“Allahın başka 100 günü mü yok!”
Yerel Haberci
Hava Durumu
Arşiv
Gazete Manşetleri
RSS Beslemeleri
Linkler
// echo $giris_bas;
AnaSayfam Yap
Sık Kullanlanlara Ekle
Bize Ulaşın
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
Linkler
AKTÜEL

“Allahın başka 100 günü mü yok!”

Facebook'ta paylaş
28/07/2019 , 16:43:41

“Allahın başka 100 günü mü yok!”

 

1980 askeri darbesinin arifesi olarak kabul edebileceğimiz günlerdi.

CHP lideri Bülent Ecevit her ne kadar 1977 erken seçimlerinden yüzde 42 oy almış ise de o tarihte 450 sandalyeli Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tek başına iktidar olabilmek için yarıdan bir fazla olan 226’ya ulaşmak gerekiyordu. CHP meclise ancak 213 milletvekili seçtirebilmişti. Bir başka deyişle meclise giren muhalefet partileri Demirel’in AP’si, Erbakan’ın MSP’si, Türkeş’in MHP’si, Fevzioğlu’nun CGP’si ve Bozbeyli’nin DP’si sayısal çoğunluğu oluşturan taraftı. Ecevit’in partisine tarihinin en yüksek oyunu kazandıran “Umut” rüzgarının yanında Demirel’in başbakanlığında kurulan ve Erbakan ile Türkeş’in yer aldığı Milliyetçi Cephe (MC) koalisyon hükümetinin halk üzerinde yarattığı algıydı. Ecevit’İn başarısı 1973’teki 183 vekil sayısını 1977’de 213’e çıkarmış olmasıydı. Demirel’de benzer şekilde milletvekili sayısını 149’dan 189’a çıkarmıştı. 1977 seçiminde asıl kayıp MC’nin diğer ortağı MSP yaşadı. Erbakan’ın partisi 48 vekilden 24’e düştü. Türkeş’in partisi MHP’nin ise vekil sayısı 3’ten 16 vekile çıkmıştı. Ecevit’in azınlık hükümeti denemesi, ardından Demirel’in 2.MC hükümetini kurması ve mecliste güvensizlik oyu ile düşürülmesi, Ecevit’in bu kez AP’den istifa eden bağımsızlarla hükümet kurması ve bu hükümetin 1979’da 5 vekillik için yapılan seçimi CHP’nin kaybetmesiyle Ecevit’in istifası ve son olarak Demirel’in MSP ve MHP başta olmak üzere muhalefet partilerinin dışarıdan desteği ile azınlık hükümeti kurması, Türkiye siyasetinin en hızlı ve çalkantılı bir dönemiydi. Ancak mecliste CHP’nin dışındaki partiler bir erken seçime de yanaşmıyorlardı. (Seçimin normal zamanı 1981’in yaz aylarıydı.)

Kıbrıs’a asker çıkardığı için ABD’nin Türkiye’ye koyduğu silah ambargosu, AB’nin o günkü adı olan Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun Türkiye’nin karşısında Yunanistan’ı tutması ve petrol fiyatlarının dünyada astronomik fiyatlara yükselmesi beraberinde ekonomik krizi getirmişti. Ülkede başta akaryakıt olmak üzere birçok malın teminin de büyük sıkıntılar ve kuyruklar getirmişti.

 

İşte o sıralarda yeniden hükümet kurmaya talip olan Süleyman Demirel parti liderlerine kuracağı azınlık hükümeti için şu sözlerle destek istiyordu; “Bana 100 gün verin, ülkeyi güllük gülistanlığa çevireyim!”

 

O tarihlerde maliye bakanı olan İsmet Sezgin beraberindeki Devlet Planlama Müsteşarı Turgut Özal ile ekonomik bir program ortaya koymuşlardı. Ancak uygulanan bu programın etkisi çok sınırlı kalırken yaşanan yokluk ve kuyruklar da ise hiçbir azalma yoktu.

 

100 günün sonunda Başbakan Demirel’in yakalayan gazeteciler soru bombardımanına tutuyorlardı. “Sayın Demirel 100 gün geride kaldı. Ancak yokluklar ve kuyruklar devam ediyor, ne diyeceksiniz?”

 

Demirel’in cevabı ise tarihe geçen O’na ait hazır cevap sözlerden biriydi; “Allahın başka 100 günü mü yok!”

 

Allahın daha çok 100 günü olmasına karşın demokratik rejimin ise bir 100 günü daha yoktu. Askerler 1981 yazında yapılacak seçimlerin gerçekleşmesini belki de oradan çıkması muhtemel sonucun önünü kesmek adına 12 Eylül 1980 günü darbeyle yönetime el koydular. Sonrası ise malum! Tüm siyasi partiler, sendikalar, dernekler ve parlamento kapatıldı. Anayasa ortadan kaldırıldı. Halkın önüne seçim sandığı 1981 yazında değil, 1983 sonbaharında gelebildi. Onların yeni kurdurduğu partiler ve yasalarla bir seçim gerçekleşti.

 

CHP ve Ak Parti’deki kurultay süreçleri

 

Yazının başlığına taşıdığım Demirel’in sözünü günümüze bire bir uyarlamak niyetinde olmasam da 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden bugüne geçen süre zarfından belediye başkanlarında 100 günü geride kaldı. Demirel gibi “Allahın başka 100 günü mü yok” diye düşünen belediye başkanları var mıdır? Var ise hemen uyaralım siz yine de gelecek sürenizin her an geçici bir anayasa değişikliği ile sınırlanabileceğini de pek göz ardı etmeyin derim. Planınızı her türlü duruma göre belirlemenizde yarar var! Biliyorsunuz Türkiye’de “olmaz olmaz”!

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin tüm belediye başkanlarını kampa alarak bir araya topladı. 31 Mart’ta ve 23 Haziran İstanbul seçiminde partisinin elde ettiği zaferde aslan payı çok doğal olarak CHP liderine ait. Parti yönetiminde bir ara dillendirilen olağan kurultay sürecini bir yıl uzatalım önerisine sıcak bakmayan Kılıçdaroğlu bence yerinde ve önemli bir karar verdi. Kurultayda yerel seçimlerin başarı rüzgarını arksına alan Kılıçdaroğlu’nun karşısına kimse çıkmayacaktır. Kılıçdaroğlu büyük bir ihtimalle gerek gündeme gelebilecek anayasa değişikliklerinde ve gerekse sonrasında yapılma olasılığı hayli yüksek erken seçimlerde partisinin en etkili ve belirleyicisi olacak.

 

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisini olağanüstü kongreye taşıyacak olması ülke siyasetinde önümüzdeki aylarda neler konuşulacağının da ipucunu vermektedir. Partide yapacağı değişikliklerin yanında kabinede de değişime gitmesi kaçınılmaz olduğunu gören Erdoğan olağanüstü kurultay sürecini bu yönde değerlendirecektir.

 

Sistem tartışmaları ve olası anayasa değişikliği

 

23 Haziran İstanbul seçimleri sonrasında en çok tartışılan konu malum; 24 Haziran 2018 seçimleriyle birlikte uygulanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi!

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Cumhur” ortağı Bahçeli mevcut sistemin devamından yana. Bu sistemi en çok savunan isim ise MHP lideri! Bahçeli meclis sandalye dağılımının da etkisiyle Ak Parti’yi bu tartışmaların dışında tutmak isterken ortağının değişim lafını etmesi dahi pek az etmiyor!

 

CHP lideri doğrudan olmamakla birlikte parti sözcüleri ve yardımcıları vasıtasıyla cumhurbaşkanı sistemini “dünyada hiçbir benzeri yok” diyerek her fırsatta eleştiriyor. İyi Parti lideri Meral Akşener’de meclisteki bir diğer muhalefet partisi HDP’de benzer eleştiriler getirirken Parlamenter Sisteme geri dönülmesi ne vurgu yapıyorlar.

 

İktidar ve muhalefet deyim yerinde ise şu an bir birlerine el ense çekiyorlar. Şimdilik biri cumhurbaşkanlığı diğeri parlamenter sistemde ısrar ediyor. İleride her iki tarafta “bunun ortasını bulalım” diyebilirle de! Hem cumhurbaşkanın halk tarafından seçildiği, hem de meclisin ağırlığının hissedildiği (bakanların güvenoyu aldığı hesap verdiği) Fransa usulü Yarı Başkanlık Sistemi’nde uzlaşmaları da mümkün olabilir! Anayasa değişikliğinin referandumsuz bir şekilde geçmesi ve kabul edilmesi için Ak Parti ve CHP mecliste yeterli sayıyı elinde bulundurduğunu göz ardı edilmemeli. Anayasa değişikliği yeni sistemi getirirken ilk yapılacak erken seçimde cumhurbaşkanı ve parlamento seçiminin yanında sürpriz geçici bir madde ile başka seçimlerinde öne alınmayacağını bugünden hiç kimse iddia edemez!

 

CHP’de her ne kadar kurultay süreci için henüz düğmeye basılmasa da Eylül gibi ilçe kongrelerinin ilk süreci olan mahalle delege seçimlerinin başlaması bekleniyor.

 

CHP’de İzmir’in ve Gaziemir'in kongre süreci

 

İzmir özelinde birçok ilçe belediyesini ve büyükşehiri elinde bulunduran CHP’de kongreler süreci hayli hareketli ve sancılı geçecektir.

 

Gaziemir özelinde de durum pek farksız olamayacak gibi!

 

İlçe kongresinde mevcut ilçe başkanı Kasım Özkan’ın yeniden aynı göreve talip olup olmaması henüz bilinmez iken, şimdiden bu göreve talip olanların da birden fazla olacağını perde arkası temaslardan da anlaşılmakta!

 

İlçe başkanlığı için adı geçenler arasında önemli bir isim de Ali Rıza Türkmen!

 

2009 seçim sürecinde aktif rol oynayan ve ilçe yönetiminde de görev alan Türkmen 2019 kongre sürecinde ilçe başkanı olarak görev yapmak istediğini biliyoruz. Doğru bildiği yolda tavır koymaktan çekinmeyen ve bu neden birçok bedeli ödemeyi bile göze alan bir olarak tanınan Türkmen örgüt yapısında önemli bir desteğe de sahip!

 

CHP Gaziemir İlçe Örgütü’nde birçok denge bulunuyor. Bu dengeler kendi gücünü delegasyona yansıtabiliyor.

 

Gaziemir kongresi öncesi yapılacak ilçe danışma kurulu toplantısı hayli hararetli geçecek gibi!  

 

 

İyi Parti Gaziemir’de durum ne?

 

Önceki yazımda 31 Mart 2019 yerel seçimlerini, YSK’nın açıkladığı Gaziemir sonuçlarını detaylı şekilde işlemiştim.

 

Evet CHP ve İyi Parti, Millet İttifakı birlikteliği ile Gaziemir seçmenin karşısına çıkmış ve arzu edilen sonuca ulaşılmıştı. İyi Parti bu ilçede CHP adayını desteklerken, belediye meclis listesinde CHP’de, İyi Parti’ye 4.sırayı vermişti. O tarihte İyi Parti ilçe yönetimi, kurucu ilçe başkanları olan ve ittifak görüşmelerinden önceki süreçte belediye başkan aday adaylığını açıklayan Leman Emin’i CHP listesinin 4.sırasından aday göstermişti. İyi Parti Gaziemir özelinde meclis listesinde en az dört sıra istemesine karşın, bir meclis üyesi sırasının verilmiş olması parti içinde ciddi sıkıntıya neden olmuştu. Her iki parti arasındaki gerginlik üst yönetimden gelen telkinler doğrultusunda fazla uzatılmadan İyi Parti’nin fazla diretmemesiyle o süreç atlatılmıştı. Sonuç olarak 31 Mart’ta CHP adayı belediye başkanı seçilirken, İyi Parti’den tek isim olan Leman Emin belediye meclisine seçildi. Seçimlerin hemen ardından belediye meclisinde görev dağılımı ve komisyon seçimleri sonrasında Gaziemir kamuoyu, İyi Parti kontenjanından meclise giren üyenin yeniden partisine dönmesini bekliyordu. Ancak bu gelişme aradan geçen 100 günün sonrasında bile hale gerçekleşmiş değil! Yerel seçimlerin hemen ardından üst yönetimde yaşanan bazı sıkıntıların sonucu olarak İzmir teşkilatında yaşanan gelişmeler ve Gaziemir ilçe başkanlığına seçim dönemi boyunca vekalet eden Beyhan Mutlu’nun istifası hemen ardından yeni ilçe başkanı ve yönetimin atanması bu süreci geciktiren sebepler arasında sayılabilir! Her ne olursa olsun yerel seçimlere ittifak yaparak giren bir partinin seçmen tabanı dikkate alındığında Gaziemir meclisinde temsil yeteneğinden mahrum bırakılmasını pek hoş karşılanmadığı da ortada!

 

Esin Üner’in nazik ziyareti!

 

İyi Parti Gaziemir İlçe Başkanı olarak atanan Esin Üner göreve gelmesinden sonra ilk iş olarak partisinin merkezini Gaziemir’in en gözde meydanına taşımak oldu. İyi Parti Gaziemir İlçe Merkezi’nin meydana taşıması iddialı bir başlangıçtı.

Bir yandan ilçe teşkilat çalışmalarını yürüten Esin Başkan diğer bir yandan ilçedeki muhtarlıklar başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etmeye başladı. Başkan Üner tanışma ve nezaket ziyaretleri kapsamındaki ziyaretlerin birini de Yerel Haberci’ye yaptı. Enis Başkan’ın nezaket ziyareti 24 Temmuz Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğe Günü’nde gerçekleşmiş olması ayrı bir incelikti.

Görüşme seçim sonrası Gaziemir’in değerlendirşldiği samimi bir sohbetti! Başkan ile gelecek günlerde kendisiyle yeniden bir araya gelerek vereceği mesajları kamuoyu ile paylaşacağız.

 

Kadifekale’nin yeniden keşfedilmesi heyecan verici!

 

İzmir’in yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer gerçekten ilginç birisi. O’nu bir İzmirli olarak daha çok Seferihisar’a belediye başkanı olduktan sonra hayata geçirdiği Sakin Şehir projesi ile tanıdık. Aile olarak yanlarımıza dostlarımızı da katarak yaz, kış, bahar demeden Seferihisar’ı, Sığacık’ı (Teos’u) çok defa ziyaret ettik. Kale içinde kurulan pazardan aldığımız yiyeceklerle deniz kenarında kahvaltı etmenin keyfini yaşadık. İzmir Büyükşehir’in önceki belediye başkanı Aziz Kocaoğlu tarafından Kaleiçi’nin düzenlemesi sonrası İzmir gerçektende güzel bir yere sahip oldu.

 

Kocaoğlu’ndan sonra bu kez İzmir’e başkan olan Tunç Soyer ilk 100 gününde verdiği işaretler kentin geleceği adına güzel şeylerin yapılacağı umudunu verdi.

 

Başkan Soyer tarihi Kadifekale’de insanların hafta sonu İzmir panoraması manzarasında keyifli bir hata sonu geçireceğini söyledi. Söylemekle kalmadı tarihi kale içinde açtığı Pegos Üretici Pazarı ile hemen uygulamaya da başladı.

 

Evet İzmir uzun bir süredir sahip olduğu Kadifekale’nin pek kıymetini bilemedi. Bunun bir birine bağlı çok sebebi olsa da sonunda bunu yeniden öne çıkaracak önemli adımları hayata geçirilmeye başlaması da güzel! Kale etrafı ve çevresi, okula başladığım (İnkilap İlkokulu) 1972 yıllarına adeta geri döndü desem abartmış sayılmam! Telsiz Kulesi’nin hemen ardından başlayan Kale yeniden kaçak yapılaşmadan arındırıldı ve etrafı yeşillendi. Burada önceki başkan Kocaoğlu’nun büyük bir çabası olduğunu da not etmeliyiz.

Tunç Soyer başkanın geçmişi öne çıkaran girişimlerini ve yeni düşüncelerini duymak bir İzmirli olarak beni gerçekten heyecanlandırıyor. Başkan Soyer’den şu an ikametgah olarak kullandığı Şato’nun hemen komşusu olan bizlerin Tatar Mahallesi olarak bildiğimiz bölgenin de her yönüyle ele alınması bekliyoruz. Buradaki tek ve iki katlı Sit alanındaki evlerin restorasyonu gerekiyor. Burası İzmir’in körfezi gören mahalleleri ve bölgeleri arasında göz önünde saklı kalmış bölgesi olarak hak ettiği ilgiyi artık görmesi gerekiyor. Aynı şekilde Eşrefpaşa’nın üst tarafları olan Kako, Düzyollar, Çimentepe ve Site bölgesinin uzun yıllardır süre gelen imar sıkıntılarının da aşılması gerekiyor. İzmir’in en eski yerleşimleri olan bu bölge bunu ziyadesiyle hak ediyor.

 

 

 

 

 

    

  

 

 

 

 

 

  

 

  

 

Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?


Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
18/03/2024 , 11:13:17
SİYASET
17/03/2024 , 11:10:47
SİYASET
16/03/2024 , 18:21:50
SİYASET
16/03/2024 , 10:21:00
GAZİEMİR
16/03/2024 , 09:30:00
SİYASET
15/03/2024 , 12:31:36
SİYASET
 
Köşe Yazarları
Köşe Yazarları
Editörün Seçtikleri
Gaziemir'den Tüm Dünyaya Yerel Haberler. Bizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.
Bizi Takip Edin