KILIÇDAROĞLU BİR DİZİ AÇILIŞ VE TEMAS İÇİN İZMİR’DEYDİ
Yerel Haberci
Hava Durumu
Arşiv
Gazete Manşetleri
RSS Beslemeleri
Linkler
// echo $giris_bas;
AnaSayfam Yap
Sık Kullanlanlara Ekle
Bize Ulaşın
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
Linkler
AKTÜEL

KILIÇDAROĞLU BİR DİZİ AÇILIŞ VE TEMAS İÇİN İZMİR’DEYDİ

Facebook'ta paylaş
27/09/2021 , 08:44:36

 

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği tesislerin açılışı ve düzenlediği panele katılmak için kente geldi. Kılıçdaroğlu İzmir programında 30 Ekim İzmir Depreminden etkilenenler de bir araya geldi.

 

Kılıçdaroğlu İzmir'de deprem mağdurlarına seslendi:
“Hakkınızı aradığınız sürece yanınızda olacağız”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bayraklı'da 30 Ekim İzmir Depremi Proje Alanı Mağdurları Platformu ile bir araya geldi. Hem İzmir'deki hem de Türkiye'nin diğer bölgelerindeki deprem mağdurlarına seslenen Kılıçdaroğlu, “Hakkınızı arayın, hakkınızı aradığınız sürece biz yanınızda olacağız. Bu konuda endişe etmeyin” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de, “Biz haklarınızı ararken mağdur olmamanız için belediye olarak sonuna kadar yanınızda olacağız” diye konuştu.

Bir dizi ziyaret ve açılış programı için İzmir'e gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bayraklı'da 30 Ekim İzmir Depremi Proje Alanı Mağdurları Platformu üyeleriyle bir araya geldi. CHP lideri Kılıçdaroğlu'na İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de eşlik etti. Hükümetin sosyal devlet politikasını yürütemediğini ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bütün depremzede kardeşlerime, sadece burada değil Elazığ'da da diğer yerlerde de olan kardeşlerime seslenmek isterim; hakkınızı arayın, aradığınız sürece biz yanınızda olacağız. Bu konuda endişe etmeyin. Evlerinizin metrekaresi düşürüldü, kat sayısı düşürüldü bir sürü sıkıntı var. Şu soru çok önemli; zaten zar zor bir ev sahibi olmuşum, emekli olmuşum, evimde oturuyorum deprem oldu ev yıkıldı. Sosyal devletin bana yardımcı olması lazım, gelip bana bir kağıt imzalatıyorlar, diyorlar ki 'evini yapacağız ama seni borçlandıracağız'. Ben bu emekli aylığıyla o kadar parayı nasıl ödeyeceğim? Asgari ücret ile geçiniyorum, ben bunu nasıl ödeyeceğim? Sosyal devletin, bir kişi afetzede ise onun karşılaştığı bütün zararı hiçbir karşılık beklemeden karşılaması gerekiyor. İzmir milletvekillerinin verdiği kanun teklifleri var, parlamentoda bekliyor kanun teklifleri. Açıldığında, kanun teklifleri görüşüldüğünde sizlere haber verecekler, gerçekleri göreceksiniz. Kimler afetzededen yana, kimler karşı, bütün açıklığıyla oylamada göreceksiniz” dedi.

“Vatandaş ne istiyorsa biz yapacağız”
Depremzedelerin emsal artışı talebine ilişkin de bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Kat yükseklikleri konusunda Sayın Tunç Başkan, 'eğer vatandaşımız bunu ödeyemiyorsa, bu ödemeyi bir şekliyle başka yollardan karşılamak gerekiyorsa, bunun için kat yüksekliği gerekiyorsa vereceğiz’ dedi. Sizden isteğim burada, 'gerekirse yapılacak' dediniz, gerekirse değil 'yapılacak' deyin. Burada yüksek binalar yapılıyor değil mi, yapılıyor. Diğerleri neden yapılmıyor? Engel çıkaracaklar. Onlar engel çıkarırsa bütün İzmirliler onlara hesap sorar. Engel bizden kaynaklanmasın. Biz yapacağız, vatandaş ne istiyorsa biz yapacağız” diye konuştu.   

“Cebinizden ek para çıkmayacak”
CHP lideri yangın bölgelerinde evleri zarar gören vatandaşları hatırlatarak, “Orman yangınlarının olduğu bölgelerde 1-2 katlı evler vardı. Bunlara da kağıt imzalatılıp borç altına sokuyorlar. Biz dedik ki 'belediye başkanları olarak bunları karşılayacağız'. Burada evlerin sayısı çok az. 11 Büyükşehir Belediye Başkanımız bunların ek yükümlülüklerini karşılayabilir. Ama İzmir'de yeni yapılanmanın maliyetini 11 belediye başkanının karşılaması mümkün değil. Karşılarız deyip de yarın bunun gereğini yapmazsam size mahcup olurum, doğruyu söylememiş olurum. Doğrusu kat yüksekliği vereceksiniz, gelecekler ve yapacaklar. Maliyetler karşılanacak, kimsenin cebinden de 5 kuruş ek para çıkmayacak. Olması gereken budur, sosyal devlet de bunun gereğini yapacak” dedi.  

Soyer: “Sonuna kadar yanınızdayız”
İzmir'in deprem bölgesi olması nedeniyle yaptıkları çalışmaları ve 30 Ekim İzmir Depremi'nin ardından yürütülen kampanyaları anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer şunları söyledi: “En önemli meselenin, bu şehirde yaşayan insanlar olarak bizlerin yaşadığımız şehirde güven taşımamız, güven duygusu içinde yaşamamız gerektiğine inanmak olduğunu düşünüyoruz. Eğer güven duymuyorsanız bu şehirde, ne yediğiniz ekmeğin tadı var, ne gelecek kurgusu yapabiliyorsunuz. Öncelikle şehrimizin güvenliğini ortaya çıkartmak istiyoruz. Bunu yaparken, imar mevzuatıyla uygun olmayan çözümler üretmek zorunda kalacağımızı fark ettik. Binası hasar görmüş, orta ya da ağır hasar her ne şekilde tespit yapılmış olursa olsun bu binalarla ilgili yeni düzenleme yapma ihtiyacı ortaya çıktı. Mevzuat bunlara şöyle bir düzenleme getiriyor; örnek olarak kabaca Gümüşpark Apartmanı 9 kat, yıkıldı yerine imar mevzuatına göre 6 kat maksimum inşaat yapabiliyorsunuz. Tablo aslında çok büyük hak kayıplarına yol açacak bir tabloydu. Adına K Alanı verdiğimiz 'Korunması Gereken Alan' diye tarif ettiğimiz bir düzenleme yaptık. İlçe belediyelerimiz, ilçesinde korunması gereken alan diye tarif ettiği parselleri, adaları çizdiler çalıştılar ve getirdiler. Biz de Büyükşehir olarak onayladık. Böylece korunması gereken alan sıfatı kazanmış bölgelerde mevcut durum neyse onun mevzuata rağmen aynısının yerine yapılmasını mümkün hale getirdik. 9 katlı bina yıkıldığında K sınırı içine dahil edildiğinizde tekrar 9 kat yapılabilir hale geldi. Emsal artışını biz aslında bir biçimde böylece vermiş olduk. Sayın Genel Başkanımızın da talimatıyla bizler İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bayraklı Belediyesi olarak, ada ölçeğinde veya daha geniş ölçekte revizyon yaparak emsali de artırmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Biz bürokrasimizi de görevlendirerek artış için ne yapılması gerekiyorsa yapacağız. Bu mevzuatın acilen değişmesi lazım. Bu mevzuat sürdürülebilir bir mevzuat değil. Bina ya oturulur, ya oturulmaz. Azı ya da ortası olduğu zaman kafa karışıyor. Oturulmayan binaya da çözümü devlet getirmek zorundadır. Biz belediye olarak sonuna kadar yanınızda olacağız. Haklarımızı ararken mağdur olmamanız için sonuna kadar yanınızdayız.”
30 Ekim İzmir Depremi Proje Alanı Mağdurları Platformu adına konuşan Nilsu Karaman Aktarıcı, depremden sonra yaşadıkları sorunları anlattı. Nilsu Karaman Aktarıcı, “Mülkiyetlerimizi aynı şekilde geri istiyoruz” şeklinde konuştu.

 

 

Kılıçdaroğlu, İzmir Tarımı için kaldıraç olacak Bayındır Süt Fabrikası’nın temel atma törenine katıldı
Kılıçdaroğlu: “Soyer üreticiden aldığı güçle fabrikalar kuruyor, her fabrika bir kaledir”


İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir Tarımı stratejisinin en önemli parçalarından biri olan Bayındır Süt Fabrikası’nın temeli CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı törenle atıldı. Törende konuşan Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in üreticiden aldığı güçle fabrika kurduğunu söyleyerek, “Her fabrika bir kaledir. Çünkü her fabrika bizim birilerine el avuç açmamızı engeller” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Başka Bir Tarım Mümkün” felsefesinden doğan İzmir Tarımı stratejisinin en önemli parçalarından biri olacak Bayındır Süt Fabrikası’nın temelini attı. Temel atma törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşi İzmir Köy-Koop Birlik Başkanı Neptün Soyer’in yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcıları Ali Öztunç, Gülizar Biçer Karaca, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP Parti Meclis Üyeleri Rıfat Nalbantoğlu, Devrim Barış Çelik, CHP İzmir Milletvekilleri Bedri Serter, Kamil Okyay Sındır, Kani Beko, Sevda Erdan Kılıç, Murat Bakan, Ednan Arslan, ilçe belediye başkanları ve eşleri, kooperatif başkanları ve ortakları, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve şirket yöneticileri, Baysan Genel Müdürü Murat Onkardeşler, İzmir Büyükşehir Belediyesi meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar, İzmir'in her yerinden gelen üreticiler ve çok sayıda İzmirli katıldı. Temel atma töreni, Türk Halk Müziği dinletisi ve zeybek gösterisiyle başladı.

“Başkanlarımız siz kazanın diye çaba gösteriyor”
Törende konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Çok güzel bir fabrikanın temelini atıyoruz. Üretmek kadar değerli bir şey yoktur. Üretmek alın teri demektir. Üretmek kazanmak demektir. Üretmek bir kentin caddelerinde onurunla gezmek demektir. Üretmek Türkiye’nin büyümesi ve kalkınması demektir. O nedenle üretmek kadar değerli bir şey yoktur. Batılı devletler bize neden toprağı ekiyorsunuz diyor. Tohumu, buğdayı, eti, yemi, samanı biz verelim bizim çiftçimiz kazansın diyorlar. Ya bizim çiftçimiz ne olacak? Bu kaderi beraber değiştireceğiz. Mustafa Kemal Atatürk, ‘çiftçi milletin efendisidir’ der. Bunlar efendiliği bırakmadılar. Her şey dışarıdan alınıyor. Diyorlar ki ‘çiftçinin durumu ‘çok iyidir’ Sen çiftçinin arasına girmeyip de saraydan bakarsan çiftçinin durumunu anlayamazsın. Elin oğluna kazandırıyoruz, bizim çiftçimize neden kazandırmamaya çalışıyoruz. Yeni bir stratejiyi hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bütün belediye başkanlarımız siz kazanasınız diye çaba harcıyor. Sizin çocuklarınız daha iyi bir hayat standardı yakalayacak” diye konuştu.

“Haram yiyenin burnundan fitil fitil getireceğim”
Hollanda’daki tarım modelini örnek göstererek Türkiye’nin tarım politikalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, “Toprak deseniz var, çiftçi deseniz var, güneş deseniz var, çalışkan insan deseniz var. Neyimiz eksik? Siyasetimiz eksik. Güzel bir siyasetle, üreticiye destek vererek kazanmamız mümkündür ve öyle yapacağız. Bir bakan düşünün adı tarım bakanı çiftçiyi şöyle tanımlıyor; ‘çiftçi çok çok çalışır, az az kazanır’ Siz böyle bir tanım duydunuz mu? Niye az kazansın? Daha fazla kazanması lazım. Çiftçinin traktörüne, devri iktidarımızda hiçbir güç haciz koyamayacak. Tarlasına haciz uygulayamayacak. Adamı perişan etmişsiniz, borç batağına sokmuşsunuz; gelip traktörünü alıp götürüyorsunuz. Ne yiyecek bu adam? Açlığa mı mahkum ediyorsunuz? Haram yiyenin bunundan fitil fitil getireceğim. Herkes emin olsun. İnşallah birlikte iktidar olacağız. Sizin aldığınız kredilerin faizlerini sileceğim” ifadelerini kullandı.

“Her fabrika bir kaledir”
Sözlerini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e övgülerini aktararak sonlandıran Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı: “Fabrika güzel bir şey. Ektiğiniz ürünün karşılığını buradan alacaksınız. Geleceğiz fabrikada oturacağız. İşçilerle üreticilerle sohbet edeceğiz. Şimdi nasıl temelini atıyorsak Nisan ayında kurdelesini keseceğiz inşallah. Gelişmiş ülkelerde sabah sütçü sizin kapınızı çalar çocuklarınız süt içsin diye. Bizde sabah polis gelir gençleri tutuklar bir tweet atmış diye. Bu memlekete huzuru, barışı ve bereketi getireceğiz. Her mutfakta barış olacak. Her eve huzur getireceğiz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir ülke inşa edeceğiz. Ülkeyi Mustafa Kemal’in dediği gibi çağdaş uygarlığın ötesine taşıyacağız. Ahtım var, niyetim var, yeteneğim var. Bunu mutlaka yapacağız. Hepinize teşekkür ederim. Özelikle bu tesisi açan, sizlere kazandıran, Türkiye’ye kazandıran İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’e teşekkür ediyorum. O gücü siz veriyorsunuz ona. O da verdiğiniz gücü fabrikalar kurarak değerlendiriyor. Unutmayın; Mustafa Kemal’in söylediği güzel bir şey var. Her fabrika bir kaledir. Her fabrika bir güç demektir, her fabrikada alın teri vardır, bereket vardır. Her fabrika Türkiye için bir kaledir. Çünkü her fabrika bizim birilerine el avuç açmamızı engeller. Bunun önündeki en büyük kaledir.”

“Bereketi bol olsun”
Başkan Tunç Soyer törende yaptığı konuşmada “Günde 100 ton süt işleyeceğimiz bu fabrikayla, dökme ürün dönemini kapatarak katma değeri yüksek çok sayıda süt ürünü üreteceğiz. Fabrikamız, son yıllarda kamu eliyle kurulan en büyük tarımsal işletmelerden biri olacak. Küçük Menderes’in üreticileri, kimsenin ucuz dökme ürün tedarikçisi değildir. Kendi toprağının ve milletin efendisidir. Yüz milyon liralık bu yatırımı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün efendimiz dediği köylülerimize layık olmak için kuruyoruz. Hepimize hayırlı olsun. Bereketi bol olsun” dedi.

“Bu topraklar çocuklarımızın da rızkını vermeye devam edecek”
Tarımın İzmir ve Türkiye’nin can damarı olduğunu söyleyen Başkan Tunç Soyer, “Ovaları, dağları ve uçsuz bucaksız yaylalarıyla Anadolu ve Trakya, binlerce yıldır atalarımızı doyurduğu gibi bugün bizi de besliyor. Biz korudukça, bu topraklar çocuklarımızın da rızkını vermeye devam edecek. Kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
Türkiye’de tarımın 20 yıla yakın bir süredir tümüyle küresel tarım şirketlerinin istediği biçimde şekillendiğini vurgulayan Başkan Soyer, yakın zamana kadar çeşit çeşit atalık tohumlarımızı serptiğimiz vatan toprağına, artık ithal tohumları ve ilaç diye satılan zehirleri saçtığımızı, bereket yerine, kuraklık ve yoksulluk biçtiğimizi söyledi.

“Başkaldırdık”
“Biz İzmir’de ülke topraklarımızın bu sessiz işgaline başkaldırdık” diyen Başkan Soyer sözlerini şöyle sürdürdü: “Birkaç holdingleşmiş büyük tarım şirketi yerine yüz binlerce küçük üreticimizi destekliyoruz. Tohumundan gübresine ithalata bağımlı bir düzen yerine yerli ve milli bir tarım ekonomisi kuruyoruz. Bu iddiamızın tam merkezinde tarımsal planlama için kurduğumuz yeni kurumlar ve kurallar yer alıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kendi imkanlarıyla Türkiye’de ilk defa ‘tarımsal stratejik planlama’ sistemini kurdu. Bu sistemi kurmamızın nedeni çok basit. Çitçimizin kaderine terk edilmediği ve kendini güvende hissettiği bir gelecek tesis etmek. Köylümüzün neyi ne kadar ekeceğini, üretirken ne kadar harcayacağını, ürününü kime, kaç liradan satacağını ve günün sonunda ne kadar kazanacağını bildiği planlı bir tarım ekosistemi kurmak. Bu mümkün mü? Elbette mümkün. Tüm gelişmiş tarım ülkeleri bunu böyle yapıyor. Örneğin Türkiye’nin tek bir ili büyüklüğündeki Hollanda’nın dünya tarımında ikinci olmasının ana nedeni tarımsal planlamaya yaptıkları yatırımdır.”

“Baysan üretimi doğrudan destekliyor”
Büyükşehir’in Çiğli Sasalı’da kurduğu İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’nin İzmir tarımı için kısa, orta ve uzun soluklu stratejik planlar yaparak Türkiye’de bir ilki yaptığını belirten Başkan Soyer, “Bu merkezde koordine edilen İzmir Tarımı ekosistemiyle tohumun tarlaya düşme anından satışa, ihracata ve kırsal turizme kadar uzanan altı ayaklı bir eylem planı uyguluyoruz. Bir yandan İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’miz üretimin Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat düzenlemesiyle uyumlu yerel kurallarını tarif ederken, diğer yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Belediye şirketimiz Baysan ayni yardımlar, alım ve satış garantileri ile üretimi doğrudan destekliyor” dedi.

“Beş ürün sınıfı belirledik”
İklim krizinin Türkiye’deki en ciddi sonucunun su kaynaklarındaki hızlı azalma olduğunu söyleyen Başkan Soyer “Hal böyleyken Türkiye’de su kaynaklarının yüzde 77’si tarımsal sulamada kullanılıyor. Üstelik çoğu vahşi sulamayla üretilen ürünlerden çiftçilerimiz yeterli gelir edemiyor ve köylerini terk ediyor. Türkiye tarımı hem yoksulluğun hem de kuraklığın içine sürükleniyor. İzmir Tarımı bu noktadan hareketle su kaynaklarını tüketmeyen atalık tohumları ve yerli hayvan ırklarını destekliyor. İzmir ili genelinde ihracat yapılabilecek kadar yüksek niceliğe ve niteliğe sahip, iklimle uyumlu beş ürün sınıfı belirledik. Tümü yerli tohum ve ırklardan oluşan bu tarımsal mozaiğin birinci ayağı mera hayvancılığı, ikincisi tahıl ve baklagiller, üçüncüsü zeytin ve zeytinyağı, dördüncüsü üzüm, incir ve badem gibi susuzluğa dayanıklı meyveler, beşincisi ise kıyı balıkçılığı. Bunların tamamı İzmir’in küçük üreticileri tarafından yüksek miktarlarda üretiliyor” dedi.

“Kuraklık ve yoksullukla aynı anda mücadele ediyoruz”
İzmir Tarımı ile üreticinin alın terini Anadolu tarımının genetik mirasıyla yeniden buluşturarak güçlü bir tarım ekonomisi inşa ettiklerini belirten Soyer, “Bunu yaparken üretim koşullarını tüketicinin değişen beklentilerine göre yeniden düzenliyoruz. Dökme ürün dönemini kapatarak, katma değerli tarımı destekliyoruz. Bunun için üreticimizin toprak ve su kadar bilgi ve teknolojiden de beslenmesine imkân tanıyoruz. Bu sayede tarımdaki kuraklık ve yoksullukla aynı anda mücadele ediyoruz. Bir yandan kırsaldaki İzmirlilerin ekmeğini büyütüyor, diğer yandan şehir merkezindeki milyonlarca vatandaşımızın sağlıklı ve ekonomik gıdaya erişimini sağlıyoruz. Başka bir tarım mümkün ifademiz işte tam da bunun tarifidir” şeklinde konuştu.

Tarımsal üretim için 906 milyon lira
İzmir Tarımı’nın tarım ekonomisini desteklemenin yanı sıra tarımın yegâne var oluş nedeni olan toprak ve su kaynaklarını koruma çalışmalarını da kapsadığını belirten Soyer, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu kapsamda, geçtiğimiz Temmuz ayında Gediz Havzası’nı karış karış gezerek bir eylem planı hazırladık. Benzer bir eylem planını, Küçük Menderes Havzamız için de geliştirdik ve kısa süre sonra yapacağımız bir saha programıyla attığımız tüm adımları yerinde inceleyeceğiz. İzmir Büyükşehir Belediyemizin tarımsal üretim için son iki yılda tahsis ettiği toplam miktar 906 milyon lira. Bunun yaklaşık üçte biri, bugün temelini attığımız Süt İşleme Fabrikası gibi katma değer odaklı yatırımlarımız. Geri kalanı ise doğrudan İzmirli üreticimizin hanesine giren ürün alımları ve ayni yardımlar. Size söz veriyorum. Önümüzdeki yıllarda bu desteğimizi ikiye katlayacağız. İzmir ve Türkiye tarımı için önemli bir kilometre taşı olduğuna inandığımız bu tarihi günde bizi yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ediyorum. İzmir’de çiftçimizle kurduğumuz kader arkadaşlığının sizin sayenizde daha da büyüyeceğini ve tüm Türkiye’ye yayılacağını şimdiden görebiliyorum. Süt işleme fabrikamızın İzmir’in Bayındır’ına ve Küçük Menderes Havzamıza çok yakışacağını biliyorum. İzmir’imize ve tüm ülkemize hayırlı olsun.”

110 milyon lira ürün alınacak
Bayındır’da 100 milyon lira yatırım maliyetiyle kurulan Bayındır Süt İşleme Fabrikası, günlük 100 ton süt işleme kapasitesine sahip olacak. 130 kişiye istihdam sağlayacak fabrika ile yılda 44 milyonu keçi, koyun ve manda sütü olmak üzere toplam 110 milyon lira ürün alınarak üreticiye destek olunacak.
Fabrikada İzmir Mozerellası başta olmak üzere, keçi ve koyun sütünden peynir, kaymak, dondurma ve yoğurt gibi ürünler de marka haline getirilerek dünyaya pazarlanacak. Süt İşleme Fabrikası, 2022 yılının ilk aylarından itibaren tam kapasiteyle çalışmaya başlayacak.

 

Kılıçdaroğlu: “Türkiye'yi değiştiren siz gençler olacaksınız”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fuar İzmir'de Kule İzmir - Oyun Girişimciliği ve Yazılım Merkezi’nin açılışını yaptı. Gençlerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, “Değişecek güç gençlerde. Sizlere güveniyoruz, inanıyoruz. Sakın ola umutsuzluğa kapılmayın. Dünyayı değiştiren sizsiniz, Türkiye'yi de değiştiren sizler olacaksınız. Sizlere sonuna kadar güveniyorum” dedi. Başkan Soyer ise Kule İzmir ile gençlerin önünü açarak İzmir'i bir adım ileriye taşıyacaklarını söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir programı kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Fuar İzmir'de hayata geçirilen Kule İzmir - Oyun Girişimciliği ve Yazılım Merkezi’nin açılışını yaptı. Merkezin açılışına CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP Genel Başkan Yardımcıları, CHP İzmir milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri, bürokratlar, oyun sever gençler ve yurttaşlar katıldı.

Dünyada ses getirin
“Gençliğin umudu Kılıçdaroğlu” sloganlarıyla karşılanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Benim umudum sizsiniz. Sizler Türkiye'nin kaderini değiştireceksiniz. Önümüzdeki seçimlerde 6 milyon 300 bin genç sandığa gidecek ve oy kullanacak. Kullandığı oyla Türkiye'ye demokrasiyi, özgürlüğü getirecek. Türkiye'nin önündeki bütün engelleri sizler kaldıracaksınız. Gazi Mustafa Kemal'in iki temel kuralı, ilkesi vardır. Birincisi siyasi bağımsızlıktır. 'Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir' der. Bayrağımın altında özgürce yaşamak isterim. Ama bu özgürlüğün kalıcı olmasını hep istemiştir. Bunun yolunu da ikinci ilkesiyle ortaya koymuştur. Yine Mustafa Kemal'e göre, savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça siyasi bağımsızlığımızı koruyamazsınız. Gençlerin yaratıcı gücünü kullanarak Türkiye ekonomisine yapacakları her katkının değeri çok büyüktür. Bu kulede gençlerimiz yeni çalışmalarını, projelerini hayata geçirecekler. Umuyoruz ve diliyoruz sadece İzmir'de, Türkiye'de değil dünyada ses getiren çalışmalarınız olsun. Değişecek güç gençlerde. Sizlere güveniyoruz, inanıyoruz. Sakın ola umutsuzluğa kapılmayın. Dünyayı değiştiren sizsiniz, Türkiye'yi de değiştiren sizler olacaksınız. Sizlere sonuna kadar güveniyorum” dedi.

“Sözüm söz”
Gençlere özgürlük sözü veren Kılıçdaroğlu, “Genç özgürlüğüne düşkün insan demektir. Genç demek kimsenin etnik kimliğine, inancına ve yaşam tarzını sorgulamayan kişi demektir. İnsana insan olarak bakıp değer veren kişi demektir. Sadece insana değil dünyada yaşayan bütün canlılara saygı duyan insan demektir. Gençler özgürlüğüne düşkün ama bugün bir tweet attığınız zaman 'başıma bir şey gelir mi' diye düşünmese de anneniz ve babanız sizi uyarıyor 'aman oğlum sakın bunu yapma başın belaya girer' diye. Sözüm söz, beraber iktidar olduğumuzda istediğiniz tweeti özgürce atabileceksiniz. İstediğiniz zaman beni de özgürce eleştirebileceksiniz. Bu kapıyı size sonuna kadar açacağım” diye konuştu.

Soyer: “Öncü kent İzmir”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Siz gençlerle olmak heyecan verici. İzmir, tarih boyunca Anadolu coğrafyasında öncülerin kenti olmuştur. İlk adına bildiğini ne varsa hep İzmir'den doğmuş ve Anadolu'ya yayılmış. Dünya yeni bir atılımın eşiğinde. Sanal bir dünya kuruluyor ve oyunculuk, girişimcilik, endüstri, hepsi dijital ortamda hayat bulmaya başlıyor. İzmir olarak bun yabancı kalamazdık. Göreve başladığımız günden beri bunun önünü açmak için elimizden ne gelirse yapmalıyız diye yola çıktık. Geldiğimiz nokta şu; kule sizin artık. Sizin üretmeniz için tasarlamanız, yaratmanız için size tahsis ediyoruz. Sizinle birlikte Türkiye'nin önünü açacak, İzmir'i ileriye taşıyacak bir adımı atmış oluyoruz” dedi.

Gençlerle buluştu
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, resmi açılış töreni öncesi Kule İzmir - Oyun Girişimcilik ve Yazılım Merkezini ziyaret etti. Kule İzmir'de yer alan startuplardan olan Digi Game, Forge Games ve Machiavelli Games kendilerini tanıtarak yakın gelecekte futbol sektörünü geçmeye aday olan espor sektöründeki yatırım fırsatlarını anlattı. Deneyim ofislerini gezen Kılıçdaroğlu, oyun sektörü ve oyun yapmanın maliyetlerine yönelik sorular sordu. Geçen sene 2,6 milyon liralık bir değerleme ile yatırım alan Forge Games'in genç girişimcileri, oyun üretiminin yalnızca oyun yazılımı olmadığı; pazarlama, grafik tasarım, sanat gibi pek çok sektörden insana ihtiyaç duyulan yeni bir istihdam alanı oluşturduğuna yönelik bilgiler verdi. Digi Game'in genç temsilcileri ise, oyun girişimcisi olmak isteyen gençlerin vermiş oldukları OYGEM Akademi eğitimlerini alarak iki sene içinde kendi şirketini kurabileceklerini belirtti. Kule İzmir'de oyun startuplarının kurucusu gençlerle buluşan Kılıçdaroğlu, Amerika'daki teknoloji üssü Silikon Vadisi'nin bu tarz yatırımlar ile başladığına değinerek gençlere olan güveninin sonsuz olduğunu belirtti.

Kılıçdaroğlu ayrıca Fuar İzmir’de 24 Eylül’de başlayan İzmir Oyun Festivali’ni de gezerek gençlerle bir araya geldi.

Kule İzmir – Oyun Girişimciliği ve Yazılım Merkezi neler sunuyor?
Kule İzmir, oyun girişimcisi olmak isteyen gençlerin önünü açıyor; oyun, bilişim ve yazılım gibi sektörlerde yer almak isteyen genç girişimcileri ilgili sektör, kurum, kuruluş ve üniversitelerle birleştiriyor. Kule İzmir içinde, oyun girişimcisi olmak isteyen gençlere ofis imkanları, mentorluk desteği ve yatırımcılarla buluşma fırsatı sunuyor. Kule İzmir’de girişimcinin kapsamına göre kat, özel oda veya serbest alanda masa sağlanıyor. Alanda ofis imkanları gibi hizmetlerin yanında geliştirilen oyunların test edilebileceği, içerisinde laptop, masaüstü, bilgisayar, cep telefonu, tablet, VR gibi ekipmanların bulunduğu bir atölye de bulunuyor. Oyun Girişimciliği Yazılım Merkezi, oyun ve teknoloji dünyasının dev isimleri tarafından da destekleniyor. Kamu ve özel kuruluşlar ile üniversiteler, Kule İzmir’de yer alan gençlere mentörlük, kaynak ve network imkanı sunuyor. Ayrıca, oyun sektöründe çalışmak isteyenlere istihdam sağlamak amacıyla yola çıkılan OYGEM Akademi eğitimleri başladı. Yüzlerce katılımcı oyun programlama, tasarım ve oyun müzikleri konusunda eğitildi ve katılımcılara staj imkanı sağlandı. OYGEM, girişimcilerin fikirlerini ve projelerini geliştirip hayata geçirebilmeleri için iş modeli oluşturma, şirketleşme, hibe programlarımdan yararlanabilme, fikri mülkiyet konularında onlara eğitim ve danışmanlık destekleri sağlayan uygulama merkezi olarak hizmet vermeye devam edecek.

Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’deki Fütürizm Çalıştayı’nda konuştu:
“Yüksek yetenek inşasını sağlamalıyız”


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’de Apaydınlık Bir Gelecek: Yeni Bir Siyaset, Toplum ve Emek Yüzyılı Fütürizm Çalıştayı’na konuk oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde TÜLOV tarafından organize edilen calıştayın açılışında konuşan Kılıçdaroğlu “En büyük kaybımız yüksek yetenekli insanlarımızın geleceklerini dışarıda aramasıdır” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, aydınlık bir gelecek için akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve siyasetçileri bir araya getiren Fütürizm Çalıştayı’na ev sahipliği yaptı.  Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı (TÜLOV), tarafından “Apaydınlık Bir Gelecek: Yeni Bir Siyaset, Toplum ve Emek Yüzyılı” başlığı altında toplanan çalıştay, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yapıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun onur konuğu olduğu çalıştaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcıları, Veli Ağababa, Ali Öztunç, Gülizar Biçer Karaca, Onursal Adıgüzel, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve il yöneticileri, İyi Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, CHP ve İyi Parti İzmir Milletvekilleri, İyi Parti TBMM Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç, ilçe belediye başkanları, eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, TÜLOV Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Demir ve çok sayıda akademisyen, STK temsilcisi katıldı.

“Keşke bütün siyasi partiler burada olsaydı”  
Çalıştayın açılış konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Keşke bütün siyasi partilerin temsilcileri burada olsaydı. Siyasetçiler, eğer gelecek vizyonu çizeceklerse, fütüristlerden bilim insanlarından yararlanmaları gerekiyor. Belki de bizim siyasetin en eksik yanı bu. Zaman zaman ben arkadaşlarıma söylerim. Beni iktisatçılarla, felsefecilerle, fütüristlerle buluşturun. Çünkü biz kendi dünyamızı zenginleştirelim ki toplumun da dünyasını zenginleştirmek için çaba harcayalım” dedi.

“En büyük kaybımız yüksek yetenekli insanlarımız”
Teknolojinin gelişimi ve beyin göçü üzerine konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanoğlu tekerleği 1 milyon yılda keşfediyor. 1 milyon yıllık çabanın sonucunda tekerlek keşfediliyor. Şimdi 21’inci yüzyıldayız. Her saniyede birden fazla buluş var. Biz kendi ülkemizde yüksek yetenek inşasını sağlayamazsak, hızlı büyüme, sağlıklı büyüme imkanını sağlayamayız. Bir ülkenin nüfusunun ortalama yüzde ikisi, zeki insanlardan oluşuyor. Bu insanlar toplumu sürükleyen, yeni buluşlara imza atan insanlar. Bunların korunması, her türlü sorunlarının çözülmesi lazım. Yeni olanaklar sağlanması lazım. İngiltere’de buharlı motorun keşfi, yüksek yetenek inşasını tamamlayan bir ülkenin elde ettiği başarıdır. Bugün yüksek yetenek inşası konusunda en büyük çabayı gösteren ülke Amerika Birleşik Devletidir. Dünyanın her yerinden en yetenekli insanları topluyor. Acaba bizim siyasetçiler bunun ne kadar farkında? Gençlerimiz kendi alanlarıyla ilgili sağlıklı bir çalışma ortamı bulamadıkları için umudu dışarıya bağlıyorlar. En büyük kaybımız yüksek yetenekli insanlarımızın geleceklerini dışarıda aramasıdır.”

Akademisyenlerin üniversite dışında kalması büyük kayıp
Kılıçdaroğlu, “2. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’dan kaçan bilim insanları da bizim en büyük kazancımız olmuştur. Üniversitelerde tam bir çığır açmışlardır. Ve biz 1921’de, 1925’te, 1940’larda uçak imal eden, uçak ihraç eden bir ülke olduk. Üniversitelerimiz bilim üretmeye başladı. 12 Eylül, 15 Temmuz sonrası pek çok bilim insanının kanun hükmünde kararnamelerle üniversiteler dışında bırakılması, son derece ciddi bir kayıp. Üniversiteler bilgi üretecek ki, üretilen bilgiyi sanayici elle tutulur hale getirsin. Eğer üniversite bilgi üretemezse sizin büyüme şansınız yoktur. Üniversiteler gerçek anlamda birer üniversite mi? Bunun sorgulanması lazım. Bunu en başta yapacaklar siyasetçilerdir. Üniversite bilgiyi üretecek ama kaynakların çok iyi planlaması lazım. Planlamayı yapacaklar da yetenekli kişilerdir. Ve biz planlamayı da kapattık. Geldiğimiz nokta açısından içindeki dramatik tabloyu göstermek için söyledim bunları” şeklinde konuştu.  

“Geleceği, geçmişin sağlam temelleri üzerinde inşa edebiliriz”
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, geride kalan iki yıllık süreçte Türkiye’de ve dünyada yaşanan sorunlara değinerek, “İnsanlığın yaşadığı sorunlar sınır ve coğrafya tanımadan tüm dünyayı etkisi altına alıyor. Bu sorunlarla başa çıkmak için birbirinden kopuk geçici çözümlerin fayda etmediğini son bir buçuk yılda hep birlikte yaşadık. Bu durumu tersine çevirmek için tek bir geçerli dayanağımız var; birlik ve beraberliğimiz. Geleceği ancak geçmişin sağlam temelleri üzerinde inşa edebiliriz” dedi.

“Bilimin, siyasetin ve ekonominin kültürel temele ihtiyacı var”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi’nde alınan kararları hatırlatan Soyer, “Kültür Zirvesi’nde dünyanın ihtiyaç duyduğu kültürel dönüşüm, yeni bir kavram olarak ortaya kondu; döngüsel kültür. Zirvenin sonucunda yayınlanan İzmir Deklarasyonu, bu kavram için dört alt başlık tarif ediyor; doğayla, birbirimizle, geçmişimizle ve değişimle uyum. İklim krizinin ele alınmasında teknolojik çözümler kadar, belki de daha fazla, adına ‘döngüsel kültür’ dediğimiz bu çok katmanlı değerler manzumesine ihtiyaç var. Bu kavram sadece sanatın değil; bilimin, siyasetin ve ekonominin de bir kültürel temele ihtiyaç duyduğunu işaret ediyor” şeklinde konuştu.

İzmirli düşünürün sözünü hatırlattı
Soyer, “İzmir’deki temel hedefimiz şehrin refahını büyütmek ve bu refahın adil paylaşımını sağlamak. Bunun için ekoloji ve ekonomi arasında bir düşman ilişkisi yerine, birbirini besleyen bir uyum tesis etmek zorundayız. Burada, kadim kültürümüz kadar, değişimin gücü de önem taşıyor. İzmirli düşünür Herakleitos’un değerli bir sözü var, ‘Değişmeyen tek şey değişimdir’. Bu söz, yaşamın özünde değişim olduğunu tarif ediyor. Böylelikle, kültürlerin zaman içinde dogmalara, tahakküme ve ideolojilere dönüşmesine neden olabilecek tüm ihtimalleri dışarıda bırakıyor. Geleceği tarif ederken, değişimle uyuma özel önem atfetmemizin nedeni tam olarak bu. Yaşamın, genç ruhların yaratıcılığı ve doğanın sonsuz ilham kaynaklarından beslenmesine imkân tanımak. Böylelikle özünde doğayla uyum ve adalet olan bir İzmir’i, Türkiye’yi ve dünyayı gençlerle birlikte tasarlamak” ifadelerini kullandı.

“Biz planlamazsak figüranı oluruz”
TÜLOV Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Demir çalıştay konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Şunu sorgulamamız lazım. Nasıl bir gelecek bekliyoruz? Kendimiz için, ailemiz için, ülkemiz için dünyamız için bunu sorgulamamız lazım.  Bir gün genel Başkanımızı ziyaretimizde böyle bir soru gelişti. Bunun üzerine çalışmaya başladık. Apaydınlık bir gelecek için yeni bir toplum, yeni bir emek dünyası, iş dünyası ve yeni bir siyaset kurmamız lazım. Bunu her alana taşıyabiliriz. 50 sene sonra İzmir ne olacak? Bizim bunların tanımlamasını, planlamasını yapmamız lazım. Eğer biz yapmazsak, emperyalist güçler yapar. Biz de onların birer figüranı oluruz, seyircisi oluruz. Bunlardan kurtulmak için biz apaydınlık bir geleceği bugünden konuşmamız planlamamız lazım.”  

Geleceğin çalıştayı
Açılış konuşmalarının ardından iki oturum şeklinde devam edecek çalıştayın ilk oturumuna geçildi.  Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir moderatörlüğünde yapılan ilk oturumunda Guardian Gazetesi Köşe Yazarı Paul Mason, Fütürist Derneği Kurucusu ve Onursal Başkanı Alphan Manas, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Orhan Bursalı Fütirizm Bilim ve Kültür konulu oturumda konuştu.
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Başkanı Gülseren Onanç moderatörlüğündeki ikinci oturumda ise Doç.Dr Şebnem Yardımcı Geyikçi,  Ekonomist Dr. Anıl Aba ve ReDis Innovation Kurucusu Selin Arslanhan Gelecekte Ekonomi, Emek ve Siyaset konusunu masaya yatırdı.

 

 

 

 

 

 

 

Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?


Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
25/04/2024 , 10:43:09
GAZİEMİR
24/04/2024 , 18:56:48
GAZİEMİR
24/04/2024 , 11:43:42
YAŞAM / MAGAZİN
23/04/2024 , 13:37:14
AKTÜEL
23/04/2024 , 13:32:29
GAZİEMİR
21/04/2024 , 16:19:04
GAZİEMİR
 
Köşe Yazarları
Köşe Yazarları
Editörün Seçtikleri
Gaziemir'den Tüm Dünyaya Yerel Haberler. Bizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.
Bizi Takip Edin