Bir şehir birçok kültürel yönü ile nasıl bilinçli olarak tarihi ile bugüne taşınır
Yerel Haberci
Hava Durumu
Arşiv
Gazete Manşetleri
RSS Beslemeleri
Linkler
// echo $giris_bas;
AnaSayfam Yap
Sık Kullanlanlara Ekle
Bize Ulaşın
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
Linkler

Bir şehir birçok kültürel yönü ile nasıl bilinçli olarak tarihi ile bugüne taşınır

Facebook'ta paylaş
29/12/2019 , 13:22:54

Bu yazımda sizleri Yunanistan’ın başkenti Atina’ya götürmek istiyorum. Fakat turistik sokaklardan çok tarih ve çok yönlü yoğun bir kültürel yapıya taşımak istiyorum. İstiyorum ki, bir şehir birçok kültürel yönü ile nasıl bilinçli olarak tarihi ile bugüne taşınır beraber görelim. Tüm diğer dünyaya mal olmuş şehirler gibi Atina’da çok kültürlü (multicultural) bir metropoldür.

Atina, (Yunanca: Αθήνα, Athina) Yunanistan'ın başkenti ve yaklaşık 4 milyon kişilik nüfusuyla en büyük şehridir. Eski Yunan medeniyetinin de merkeziydi. Etrafı tepelerle çevrilidir ve yalnız batı kısmı açıktır. Limanı olan Pire'ye 7 kilometre uzaklıktadır.

 

Atina Neolitik Çağdan bu yana bir yerleşim alanıdır. En eski yapıların tarihi son Tunç Çağına değin uzanır. O dönemde, kale işlevi gören Akropolis doruğuna kiklop denilen (büyük boyutlu) taşlardan örülmüş dev bir duvar çevreliyordu. MÖ 580'de bugün Parthenon’un bulunduğu yere Hekatompedon olarak bilinen bir Athena Tapınağı yapıldı. MÖ 566'da Peisistratos, Athena'nın onuruna dört yılda bir yapılmak üzere Panathenaia Oyunları'nı yeniden düzenledi. MÖ 530'da Akropolis'te Athena Polias için büyük bir tapınak daha inşa edildi. Akropolis böylece kaleden çok, bir kutsal yer işlevi görmeye başladı. Kentin hızlı gelişmesi karşısında eski agora yetersiz kalınca Akropolis'in kuzeybatısındaki evler yıkılarak burada yeni bir agora düzenlendi. Burası siyasal, hukuksal, dinsel ve ticari amaçlı bir toplanma alanıydı. Ayrı bir tiyatronun inşa edilmesinden önce de oyun yarışmaları düzenlenirdi. Alanın çevresinde çeşitli kamu yapıları ve kutsal yapılar yer alırdı. MÖ 480'de Atina'yı ele geçiren Persler kenti yakıp yıktılar. Akropolis'teki yapılar ve yamaçlardaki pek çok ev yerle bir oldu. Milattan Önce 479'da kenti geri alan Atinalılar daha büyük surlar yaptılar ve bu surların çevresini çeşitli kamusal binalarla çevirmişlerdir. Yapımına MÖ 447'de başlanan Parthenon, MÖ 438'de bitirildi. Helenistik ve Roma dönemlerinde yabancı hükümdarlar da Atina'nın gelişmesine katkıda bulundular. Roma döneminde eski agoranın doğusunda bir pazar yeri, gene agorada bir konser salonu, bir kütüphane, Akropolis'te İmparator Augustus ile Tanrıça Roma için bir tapınak yapıldı.İmparator Hadrianus (hükümdarlığı Milattan Sonra 117-138) yapımına 600 yıl önce başlanan büyük Zeus Olympia Tapınağı'nı tamamladı. Ayrıca bugün Zappion Parkı'ndaki ünlü Hadrianus Kapısı'nı, bir kütüphane, bir gymnasion ve bir pantheion ile bugün hala kullanılan sukemerlerini yaptırdı. 4 ve 5. yüzyıllarda Atina, Yunan dünyasının kültür merkezi olmayı sürdürdü. Ancak 529'da İmparator Justinianus felsefe okullarını kapatması, kentin kültür yaşamını söndürdü. Bu dönemden sonra Atina Bizans İmparatorluğu’nun merkezi Konstantinopolis’in yanında bir taşra kasabası görünümüne büründü.

            Milattan Sonra 51'de Aziz Paulus(Tarsuslu Pavlus elçisel kiliselerin kurucusu Hıristiyan misyoner) Atina'ya gelmesi küçük bir Hıristiyan topluluğun doğmasına yol açmıştı. 4-6. yüzyıllarda Hıristiyanlığın resmen tanınması ve putperestliğin yasaklanmasından sonra kiliseler yapılmaya başladı. 11 ve 12. yüzyıllarda Atina bir ölçüde eski zengin yaşamına döndü.

Latin İstilasi Döneminde,IV. Haçlı Seferi sırasında istilaya uğrayan kent, 1204'ten sonraki 250 yıl boyunca Latin boyunduruğu altında kaldı; bu dönemde fazla değişikliğe uğramamıştır.

1458'de Osmanlılar Atina'yı ele geçirdiler. Latinler tarafından Katolik kilisesine çevrilen Parthenon cami haline getirilmiştir. Kentin alt bölümlerinde de camilerin inşa edildiği, Evliya Çelebi’nin 1667-1670 yılları arasında yöreyi ziyaret ettiğinde ve kentteki çeşitli Osmanlı mimari motiflerin örneklerini vermesinden anlıyoruz. 1821'de Yunan başkaldırısı başlamasıyla ayaklanmacılar Atina'yı ele geçirmiştir. 1826'da Osmanlılar kenti geri aldı. Akropolis top ateşine tutulduktan sonra ele geçti. 17. yüzyılın ortalarına değin ayakta kalabilen Akropolis, kuşatmalar sırasında top atışıyla tahrip oldu. Yunan Ordusu 25 Mart 1833'te Atina önlerine gelerek şehri kuşatmış ve 31 Mart 1833 te Osmanlı askerleri geriye çekilerek, Atina bugünkü Modern Yunanistan’ın başkenti haline gelmiştir.

Kozmopolit ve modern bir şehir olan Atina, antik çağlarda da önemli bir ticaret ve kültür merkezi görevini hiç bırakmamıştır. İsmi, koruyucusu olan savaş tanrıçası Athena 'dan gelmektedir.

Orta Doğu’dan bakıldığında Atina ilk Avrupa kenti kıvamında olan şehir, Avrupa’dan bakıldığında ise Batı'dan Doğu'ya geçişin ilk belirtisidir. Ama Atina'yı Doğu ile Batı'nın bir karışımı olarak değerlendirmek de yanlıştır. Atina kendine özgü tarihiyle bir Yunan kentidir. Atina'nın nüfusu 1830'lardan sonra gözle görülür biçimde artış kaydetmiştir. 1920'lerde Anadolu'dan gelen göçmenler, daha sonra da II. Dünya Savaşı ile 1946-49 arasındaki iç savaş sırasında kırsal bölgelerden kente olan akın, bu artışı hızlandırmıştır. 1960'lara gelindiğinde Atina büyük ve kozmopolit bir kent görünümüne bürünmüştü. Halkın çoğunluğu Ortodoks mezhebine bağlıdır. Atina'daki ruhani meclisçe yönetilen Yunan Ortodoks Kilisesi, Yunan dilinin, geleneklerinin ve edebiyatının canlı tutulmasında başlıca rolü oynayan kurumlardan biridir.

Atina, Yunan Bağımsızlık Savaşı sırasında tümüyle boşaltılmış olmasına karşın, 1833'te yalnızca Akropolis’in kuzeyindeki küçük, dağınık evlerde 4 bin dolayında Atinalı yaşam sürmüştür. Bavyera’dan Yunanistan'a kral olarak getirilen 18 yaşındaki Otho kentin iki katlı tek taş yapısında oturmak zorunda kalmıştı. Daha sonraları Otho Alman Mimarlara bir saray yaptırarak bu Sarayın aşağısında geniş bir bahçe alan (Sintagma Meydanı) düzenlettirmiştir. Buna Atina'da Otho üslubu denmektedir. Bu dönemde yeni başkentin yıllık büyüme hızı yüzde 7'ye ulaştı. Nüfusu 1907'de 167,479 oldu. Omonia Meydanı'nın açılmasını, Atina-Pire demiryolunun yapımı izledi. Sarayın Alman mimarlarının yaptıkları Atina Akademisi, Atina Üniversitesi ve Ulusal Kitaplık binaları eski Yunan mimari unsurlarının üslubundadır.

 Atina'nın düzenli gelişimi 1920'lerde Türkiye Yunanistan arasındaki AhaliMübadelesi ile altüst olmuştur. 1 milyonu aşkın Rum Anadolu'dan Yunanistan'a göç etti. Yeni gelenler Atina ve Pire'nin çevresinde gecekondu bölgeleri oluşturdular. Nüfusu 473 binden 718 bine çıkan kent güneyde Pire'ye, kuzeyde Kifisia köyüne doğru büyümeye başladı. 1940'larda Alman işgali sırasında kent bakımsız ve harap kaldı. Atina'da 1941-1942 ve 1942-1943 yılının kış ayında 100.000'den fazla insan açlıktan öldüğü bilinmektedir. İşgalin sona ermesiyle başlayan iç savaş boyunca da kentin bu durumu sürmüştür.

1950'lerde Atina'da bir inşaat patlaması nedeni ile rastgele yapılan apartmanlar kentin görünümünü önemli ölçüde değiştirmiştir. Anayol şebekesinin düzenlenmesi ile açık alanlar neredeyse tümüyle ortadan kalkmıştır. Eskiden kentin dışında kalan Likavittos Tepesi, kentin bir parçası haline gelerek, Kent deniz yönüne doğru büyüyerek Pire Limanı ile birleşmiştir. Nazım plan, büyüme hızına uygun olarak birkaç kez genişletilmesine karşın, günümüz koşullarına ulaşması uzun yıllar almıştır. Tüm bunlar göz önüne alındığında, şehir bugün tarih, gastronomi ve kültürel olarak tüm dünyaya kapılarını açmış, dünyanın dört bir yanından misafirlerini ağırlamaktadır. Yukarıda anlattığımız tarih yolculuğu, Atina şehrini bir çekim merkezi haline mi getirmiştir acaba? Değişik kültürlere ev sahipliği yapmış olması, Kentin bugün farklı algılanmasına mı sebep olmuştur? Bunu bir sonraki yazımızda, misafir yazar arkadaşımız ile beraber çok yönlü olarak anlatarak dersler çıkarabilecek miyiz bakacağız…

Saygı ve selamlarımla,

Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?


Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
19/04/2024 , 16:14:04
SİYASET
19/04/2024 , 15:30:12
GAZİEMİR
17/04/2024 , 12:06:42
AKTÜEL
17/04/2024 , 11:29:39
YAŞAM / MAGAZİN
18/04/2024 , 09:19:14
GAZİEMİR
15/04/2024 , 12:38:32
GAZİEMİR
 
Köşe Yazarları
Köşe Yazarları
Editörün Seçtikleri
Gaziemir'den Tüm Dünyaya Yerel Haberler. Bizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.
Bizi Takip Edin