Kim Engel Olabilir ki Güneş'e Dokunmamıza
Yerel Haberci
Hava Durumu
Arşiv
Gazete Manşetleri
RSS Beslemeleri
Linkler
// echo $giris_bas;
AnaSayfam Yap
Sık Kullanlanlara Ekle
Bize Ulaşın
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
Linkler

Kim Engel Olabilir ki Güneş'e Dokunmamıza

Facebook'ta paylaş
11/05/2021 , 14:29:16 Hit: 439

Yataktan kalkıp bir adım atabilmenin mutluluğunu yaşadınız mı hiç?

     Balkona çıkıp gökyüzünü izleyebilmenin...

     Havanın yağmurlu mu yoksa güneşli mi olduğunu görebilmenin verilen en büyük lütuflardan biri olduğunu fark ettiniz mi?

     Kapının önünde koşuşan komşu çocuklarının seslerini işitip onların kahkahalarına tanık olabildiğiniz için ne kadar şanslı olduğunuzu peki?

     Kapınız çalıp açtığınızda gelenin anneniz olduğunu fark edip sımsıkı sarılabilmenin bu dünyada ki cennet olduğunu...

     Hiç doğaya doğru kucaklaşmak için koşmanın, denizin kollarına kendini bırakıp yüzmenin ne değerli olduğunu fark ettiniz mi?

     Yaşamayı bilmenin; kendi kafanda yarattığın karanlıklarla boğuşmak yerine dışarıda güneşle arkadaşlık etmenin verilen en büyük armağanlardan biri olduğunu peki?

     Bir sabah uyanıp yataktan kalkmak isteyip kalkamadığını düşün desem ya da gökyüzüne ne zaman başını çevirsen hep aynı karanlığa tanıklık ettiğini... Kapının önünde koşuşturan çocukları izlerken kahkaha seslerini kaçırıp derin bir sessizlikle onları izlediğini... Susadığında bir bardak suyu içmek için yardım beklediğini... Bir kitabı okuyup onlarca hayata tanıklık edebilmek için kapıları gözlediğini...

 

     Her an bunları yaşayabileceğinin farkında mısın? Dünyada bunları yaşayan 1 milyarı geçkin insan olduğunu biliyor musun peki? Sağlıklı bir insana oranla hayata çok daha sıkı tutunmak için sarf ettikleri çabaya tanıklık ettin mi hiç?

 

     Verilere göre, dünya nüfusunun yüzde 15'i engelli. Yani 1 milyar engelli insan var. Türkiye'de ise 1 milyon 559 bin 222 kişi engelli. Bir başka deyişle de 81 milyon kişi engelli adayı!

     Ancak resmi olmayan rakamlara göre yüzde 13 düzeyinde, 9 milyon olduğu söyleniyor. Bunların yüzde 27'si 0-21 yaş, yüzde  36'sı 22-49 yaş, yüzde 37'siyse 50-64 yaş arasında… 

 

     Ülkemizde 4 engelli kişiden ancak 1'i yardım alabiliyor...

     Ailesinin varlık durumu orta düzeyde olan (çalışamayacak oranda engeli bulunan) engelli bir bireye devlet yardım etmiyor. Sağlıklı bir insan aile geliri ne olursa olsun ailesine yük olmak istemezken aksine ailenin yükünü almaya çalışırken, engelli bireyler ailelerine karşı mahçup bırakılıyor. Böylece değersizlik hissi başlıyor...

     AB ülkelerinde ilkokuldan sonra okulu bırakan engelli oranı yüzde 25. Bu oran İsveç'te yüzde 11'ken, Türkiye'de yüzde 60.

     Bu da bizim eğitim seviyemizi gözler önüne seren bir başka ayrıntı...

 

     AB'de engellilerin yüzde 29,9'u yoksulluk/sosyal dışlanmışlık riski altında, Türkiye'de bu oran yüzde 77,1.

     Bir toplulukta en savunmasız olanın durumuna bakarak o topluluğun kalitesini gözlemleyebiliriz değil mi?

 

     İstihdama katılımda ise;

     AB'de 15-64 yaş arasındaki engelli olmayan bireylerin istihdamı ise yüzde 66.9 iken, bu oran engelli bireyler için yüzde 47.3… Bu oranlar Türkiye için sırasıyla yüzde 51 ile yüzde 41.1 olarak veriliyor. Engelliler için AB'de en yüksek istihdam oranı İsveç'te (yüzde 66.2), en düşük istihdam oranı ise Macaristan'da (yüzde 23.7)oranında bulunuyor.

     Türkiye'de istihdam edilen 90 bin131 engelli bireyin 12 bin 223'ü kamu, 77 bin 908'i özel sektörde çalışıyor.

 

     Verileri bir tarafa bırakır kendi çevremiz açısından düşünürsek, ne kadar duyarlıyız? Engelli bir bireye uzaylı görmüş gibi defalarca bakmak ya da acımaktan söz etmiyorum elbet... Böyle davranarak rencide etmemize sebep olan insanlardan bahsediyordum. Bunu yapan insanlar duyarlı olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?

     Evimin karşısında bir kafeterya var. Kafeterya tam dört yol ağzında. Kafeterya kapısının önündeki kaldırım karşıdan karşıya geçilmesini sağlıyor. Geçen sene İzmir Büyükşehir Belediyesi yol ve kaldırım düzenlemesi yaparken görme engelli bireyler için kılavuz ve uyarıcı sarı yüzeylerle kapladı bu kaldırımları ve yolları!

     Karşımızdaki kafeterya sahibi kapı önü olduğu için sanırım kaldırımı da sahiplendi devasa saksılar koydu hem de tam o uyarıcı yüzeylerin üzerine!!!

 

     Sadece bu kafeterya değil üstelik; yol boyu yürümek istediğim zaman kapısının önündeki kaldırıma masasını, sandalyesini, dondurma arabasını mı koyan ararsın, ürünlerini, tezgahını mı koyan ararsın hepsi var; pişkinlik hepsinden de fazla...

     Hak yemek sadece maddi anlamda olmaz manevi hak yemek belki maddi hak yemekten daha ağırdır kim bilir?

     Onlara daha fazla özen göstermeliyiz;

      -Her şartta onların yanında olduğumuzu hissettirmeli, yapılacak işlerinde yardımcı olmalı fakat tekbaşlarına yapabilecekleri işlere müdahale ederek onlarda yetersizlik hissi yaratmamalıyız.

     -Konuşurken daha özenli kelimeler seçmeye gayret etmeli, durumu acıklı bir hale getirip kendinizi üstün, karşımızdakine düşkünmüş gibi davranmamalıyız. Öyle bir durumda düşkün olan siz oluyorsunuz.

     -Bir engelli yakınıysanız  çok daha hassas davranmanız gerekir. Dışarıda konuştuğu insanın sözleri ona ağır gelmez belki ama sizin tek yanlış kelimeniz ya da davranışınız kapanmayacak yaralar açılmasına sebep olabilir. Sabır seviyeniz diğer insanlara oranla iki üç katı olmalı.

     -Görme engelli bir birey iletişime geçeceğiniz zaman önce kendinizi tanıtın, oturduğunuz durumda bastonuna dokunmayın yerini değiştirmeyin, yerini değiştirmeniz gerekiyorsa mutlaka kendisine haber verin.

     -İşitme engelli ile konuşurken kendisi ile konuştuğunuzun farkına varsın, elinizle işaret edebilir, dikkatini çekmek için omzuna dokunabilirsiniz.

     -İşitme engelli nasıl iletişimi tercih ediyorsa mimikle, yazıyla, işaret dili ile onunla o şekilde iletişim kurun. Kendisini anlamakta zorluk çekiyorsanız, bunu kendisine bildirin.

     -İşitme engelli biriyle tercüman vasıtası ile iletişim kuruyorsanız. Doğrudan kendisine bakarak kendisine hitaben konuşun. İşitme engelli ile konuşurken arkanızda ışık kaynağı olmasın, sizi görmekte dudaklarınızı okumakta zorlanabilir.

     3 Aralık Dünya Engelliler Günü...

     Kısacası gerek sosyal yaşamda gerekse iş yaşamında kendilerine çok zor yer bulan ve yaşamın birçok alanında çeşitli 'engeller' ile karşılaşan engelli insanlarımızın farkına varmamız ve onlarla birlikte yaşadığımızı unutmamamız gerekiyor. Bu nedenle, fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan tam iyi olma hali olarak tanımlanan sağlığın korunması ve geliştirilmesi için çaba sarf edilmeliyiz.

     Sağlıklı bir ay dilerim...

     Sevgiler...

(Not: Veriler için yararlanılan kaynak: Engelsiz Yaşam Derneği)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?


Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
18/03/2024 , 11:13:17 Hit: 439
SİYASET
17/03/2024 , 11:10:47 Hit: 439
SİYASET
16/03/2024 , 18:21:50 Hit: 439
SİYASET
16/03/2024 , 10:21:00 Hit: 439
GAZİEMİR
16/03/2024 , 09:30:00 Hit: 439
SİYASET
15/03/2024 , 12:31:36 Hit: 439
SİYASET
 
Köşe Yazarları
Köşe Yazarları
Editörün Seçtikleri
Gaziemir'den Tüm Dünyaya Yerel Haberler. Bizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.
Bizi Takip Edin