yapılacağını belirledik. Hem Gaziemir Belediyesi’nin çeşitli programları yer alıyor. Hem de stadyumda yapılacak kutlama töreninde ilçe mili eğitim müdürlüğümüz, gençlik spor müdürlüğümüz tarafından sergilenecek programın hazırlığı şu an yapılıyor. Bu vesileyle ben tüm Gaziemirli vatandaşlarımızı bu törenlere davet ediyorum. Cumhuriyet coşkusunu yaşamaya davet ediyorum. Bu manada da herkesin cumhuriyet bayramlarını şimdiden tebrik ediyorum. Cumhuriyetimizin 98’inci yıl dönümü kutlu olsun.

T.K.: Sayın Kaymakamım Gaziemir Halkı ile iletişiminiz, diyaloglarınız nasıl?  

A.S.Ü.: Gaziemirli vatandaşlarımızla iletişimimiz gayet iyi. Kaymakamlığımıza gelen vatandaşlarımızın genelinin işleri Nüfus Müdürlüğü ile olur. Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakfı ile olur. Zaten sosyal yardımlaşma çalışmalarımız bütün hızıyla devam ediyor. Nüfus Müdürlüğümüz de  malum randevu sistemi var. Bu süreçte tabi onlar da çok çalıştılar. Kimliklerin, pasaportların yenilenmesi, ehliyet hizmetlerinin Nüfus’a verilmesi sonucunda oldukça yoğun bir süreç geçirdiler. Ve her gün 350-400 vatandaşımızın işlerini yerine getiriyorlar.

     KAMU YÖNETİCLERİ ULAŞILABİLİR OLMALI. KAYMAKAM OLARAK RANDEVU TALEP EDEN HERKESE RANDEVU VERİYORUM.

     Bunun ötesinde bize (Kaymakamlığa) çeşitli taleplerle gelmek isteyen vatandaşlarımız oluyor. Bir şekilde devletle, yada yerel yönetimle bir sorununu halledememiş bir talep içerisinde olan iş adamlarımız, esnafımız, her kesimden insanlarımız geliyor. Bizi ziyaret ediyorlar. Bizim (kaymakam olarak) cevap veriyor, ulaşılabilir olmamız gerekiyor. Ben prensip olarak randevu isteyen herkese randevu veriyorum. En geç 3 gün içerisinde görüşmek isteyen kişiyle görüşüyorum. Eğer programım müsait ise, şahısta çıkıp gelmiş ise geri göndermeden direkt görüşüyorum. Telefon ile randevu isteyenler oluyor. Dediğim gibi en geç 3 gün içinde bir randevu veriyoruz. Kamu görevlilerinin kamu yöneticilerinin ulaşılabilir olması gerekir. İnsanların derdini birinci ağızdan anlatabilir olması lazım. Zaten Kaymakamlık, Mülki amirlik, devletin taşrada vatandaşına açık kapısıdır. Devletin, ülkenin kılcal damarlarına kadar sirayet etmiş bir yapısıdır. Bizlerde kaymakam olarak bu makamları bugün biz kullanıyoruz. Bunun yerine getirilmesi, hakkının verilmesi lazım diye düşünüyorum. Aslında önceki görev yaptığım ilçelerle bir mukayese içerisine girdiğimde, burada vatandaşla temas noktasında pandemi bunu engellediğini de itiraf etmemiz lazım. Bir süre geçtiğimiz sene özellikle ihtiyaç sahibi ailelere ziyaretler yapmaya başlamıştık. Ailelerin durumlarını yerinde görmek ve devlet imkanlarından hak ettikleri şekilde yararlanmalarını temin etmek amacıyla onlarca aileye ziyarette bulundum. Sonra pandemi sürecinin hızlanmasıyla ona biraz ara verdik. Fakat tekrar başlayacağız. Mesela önce çalıştığım Tokat’ın Turhal ilçesinde bu şekilde yüzlerce aileyi gittim. Ve bunun çok olumlu geri dönüşleri oldu.

T.K.: Turhal’ın nüfusu ne kadar dı?

A.S.Ü.:Tabi buranın nüfusu ile orası arasında fark var. Turhal’ın nüfusu kırsalı da içine alan bir yapıydı. İlçe merkezi 60 bin nüfusluydu. Ama 52 tane de köyü vardı. Toplamda 85 bin nüfusu olan Anadolu için büyük diyebileceğimiz kırsal bir ilçeydi. Yüz ölçümü 972 kilometrekareydi. Gaziemir’in yüzölçümü 65 kilometrekare! Bu anlamda tabi bizim oradaki iş tanımımız, hem vizyonumuz, hem devletin bizi konumlandırdığı statü biraz daha aslında farklıydı. Çünkü bizim orada yerel iş yapma imkanlarımızda vardı. Özel idare bütçelerimiz vardı. Köylere hizmet götürme birliği bütçelerimiz vardı. Yani belediye sınırları dışarısında köy olarak tanımlanan yerlerdeki altyapı, bayındırlık, yol, su, elektrik, okul gibi inşaatları, yatırımları kaymakamlık eliyle yapılmaktaydı. Bu anlamda evet üretici ve yoğun bir kaymakamlık dönemimiz geçmişti. Burada da daha farklı işlerle, görevlerle uğraşıyoruz. Devlet bizi nasıl tanımlamışsa biz o şekilde çalışıyoruz.

T.K.: Gaziemir’in sivil toplum kuruluşlarıyla iletişimleriniz, diyaloglarınız nasıl?

A.S.Ü.: İyidir. Bizim diyalogumuzun bozuk olduğu hiçbir çevre yoktur. Derneklerimiz gelirler. Zaman zaman bizi ziyaret ederler. Biz onlara ziyaretlere gideriz. Gidemediklerimiz de olmuştur. O’da pandemi süreciyle ilgilidir. Pandemiden önce mesela Seydiköylüler Derneği’nin Kuşadasındaki davetinde birlikteydik. Aslında ilçemizde bayağı aktif etkili sivil toplum kuruluşları var. Hemşeri derneği diyebileceğimiz işte Seydiköylüler, Mübadele Muhacirleri, Gaziemirliler, Pomaklar gibi derneklerin faaliyetleri var. Derneklerin tiyatro faaliyetleri var. Koroları var. Bunlar maalesef bu iki yıllık pandemi döneminde hem kendileri çalışamadılar, hem de biz o çalışmalara iştirak edemedik. Ama çalışmalarını dışarıdan takip ediyoruz. Burada STK olmayıp gönüllü hanımefendilerin oluşturduğu bir oluşum var biliyorsunuz.

T.K.: Siz Yalnız Değilsiniz.Biz Buradayız!

A.S.Ü.: Evet. Mine Kapı hanım ve arkadaşları eşliğinde. Onların geçtiğimiz ay içerisinde bir kuruluş yıl dönümleri olmuştu. Oraya icabet ettik. Dolayısıyla STK’ların önemi zaten biliyorum. Bu konuda zaten yurt dışında doktora yapmıştım. Bu konuda Gaziemir Kent Konseyi’nde bir bilgilendirici bir toplantıda yaptım. STK’ların önemi şu tabi; Hem insanların örgütlü olarak demokrasi bilicinin geliştirdikleri, tartışma, paylaşma, kültürünün ve en önemlisi de birbirleriyle güven duygusu geliştirildiği mekanizmalar. Bunlar demokratik toplumlarda büyük önemi var. Büyük STK’lar Kızılay gibi kamuya yararlı dernekler, vakıflar gibi belirli kamu hizmetlerini hatta üstlenerek, devletin, kamunun üzerinden bazı yükleri aldığını biliyoruz.

     STK’LARLA İLİŞKİLER ÇOK ÖNEMLİ. KAMU KURUMLARI STK’LAR İÇİN ULAŞILABİLİR OLMASI LAZIM. İHTİYAÇLARI KARŞILANMASI LAZIM.

     Yerelde de insanların bir araya gelmesi ve bir hemşerilik bilincinin oluşması için bunlar önemli. Bu anlamda kamu kurumlarının da bu yapılara açık olması lazım. Ulaşılabilir olması lazım. Ki bu çalışmaların bir ayağı ister istemez kamuya dayanıyor. Ya kamuya bir şey sunuyorlar. Yada kamudan bir talepleri oluyor. Bu manada taleplerinin karşılanabilir olması lazım. Karşılanması lazım. İnsanlara sorduğumuz zaman, insanlar söylerler. İnsanlara fırsat verdiğiniz zaman, insanlar yaparlar. İnsanlara birbirinize güvenin dediğinizde de aslında insanlarda birbirlerine güvenirler. Belki de en önemli konu, güven! Toplumumuzda güven duygusunun maalesef erozyona uğradığını görüyoruz. Bunun peşini bırakmamız lazım. Bu pes edilecek bir konu değil. Hem demokratik toplum olma, modern bir toplum olma yönündeki çalışmamızı devam ettireceğiz. Hem de milli manevi değerlerimizi, toplumsal değerlerimizi yaşatacağız. Aslında bunu bir yarış haline getirmemiz lazım. Birbirlerini destekleyen mekanizmalar haline getirmemiz lazım. Bunu Gaziemir’de yapmamızın önünde hiçbir engel yok. Gaziemir hem sosyo-ekonomik, hem de eğitim seviyesi açısından İzmir’in birçok ilçesinden avantajlı durumda. Hem asayişi çok düzgün bir ilçe!

     GAZİEMİR İZMİR’İN BİR ÇOK İLÇESİNDEN DAHA AVANTAJLI DURUMDA. HAREKETLİ NÜFUSU 300 BİNİ GEÇEN BİR İLÇEDE GÜNLÜK VUKUAT SAYISI 10-15. MADDE BAĞIMLILIĞI İLE MÜCADELEDE ANNE-ÖĞRETMEN EĞİTİMİNE ÖNEM VERİYORUZ. UYUŞTURUCU KULLANIMI VE SATIŞI İHBARLARI ANINDA DEĞERLENDİRİLİYOR.

     Hem ona da bir değinmek lazım. Nüfusumuz 140 bin ama, giriş çıkışlarla günlük nüfusumuz 300 bini geçen bir ilçede, günlük vukuat sayısı 10-15! Bunların bir bölümü trafik kazası olup, hafif yaralanmalar olanlar. Yahut sözlü tartışmalar hakkında bir birinden şikayetçi olanlar. Biraz uyuşturucu olayları İzmir’in genelinde de olduğu üzere az bir miktarda artışta var. Bu konuda da bir çalışmamız var. Onu da ifade edeyim. Valiliğimizin bir çalışması var. Biz de ilçemizde onu takip ediyoruz. “En iyi narkotik polis annedir” projesi var. İçişleri Bakanlığımızın Türkiye genelinde uygulamaya koyduğu bir proje. Buradaki argüman şu; yapılan çalışmalara göre istatistiksel olarak bir çocuğun madde bağımlısı olduğunu ilk önce annesi fark ediyor. Fakat bu fark etme süresi zaman zaman 1 yıl, 2 yıla kadar gidebiliyor. Allah vermesin çocuk bir maddeye müptela oluyor, ilk zamanlar da bu enerjide verebiliyor, fakat sonrasında hızlı bir şekilde kötüye gidebilen bir süreci yaşıyor. İlk anlayanlar omlarına rağmen bunun anne tarafından anlaşılması 1,2 yıl sürebiliyor. Anneden sonrada öğretmen anlayabiliyor. Bu manada annelerin ve öğretmenlerin eğitimi için İl Emniyet tarafından oluşturulan eğitim grupları var. Kendine özgü eğitim materyali var. Biz de ilçemizde geçtiğimiz Temmuz ayından öğretmenlerimizden başlayarak, annelerimiz, okul aile birlikleri ve veli gruplarıyla bir program dahilinde okullarımızda emniyetin eğitim birimini, eğitim sorumlularını getirerek bu işin eğitimini veriyoruz.Yani ne gibi durumlarında çocuğunuz madde bağımlısı olduğundan şüphelenmelisiniz, bunu nasıl anlayacaksınız gibi kimseden alamayacakları bir eğitimi veriyoruz. Tabi bunun önleyiciden sonra bir de bastırıcı emniyet uygulamaları var. Bazı mahallerimizde özellikle zaman zaman bu satışların olduğu ihbarları geliyor. Emniyetin ilgili birimleri zaten bu konuları takip ediyorlar. Zaman zaman operasyonlar yapıyorlar. 2 Yıl içerisinde uyuşturucu kullanalar ve satanlarla mücadelede yüzlerce işlem yapıldı.        

Türker Küpcük: Sayın Kaymakamım yoğun programınız içerisinde verdiğiniz bu röportaj için çok teşekkür ediyoruz.

Gaziemir Kaymakamı Dr.Ahmet Süheyl Üçer: Yerel Haberci olarak, kamuoyunda yaptıklarımızı anlatma fırsatı verdiğiniz için bende sizlere ayrıca teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.