Asya'dan hareketle İzmir'e kadar uzanan; Hitit, Ionia, Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı uygarlıklarını gören kent escort izmit İzmir. Bu anımsatmaların bulunduğu yaşanmışlıkların etrafında hareket ederek, İzmir'in neden hem doğu hem de batı sentezinde olduğunu anlamamız yaşanmışlıklar açısından nispeten daha kolay olacaktır.
Kadifekale, Tepecik'teki Kervan Köprüsü, Karataş Asansör Kulesi, Yanık Kilise ve Hisar önü Camii gibi mihenk taşı olmuş yapılarından sonra kendine has “Konak”ları, “Köşk”leri, “Yalı”ları ve “Cumbalı Evleri”ni saymakla bitiremeyeceğimiz bir tarihi doku içerisinde geçmişten günümüze tutunan şehir.
Aşktaki bu tarihi yolculuğumuz da rastladığımız doğu ve-veya bati kültürü eserleri ile kent olmaktadır, tarihi yapısına kavuşmaktadır. Bu tarihi sokaklarda bugün dün ve yarın yine Rum'u, Yahudi'si, Ermeni'si ve Türkü el ele kol kola olup, İzmir'in silinmekte olan ruhuna can suyu akıtacaklar.
Kısacası İzmir bunlarla kent. Ama kentli mi?
Birde buna bakalım istedik.
Denizi ile bu kadar iç içe yaşanması itibari ile çağlar boyu hem bir liman kenti olmuş hem de verimli ovalarına olan bağlılığı ile bir ticaret merkezine dönüşmüştür.
Tarihi ipek yolunun buradan Avrupa'ya açılması ile birlikte, birçok Anadolulu tüccar, sanatçı ve meslek erbabı zamanla kente yerleşmiştir. tabii ki kendi kültür ve ananelerini de beraberlerinde buralarda yeşertmişlerdir.
Bu durum kentte kozmopolit bir yapının başlangıcının temellerini de beraberinde getirmiştir. Bu kültürel zenginliklerin içinde, kentimiz cesurca ayakta kalarak tarihe ışık tutmaktadır.
Cumhuriyet ile birlikte bu akışlar iyice artış göstermiş, kentteki sanayi kollarının gelişmesi ve tarım girdisinin artması ile beraber bir fabrikalaşmaya doğru gidilmiştir.
İktisat kongresinin ardından, uluslararası fuarın ilk olarak İzmir de kurulması, İzmir'i ticari anlamda da zengin bir kültüre kavuşturmuştur.
Bir öz eleştirel pencereden bakmak gerekir ise, günümüzde kent eski çok kültürlü yapısını korumakla beraber, aynı hoşgörüyü aynı paralellikte koruduğu pek söylenemez.
Bir kentte tarım, ticaret sanayi ve turizm elbette olmalı, bunlar bizim kentimizin zenginlikleridir. Lakin bu tarihi dokular, göç ve zenginleşme ile birlikte, artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamada ki becerisi ile ayni paralellikte gelişme göstermediği gibi, birtakım bozgunlara ve deformasyonlara bile uğratıldığı görülmektedir.
İzmir olarak bu tarih ve kültürel değerlere gerektiği gibi sahip çıkılamamış ve kentin yapılanmasındaki perspektifi geniş tutulamadığı kanısındayım. Dolayısı ile Kentli bilinci benzeri sebeplerle oluşturulamamıştır. Hatta yıllar geçtikçe bu bozulma etkisini daha da belirginleştirerek devam etmiştir.
Tarih, İzmir'e eski verimli kültürünü kullandırtır mı bilemem
.
İzmirli kentli demek, tarih bilmek demek, hoşgörü demek, saygı demek, birlikte yaşamayı özümsemiş demek, sokaklarında izleri silmeden kirletmeden yaşamak demektir.
Sokaktaki herkes İzmirli, İzmir'i çok seviyor, ve İzmir sevdalısı.
Ancak İzmir, “Boyoz Yumurta”, “Rakı Balık”, “Göztepe ve Karşıyaka” ile anlatılmasının da ötesinde, daha derin ele alınmaya ihtiyaç var!
İzmir'de yaşıyorsanız, İzmir de kazanıyorsanız, “İzmirli” kent bilincini oluşturmalısınız.
Doğulusu da batılısı da “İzmir Hoşgörülüsü” olsun!
Bu kentte yaşıyorsak, yasatacak bir kent bırakmalıyız.
Bireysel sorumluluklarımızı yerine getirmeden, her şeyi belediyelerden veya devletten beklememeliyiz.
Türk'ünden Kürt'üne, Ermeni'sinden Yahudi'sine herkes bu kentte dinine, milliyetine ırkına bakmadan kardeşçe bir arada yaşadığı gibi, yaşamağa devam edecek ve yaşatacaktır.
Geçmişin ne olursa olsun, tarihini bil, koru yaşa ve yaşat.
Yaşayan tarih bilincidir seni beni yüceltecek olandır.
Öğren ki, geleceği birlikte inşa edilebilsin.
Gelecek öğrenen kültürlerde olduğundan, dünden bugüne sosyo-ekonomik yapıları, değişiklikler ve nedenlerini, elimizden geldiğince mercek altında tutmaya devam edeceğiz…
Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?