Pandemi sonrasında sosyal medyaya olan ilgimizle birlikte, internet üzerinden dijital teknolojileri kullanmaya olan ilgimizde arttı.

     Yerel Haberci Dergisi olarak bizlerinde teknik destek ve hizmet aldığımız EA Bilişim Hizmetleri ve

Telekomünikasyon A.Ş.’nin kurucusu Alper Erdenilgen ile konuştuk.

     İlk kuruluş temellerini Türkiye’nin internet ile ilk tanıştığı 1999 yılında atan EA Bilişim, Türkçe Kaynaklı Bilişim İnternet Portalı’nı yaşama geçirdi. 2003 yılından itibaren yine Türkçe içerikli easerver.net sitesini faaliyete soktu. 2004 yılında ‘Noktadan noktaya Ses Nakli ve Ses Odaları” yazılımı geliştiren firma Telekom yazılımlarının yanında 2007 yılında yürütmeye giren ‘Sağlık Uygulama Tebliği-Mebula’ servisleri ile de Hastane Kontrol Yazılımı üretti. 2007 yılından itibaren ticari kurumsal niteliğine giren EA Bilişim 2013 yılından itibaren İzmir’de faaliyet gösteren tek yazılım firması olma başarısını gösterdi. EA Bilişim kurumsal yapısını 2020 yılında yükselterek EA Telekomünikasyon Bilişim Teknolojileri Anonim Şirketi adı altında faaliyetlerini sürdürmektedir.

     Pandemi sırasında getirilen sosyal mesafe normlarının insanların iletişim kurma ve etkileşimde bulunma ihtiyacını ortaya çıkardığının altını çizen EA Bilişim Hizmetleri ve

Telekomünikasyon A.Ş.’nin kurucusu Alper “İnternet hizmetlerinin kullanımında, pandemi öncesi seviyelere kıyasla yüzde 100’e ulaştı” dedi.

     EA Bilişim Hizmetleri ve Telekomünikasyon A.Ş. olarak, 23 yıllık tecrübeleri ışığında bireysel ve kurumsal müşterilerini hizmet verdiklerini belirten Erdenilgen, müşterilerinin ticari hacimleri arttırabilmeleri için, müşteri odaklı yazılım geliştirilmesini teşvik ettiklerini belirtti.

     Bilişim Uzmanı Alper Erdenilgen’in yaptığı değerlendirmede şu görüşleri dile getirdi:

     “Covid-19 salgını, sosyal mesafe normları ve ülke çapındaki kısıtlamalar nedeniyle dijital teknolojilerin ve internetin kullanımında kaçınılmaz bir artışa neden oldu.

     Salgının yayılmasıyla birlikte neredeyse tüm sektörlerde, bölgelerde, okullarda, alışveriş merkezlerinde, ofislerde, havaalanları ve toplu taşımalarda etkileşimi ve bulaşma durumunu azaltmak adına kısıtlamalar uygulandı. Bu kısıtlamalar, çoğu insanın iletişim kurmak, etkileşimde bulunmak ve iş sorumluluklarını evden sürdürmek için internete ve internet tabanlı hizmetlere girmesine neden oldu. İnternet hizmetlerinin kullanımında, pandemi öncesi seviyelere kıyasla yüzde 40'tan, yüzde 100'e artış görüldü. E-Ticaret ve mobil uygulama hizmetleri kullanımında da on kat artış sağladı.

     Salgının bizleri getirdiği noktada 23 yıllık mesleki tecrübe ile birlikte firmamın yaptığı anket çalışmalarının değerlendirmeleri sonucu Türkiye'de internet kullanımı artışının yüzde 120’ye kadar artacağını söylememiz mümkündür.

     Sinema salonlarının kapalı olması ve yemek yiyebilecek restoranın bulunmaması, kahvehanelerin ve sosyal merkezlerin kapatılması ile buralara giden insanların şimdi ki şartlarda vakitlerini değerlendirmekte sıkıntı çekmeleri internet kullanımının artışının başlıca sebeplerindendir.

     Firmamın bulunduğu sektörü göz önüne aldığımda, pandeminin işletmeleri müşteri odaklı yazılım geliştirmeye teşvik ederek, yazılım yaklaşımlarında, kültürlerinde ve internet kullanımında gerekli artışlara yol açtığını söyleyebilirim.

     Alıcıların ve satıcıların yaklaşık% 75'i artık hem güvenlik hem de hız ve rahatlık nedeniyle yüz yüze yerine dijital seçenekleri tercih etmeye başladılar. Yaşanan koronavirüs salgını nedeniyle tüketicilerin dijital seçeneklere olan talebi gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Fakat buna rağmen firmaların yalnızca yüzde 16'sı uzaktan sipariş için bir mobil uygulama sunuyor ve yüzde 22'si çevrimiçi sipariş ve hizmet verme seçeneklerine sahip.

     Bilinmesi gereken şudur ki işletmenizin sektörü ne olursa olsun yazılıma bağlıdır.

      Günümüzde daha fazla şirket, müşterilerle doğrudan iletişim kurmak için yazılım kullanıyor - bu da onlara sipariş vermelerine, hizmet talep etmelerine, kredi başvurusunda bulunmalarına, talep göndermelerine, hesap durumunu görüntülemelerine, Wi-Fi erişim noktalarında sorun gidermelerine ve daha fazlasına olanak tanıyor.

     COVID sonrası bu eğilimin hızlandığını görüyoruz. Örneğin:

     Finans kuruluşları, salgın sırasında firmaları, müşterileri ziyaret etmek veya iletişim merkezlerini aramak yerine müşterilerin kredi başvurusunda bulunmaları için yazılım ürünleri geliştiriyor. Mesela finans sektöründe bulunan bir müşterimiz için bir self servis yazılım ürününü piyasaya sürdükten sonra, müşterimiz aynı dönemde offline kanallara göre yüzde 20 daha fazla kredi kapattı.

     Eczaneler, müşterilerin reçetelerinin hazırlanıp hazırlanmadığını, ne zaman hazır olacağını ve miktarları birlikte ödeyeceğini görmelerini sağlayan web siteleri ve uygulamaları bizden talep ederek daha hızlı sonuçlara ulaştılar.

     Firmamdan örnek verecek olursam, küçük ve orta ölçekli işletmeler için reklam satın alma platformu oluşturduk. Birkaç tıklama ile firmalar, müşterilerinin ilgi alanlarına, demografik özelliklerine ve Posta kodlarına göre hedeflenmiş bir kampanya oluşturabiliyor böylelikle.

Kendi sektörümüz adına pandeminin internet kullanımını artışının olumlu yönünü gördüğümüzü söyleyebilirim. Öncelerinde eğlence ve iletişim amaçlı kullanılan internet artık her vatandaş tarafından günlük ihtiyacını gidermek mantığı ile kullanılmaya başlamıştır. Bu da Türkiye için iyi bir gelişmedir.

     Firmamız, interneti ticari amaçla kullanmak isteyen kişilere mobil uygulamalar, e ticaret siteleri yapmaktadır. Son 8 ayda yeni bir iş fikrini mobil uygulamaya döndürmek için satış birimlerimize ulaşanların sayısı günlük 70 – 90’ları bulmaktadır. Öncesinde bu sayı hafta da 30 yeni iş fikrini içeren proje ile sınırlı kalırdı. Ve aldığımız siparişler genellikle mevcut işi geliştirmek için talepte bulunulan mobil uygulama veya e ticaret sitesi olmaktaydı, artık neredeyse hiç mevcut işi geliştirme siparişi almıyoruz diyebiliriz. Sonuç olarak yaşadığımız virüs salgını sonucu ülkemizde internet kullanımının olumlu yönde arttığını söylememiz mümkündür.

     Bir pandeminin dünyanın siyasi çerçevesini değiştirmek, ticaretini etkilemek, alışılagelmiş kullanımları arttıracağını ve bunların ciddi sonuçları olabileceğini biliyoruz.  Fakat Covid-19 salgını için, dijital kullanımda işin ve yaşamın tüm yönlerini etkileyen olumlu bir değişim öngörüyoruz. Bu değişimin nasıl gerçekleşeceği, büyük ölçüde ortaya çıkan trendlere verdiğimiz yanıtlara ve bunları şekillendirmemize bağlı kalıyor.